Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:


Bütün Yazıları


Kavun, karpuz ve doğal maskeler

Kayışkıran otunu bilir misiniz?

Keçiboynuzu deyip geçmeyin

Kemik erimesi erkekleri de vuruyor

Kemik erimesine kalsiyum kalkanı

Kepekli ekmek kanser düşmanı

Kestane kebap ve yüksek tansiyon

Keten tohumu şifa kaynağıdır

Kırışıklıklar ve prostat

Kırmızı biberin faydaları ve Alzheimer

Kış günlerinde gerekli şifalı bitkiler

Kış meyveleri direnci artırıyor

Kış meyvelerinin sarı sultanı Ayva

Kirazın faydaları

Kireçlenmeye dikkat

Kolestrol tehdidi

Kolestrol ve cildi soğuktan korumak

Kolestrolün ilacı ceviz

Kurtuluş kabak çekirdeğinde

Kuru fasulye, kalp ve damarların dostu


1 2 3 4 5 6 7 8 9

 
Yazı boyutunu büyütmek için      Yazıcı için

Kestane kebap ve yüksek tansiyon

Soğuk kış gecelerinin vazgeçilmez keyfi kestanenin, lezzetli olduğu kadar paha biçilmez bir sağlık kaynağı olduğunu da biliyor musunuz?

Evet, tarihi kaynaklara göre; insanoğlunun keşfettiği ilk meyvelerden biri olan kestane, antik çağlarda kutsal sayıldığı için saraylarda verilen büyük şölenlerin değişmez parçası imiş. Kestane, o dönemlerde vücuda kuvvet vermesi için bala batırılarak yenirmiş.

Hemen her yaştan insanın severek yediği kestanenin faydalarına gelince…


Kansızlığı gideriyor
Önemli bir enerji kaynağıdır. 100 gramında yaklaşık 200 kalori bulunmaktadır. Potasyum, fosfor, magnezyum, klor, kalsiyum, demir ve sodyum mineralleri yönünden çok zengindir. Ayrıca bol miktarda C, B1, B2, B6, E ve PP vitaminleri içermektedir. Şeker ve proteince de zengindir. Yağ oranları düşüktür. Çölyak hastaları için buğday içermeyen un kaynağı olabilir.

Muhtevasındaki nişasta, mineral tuzlar, özellikle de potasyum ve diğer besin değerleriyle kestane, kış mevsiminin olumsuz şartlarına, fiziksel ve beyinsel yorgunluklara karşı mükemmel bir sağlık iksiridir. Kalp ve kas sistemini uyarıp organizmanın su dengesini düzenler. Kasları güçlendirir. Kan dolaşımını hızlandırıp varis ve basurların gelişimini önler. Karaciğer yorgunluğunu ve şişkinliğini geçirir. Kansızlığı giderir, vücudun kan üretimini hızlandırır, sindirimi kolaylaştırır. Balla karıştırılmış kestane püresi özellikle iştahsız çocuklar için çok faydalıdır.


Potasyum deposu
Kestane, en çok potasyum düşüklüğünden yakınanlara önerilmektedir. Çünkü 100 gramında tam 500 mg potasyum bulunmaktadır. Çocuk, genç ve yaşlılar için çok değerli bir enerji kaynağıdır. Ayrıca kestane kabuklarının suda kaynatılması ile elde edilen çay, ateş düşürür ve sinirleri yatıştırır. Ancak damar sertliği ve şeker hastalığından yakınanların, kestaneyi ölçülü miktarlarda yemeleri tavsiye ediliyor.


Evde kestane kebap
Özellikle kış gecelerinin vazgeçilmez keyiflerinden biri olan kestane kebabı kolayca yapabilirsiniz. Önce kestaneleri yıkayıp kurulayın, sonra her kestaneye keskin bir bıçak ucuyla derince bir çizik atın. Sadece üst ızgarası yanan bir fırında veya sobanın üzerinde ya da mangalda pişirin. Ayrıca gazlı ocak üzerinde teflon tava veya tencerede de aynı işi yapabilirsiniz.


Kestane şekeri

* Malzemeler:

500 gr iri kestane
2.5 su bardağı toz şeker
2.5 su bardağı su
1 tatlı kaşığı vanilya
Konu kestane olunca tabii ki akla, nefis kestane şekeri geliyor. Hemen her yaştan insanın severek yediği kestane şekerini evinizde kendiniz de yapabilirsiniz. Üstelik oldukça pratik bir yöntemle. Tek yapmanız gereken kestane, şeker ve vanilyayı hazırlamak. İşte gerekli malzemeler, işte tarifi…

* Hazırlanışı:
Kestanelerin dış kabuklarını bir bıçak yardımıyla keserek soyun. Soyulmuş kestaneleri su dolu tencereye alıp ince kabukları yumuşayıncaya kadar kısık ateşte kaynatın. Ilınınca ince kabuklarını da soyun. Tozşekeri başka bir tencereye alıp üzerine suyu ilave edin. Orta ateşte şeker eriyinceye kadar kaynatıp kestaneleri ilave edin. Kısık ateşte yaklaşık 2 saat kadar pişirin. Tencereyi ateşten alıp bir gün kadar bekletin. Sonra tencereyi tekrar kısık ateşe alıp 10 dakika kadar kaynatın ve üzerine vanilya serpin. Kestaneleri şerbetin içinden alıp küçük kağıt kalıplara yerleştirin. Soğuk olarak servis yapın.


Yüksek tansiyonu bol sebze ile yenin
Dünyada en sık rastlanan sağlık problemlerinden biri olan yüksek tansiyon (hipertansiyon) ülkemizde de milyonlarca insanı pençesine almış bir rahatsızlıktır. Çoğu zaman fark ettirmeden seyreden ve tedavi edilmediğinde çok ciddi sağlık problemlerine, hatta ölümlere sebep olabilen bu sinsi hastalık konusunda kendi kendinizin doktoru olabilirsiniz.

Bunun ilk ve en önemli şartlarından birinin doğru beslenme olduğunu aklınızdan çıkarmamalısınız. Ayrıca doktorlar veya beslenme uzmanları tarafından belirlenen ve yüksek tansiyonun seyrini bir ilaç gibi etkileyen diyet listelerini de dikkatlice takip etmelisiniz.


Sebze ağırlıklı beslenme
İngiltere’de yapılan araştırmalar, sebzeye dayalı beslenmenin yüksek tansiyonu önlediğini ortaya koydu. Londra’daki Imperial College tarafından yapılan araştırma sırasında 40-59 yaş grubundaki 4 bin 680 kişinin beslenme alışkanlıkları ile tansiyonları arasındaki ilişki izlenmiş ve bol sebze yiyenlerde yüksek tansiyon problemi çok daha az görülmüş.

Konuyla ilgili bulgularını bir tıp dergisine yazdığı makalede değerlendiren Prof. Paul Elliott, çok kesin olmamakla birlikte sebzelerde bulunan amino asitler ve magnezyum gibi maddelerin yüksek tansiyonu kontrol altında tutmakta etkili olabileceğine işaret ediyor.


Vejetaryen diyeti
Imperial College ekibinin bulgularını destekleyen İngiliz Kalp Vakfı sözcüsü Dr. Belinda Linden da yakın geçmişte yapılan bir başka araştırmanın da yüksek tansiyonun vejetaryen diyetiyle daha kolay kontrol altına alınabildiğini gösterdiğini hatırlatıyor. Dr. Linden, bunda sebzelerin daha az tuz ve daha çok antioksidan vitaminler içermesinin etkili olabileceğini belirtiyor. Sebzelerin düşük kalori ve yüksek lif içerdiklerine dikkat çeken Dr. Linden, sebzeye bağlı diyetlerin şeker hastalığının kontrolünde de etkili olduğunu bildirdi.


Şifalı formüller
Yüksek tansiyondan kurtulmak için şifalı bitkilerle hazırlanan bu formüllerden faydalanabilirsiniz.

* 40’ar gram zeytin yaprağı, alıç çiçeği, ökseotu yaprağı, 30 gram kocayemiş yaprağı, 20 gram adaçayı, 30 gram atkuyruğu, 20 gram çöven yaprağı, 30 gram meyan kökü karıştırılır. 4 bardak suya bu karışımdan 4 çorba kaşığı konur. 3 dakika hafif ateşte kaynatılır. 20 dakika demlendirilir. Günde 4 kere birer bardak içilir.

* 5 gram adaçayı, 25 gram ayrıkotu kök sapı, 15 gram meyankökü, 15 gram dulavratotu kabuğu, 7 gram kara asma yaprağı, 35 gram atkuyruğu, 10 gram zeytin yaprağı ile hazırlanan karışımdan, 2 bardak suya 3 çorba kaşığı konur. 5 dakika kaynatılır, 15 dakika bekletilir. Sabah-akşam birer bardak içilir.

* Yüksek tansiyonun sebep olabileceği beyin kanamasını önlemek için bir kilo beyaz soğan rendelenir. 2 eşit parçaya ayrılır ve bileklere kadar iki ayak rendelenmiş bu soğanla sarılır. Bir gece bekletilir.


Hangi sebze ve meyveler
Yüksek tansiyon üzerinde olumlu etkilere sahip sebze, meyve ve otlardan bazı örnekler verelim: Sarımsak, alıç, armut, çavdar, hodan, çoban çantası, elma, limon, karabaş otu, sarmaşık, şahtere, zeytin yaprağı, papatya, pirinç, çilek, hünnap, frenk üzümü, mahmude, sinameki, ıhlamur, ökseotu, çilek, armut.


Bebeklerde görülen gaz problemi için çözüm
Bebeklerde görülen gaz problemi birçok anneyi korkutur. Papatya, nane ve anasonla hazırlanan harika bir çay da çocukların gazı için mükemmel bir çözüm olacaktır. Hazırlanması da son derece kolay: Papatya, nane ve anasondan birer fiske (yaklaşık birer çay kaşığı) alarak bir cezveye koyup birkaç dakika kaynatın. Soğuduktan sonra süzerek bir şişeye veya biberona alın. Gün boyu su yerine bu karışımı içirebilirsiniz. Çocuğunuzun hem gazını alacaktır, hem de uykusunu düzene sokacaktır.


Bebeğiniz için D vitamini alın
Yeterli D vitamini alamayan kadınların çocuklarında raşitizm hastalığı görülme riskinin çok yüksek olduğu belirtildi. Türk Çocuk Kemik Sağlığı Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Behsat Özkan, bu sebeple özellikle doğurganlık çağındaki kadınların D vitamini konusunda hassas olmaları gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Özkan, raşitizm hastalığının özellikle büyüme çağında olan çocukların kemiklerinde meydana gelen bozulma olduğunu ve hastalığın D vitamini eksikliğinden kaynaklandığını hatırlattı.

Vücudun D vitamini için güneş ışınlarına ihtiyaç duyduğunu belirten Özkan, bunun için özellikle kadınların yeterli şekilde güneşlenmeleri gerektiğine dikkat çekti. Ancak kış aylarında güneş ışınlarının yeterli gelmediğini belirten Prof. Dr. Özkan, şunları söyledi: “Bu aylarda kadınların dışardan daha fazla D vitamini almalarını öneriyoruz.”


Doğuda risk daha yüksek
Özkan, uzun süren kış aylarında soğuktan korunmak için çok kalın kıyafetler giymek zorunda kalan insanların güneşten daha az yararlanması ve D vitaminini daha az alması sebebiyle doğuda raşitizm riskinin daha yüksek olduğunu söyledi. Prof. Dr. Behsat Özkan, Sağlık Bakanlığı’nca raşitizm hastalığının önüne geçmek için uygulanan ücretsiz D vitamini dağıtımının, bölgede raşitizm hastalığının görülme sıklığının azalmasını sağladığını da bildirdi.


Kolon kanserini de önlüyor
ABD’de yapılan bir araştırma D vitamininin bağırsak kanserine yakalanma riskini azalttığını ispatladı. Araştırmaya göre, her gün 25 mikrogram D vitamini almak, bağırsak kanseri riskini yarı yarıya azaltıyor.. Profesör Edward Gorham, D vitamininin bağırsak kanserini önlemede olumlu etkileri olduğunun bilindiğini ancak ideal miktarın şimdiye kadar belirlenemediğini belirtti. Yağda eriyen vitaminlerden olan D vitamini, ince bağırsaklardan kalsiyum ve fosforun emilimini düzenleyerek kemik büyümesi, sertleşmesi ve tamiri üzerinde etkili oluyor. D vitamini bebekler ve çocuklarda kemik ve dişlerin normal gelişme ve büyümesini sağlıyor ve raşitizmi önlüyor. (16.01.2006)

 

Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.