Bebekler ve çocuklar güneş ışığına karşı oldukça hassastır. Zamanlarının büyük kısmını sokaklarda, bahçelerde, deniz kenarlarında oynayarak geçiren çocukların gereğinden fazla güneş altında kalmasının tehlikeli olabileceğini unutmamak gerekir. Çünkü araştırmalar, çocuklukta oluşan ciddi güneş yanıklarının, ileride cilt kanserine yakalanma riskini arttırdığını gösteriyor.

Güneş altında fazla kalmak ne kadar zararlıysa, bir miktar güneş ışığı da kendimizi zinde ve güçlü hissetmemiz için o kadar gereklidir. Güneşli bir günde dışarı çıktığınızda güneş ışınları deri hücrelerine ulaşarak onları canlandırır, bu da kendimizi daha dinç hissetmemizi sağlar.


İyimserlik, zindelik verir
Ayrıca aydınlık ve güneşli bir havada, göz bebeklerimize ulaşan güneş ışınları; beynimize iyimserlik, canlılık, zindelik komutları verir. Kapalı ve yağmurlu havalarda nedensizce içimizin sıkılması, moralimizin bozulması bundandır. Güneşe çıktığınız saatler ve güneş altında ne kadar kaldığınız, cildinizin zarar görmesi bakımından önemlidir. Anne babaların çocuklarını, mayıs-eylül ayları arasında güneşten dikkatle korumaları gerekiyor. Eğer çocuğunuz özellikle öğle saatlerinde güneşte 5 dakikadan fazla kalacaksa, mutlaka 20-25 koruma faktörlü bir krem sürün.


Bunlara dikkat

- Güneş ışınları cildin elastikiyetini azaltarak erken yaşlanmasına sebep olur. Çocuğun cildi,
yetişkinlere oranla daha incedir ve dolayısıyla güneşten daha özenle korunmayı gerektirir.

- Güneşteki UVA ışınları; cilt yanıkları, çiller ve deri lekelerinden birinci derecede sorumludur. UVB ışınları ise cilt kanserini tetikleyen faktörlerdendir.

- Güneşin altında fazla kalan cilt, terleyerek tepki verir. Ancak 3 aylıktan küçük bebekler terleyemezler ve fazla sıcağa maruz kaldıkları takdirde, havale gibi ciddi rahatsızlıklar geçirirler.

- Su ve kum, güneş ışınlarının daha fazla yansımasına ve dolayısıyla daha fazla yanmamıza sebep olur. Ayrıca UV ışınlarının suda iletkenlik özelliği olduğu için yüzerken de yanmaya devam edersiniz.


Bol bol ayran için
Yaz günlerinin vazgeçilmez içeceklerinin başında gelen ayran; serinletici ve rahatlatıcı özelliğinin yanı sıra içeriğindeki yoğurt bakterilerinin antikanserojen etkisi sebebiyle kanserin başlangıcını önlüyor ve tümör hücrelerinin gelişimini geriletiyor. Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Tayar, yazın vücudun ter yoluyla kaybettiği su ve minerallerin, içilecek birkaç bardak ayranla yerine konabileceğini söyledi.

Ayranın bugüne kadar hiçbir olumsuz etkisinin belirlenemediğini söyleyen Prof. Dr. Tayar şunları söyledi:
“Ayran, kolesterol miktarını azaltmasının yanı sıra, toksik maddelerin nötralizasyonunu ve vücuttan atılmasını da sağlıyor. Ayrıca, bağırsak florasının stabilitesini artırıyor ve düzenliyor. Sindirim sistemindeki olumsuzlukların giderilmesine yardımcı oluyor. Birçok sindirim bozukluğu üzerinde tedavi edici etki yapıyor.”


Canlandırıcı cilt maskeleri
Cildinizin canlı ve pırıl pırıl görünmesini istiyorsanız, aşağıda vereceğimiz canlandırıcı maskelerden yararlanabilirsiniz. Bu maskeler yüzünüzün su, nem, krem gibi ihtiyaçlarını karşılayıp, cildinizin ışıldamasını sağlayacaktır.

* Bir çorba kaşığı kil ile 1 olgun domatesi karıştırarak krem kıvamına getirin ve yüzünüze sürün. 20 dakika bekletip sonra ılık suyla yıkayın.

* Bir çorba kaşığı süzme yoğurdu, 1 çorba kaşığı kil ile karıştırın. Karışımı yüzünüze sürüp 20 dakika bekledikten sonra yıkayın.

* Bir yumurtanın akı, bir küçük boy salatalık ve bir tatlı kaşığı taze kremayı, bulamaç haline getirin. Bu karışımı yüzünüze sürün. Yarım saat kadar bekleyip ılık maden suyuyla temizleyin.

* Bir elmayı rendeleyin, az miktarda süt ile pişirin. Ilık olarak göz çevresi hariç yüzünüze sürün. Kuruyunca ılık su ile yıkayın. Daha sonra gül suyu sürün. (22 Temmuz 2007)