Yurdumuz, şifalı bitkiler açısından tam anlamıyla “doğal bir eczane”... Dağlarımız, ovalarımız, yaylalarımız, her biri şifa kaynağı olan bitki ve meyvelerle dolu. Çoğu sadece yetiştiği yöre halkı tarafından bilinen bu bitki ve meyveler, aslında koruyucu hekimlik için de, ilaç sanayii için de, “alternatif tıp” olarak isimlendirilen şifalı bitkilerle tedavi uygulamaları için de mükemmel bir kaynak... Ve ne yazık ki birçoğu keşfedilmeyi bekliyor...

Karayemiş de keşfedilmeyi bekleyen bu şifa kaynaklarından biri... Başta Doğu Karadeniz olmak üzere, Toroslar ve Marmara’nın doğu kesimlerinde yetişmekte olan Karayemiş’in Latince adı “Prunus Laurocerasus”tur. Ülkemizde ise “Taflan”, “Karamış”, “Kattak”, “Laz Üzümü”, “Gürcü Kirazı”, “Tanal” gibi isimlerle bilinen bu harika meyve, özellikle nefes darlığının önlenmesinde ve tedavisinde son derece yararlıdır.


Bağırsakların ve midenin dostu
Yaprağı, meyvesi ve hatta çekirdeği bile şifa kaynağı olan Karayemiş, bağırsakların ve midenin dostudur. Zengin antioksidan bileşenlerine sahip olduğu için birçok hastalığın oluşumunu ve gelişimini engellemektedir. Bu hastalıklar arasında; nefes darlığı, kanser, mide ülseri, alzheimer, diyabet ve kalp-damar hastalıkları ilk akla gelenler. Ayrıca; doku ve cilt hastalıklarıyla romatizmal rahatsızlıklarda ve bağırsak tembelliğinde son derece faydalı olan Karayemiş, yenildikten sonra uzun süre tokluk hissi verdiği için ideal bir diyet yiyeceği olarak da kabul edilmektedir.


İlaç sanayii için mükemmel bir kaynak
Türkiye’nin keşfedilmeyi bekleyen bitki zenginliğini ortaya çıkarmak için yıllarca çalışan Karadeniz Teknik Üniversitesi Ordu Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turan Karadeniz, bilinmeyen 82 bitkiyi inceleyerek bir kitapta topladı. Doç. Dr. Turan Karadeniz de kitabında Karayemiş için şunları söylüyor:
“Çeşitli hastalıkların önlenmesinde ve tedavi edilmesinde çok yararlı olan Karayemiş, hem koruyucu hekimlik ve hem de ilaç sanayii için mükemmel bir kaynak. Ayrıca; pasta, kek, bisküvi ve özellikle hoşaf ve kompostolara lezzet vermek için önemli bir katkı maddesidir.”


Domates suyu kalp dostu
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık, düzenli olarak domates ve domates suyu tüketiminin kalp hastalıklarını önlediğini söyledi. Prof. Dr. Artık, “Domateste bol miktarda bulunan likopen adlı madde, kalp hastalıklarının ortaya çıkmasını önlüyor” dedi.
Likopenin sağlık açısından öneminin son yapılan bilimsel araştırmalarla da ortaya konduğunu belirten Prof.Dr. Nevzat Artık, “Likopen, başta prostat olmak üzere sindirim sistemi, göğüs ve akciğer kanserinin vücutta etkili olmasını da engelleyen maddelerin başında geliyor” dedi.


Likopen deposu
Karpuz, tropikal meyveler ve kırmızı greyfurtta da bol miktarda bulunan likopen, domates ve domates suyunda ise yüzde 85 oranında yer alıyor.

Prof.Dr. Nevzat Artık, domatesin içerdiği C vitamini sebebiyle, bağışıklık sisteminin gelişmesi için de yararlı olduğunu belirtti. Mineral bakımından da oldukça zengin olan domatesteki selenyum, gelişmenin sağlanmasında, metabolizmanın düzenlenmesinde, kısırlığın önlenmesinde ve pankreasın harekete geçirilmesinde de çok etkilidir.


Koyu renk saçlara doğal ışıltı
Yarım çay fincanı zeytinyağıyla bir çay fincanı süzme balı karıştırın. Bu sıvıyı iyice sallayıp çalkalayın ve birkaç gün dinlenmeye bırakın. Daha sonra bu karışımı baş derinize ovarak ve tarayarak yedirin. Başınıza bir naylon torba geçirerek, başın sıcaklığını muhafaza etmesini sağlayın. Karışımı başınızda yarım saat beklettikten sonra, saçlarınızı bol suyla durulayın. Bu işlem, koyu renk saçların ışıltılı bir hal alıp parlamasını sağlar.


Yorulmuş yüzleri dinlendiren maske
Püre haline getirilmiş yarım muz ile çeyrek fincan elma suyunu karıştırın. Daha sonra bu karışımın içine üç damla nane yağı ve bir miktar patates nişastası ekleyin. Bütün malzemeleri koyduktan sonra iyice karıştırdığınız maskeyi, yüzünüze sürüp en az on dakika bekleyin. Yüzünüzü yıkadıktan sonra cildinizin canlanarak günün yorgunluğunu ve uykusuz görünümünüzü sildiğini fark edeceksiniz. (05.09.2005)