Ülkemizde en çok Ege bölgesinde, özellikle de Aydın ve İzmir’de yetişen incir, hem lezzetli bir meyve, hem de sağlık açısından son derece yararlı bir gıdadır. Tazesi de kurusu da büyük bir zevkle tüketilen bu harika meyve, vitamin ve mineral bakımından son derece zengindir.

İçeriğinde şeker, albüminli maddeler, organik asitler, pektin ve provitaminin yanı sıra A, B1, B2, C ve E vitaminleri ile yüksek oranda magnezyum, kükürt, fosfor, kalsiyum ve demir vardır. Bu yüzden kansızlığa ve kemik hastalıklarına iyi gelir. Bağırsaklardan toksik maddelerin atılması, kandaki kolesterol seviyesinin düşürülmesi gibi faydaları da vardır. Kalbe ferahlık verir, kuluncu ve sindirim organı sancılarını giderir. İncir ayrıca çok önemli bir lif kaynağıdır. Sadece 1 adet kuru incir, vücuda 2 gram lif sağlamaktadır. Buna göre; 10-12 tane kuru incir bir kişinin günlük lif ihtiyacını karşılayabilmektedir.


Sindirim sisteminin dostu

İncirin insan sağlığına katkısı saymakla bitmez. İşte bunlardan bazıları:

- Vücuda enerji verir. 100 gram incirde yaklaşık 290 kalori vardır.

- Kansere karşı bağışıklık sistemini güçlendirir.

- Sütteki kalsiyum miktarının yaklaşık iki katına sahiptir.

- Hamilelerde ve çocuklarda kemik gelişimine katkı sağlar.

- Yaşlılarda kemik erimesini önler.

- İçerdiği protein ile hücreleri tamir eder ve yeniler.

- Zengin demir minerali ile kansızlığı giderir.

- Fosfor ile göze takviye olur.

- Kemik hastalıklarında ve gelişim bozukluklarında yararlıdır.

- Bağırsaklardaki toksik maddelerin atılmasına, kandaki kolesterol düzeyinin düşürülmesine yardımcı olur.

- Şeker hastalıklarında kan şekerinin hızla yükselmesini önler.

- Kabızlık, hemoroit, bağırsak kanseri gibi rahatsızlığı olanlarda etkin bağırsak yumuşatıcı özelliği vardır.

- Kalsiyum ve potasyum mineralleri açısından zengin olduğundan, hamile kadınlar hem kendi hem de taşıdıkları bebeğin sağlığı açısından tüketmelidir.

- İçeriğindeki “benzaldehit” sayesinde kanserli hücrelerin büyümesini önler.


İncirli formüller

* Cevizle birlikte yenirse hem vücudu zehirlerden korur, hem de bronşite iyi gelerek öksürüğü keser. Nezle için de faydalıdır.

* İnciri süt, sirke veya zeytinyağına batırıp yiyerek basur şikayetinizi ortadan kaldırabilirsiniz.

* Sesiniz kısıldığında hemen bir inciri bir su bardağı kadar sütün içine koyup bir cezvede kaynatın. Ilık ılık bu şurubu için, çok yararını göreceksiniz.

* Yaş dalları kırıldığında akan sütümsü beyaz sıvı, nasır ve siğillere sürülür.

* Anasonla beraber yenen incir hem kan yapar, hem de şişmanlatır.

* Dil büyümesine karşı,4 su bardağı süte; 5 tane kuru incir, 1 çorba kaşığı dövülmüş meyan kökü ve 1 çorba kaşığı çemen konur. Kaynatılıp, süzülür. Gargara yapılır.

* Bağırsak parazitlerine karşı,
1 kahve kaşığı anason, iyice dövülür ve 2 adet kuru veya yaş incirle yenir. Üzerine 1 bardak su içilir.

* Öksürük için 2 su bardağı çiğ süte; 1 tane kuru incir doğranır. Kaynatıldıktan sonra, 20 dakika bekletilip, süzülür. Günde 2 kere, birer çay bardağı sıcak sıcak içilir.


Derideki kuruluğa karşı zeytinyağı

Ciltteki aşırı kuruluk birçok kişinin ortak problemidir. Tıpta “iktiyoz” denilen deri kuruluğunun en belirgin göstergesi, cildin pul pul olması, hatta çatlaklar meydana gelmesidir. Bu durumda takip edilecek en pratik yol, deriyi dışardan nemlendirmektir. Sık sık sıcak banyo yapmak da şikayetlerin giderilmesinde çok faydalıdır.

Kuru cildinizi nemlendirmeniz için kolayca uygulayabileceğiniz şu formüllerden de yararlanabilirsiniz:

* 1 çay bardağı zeytinyağına; 1 çorba kaşığı tereyağı konur. Eritildikten sonra cilde sürülür. 6 saat sonra ılık su ile yıkanılır.

* 3 su bardağı gliserine; 3 çorba kaşığı taze gülsuyu konup, karıştırılır. Banyo suyuna ilâve edilip, yıkanılır.

* Yatmadan önce, vücut acı bademyağı ile iyice ovulur. Sabahleyin ılık su ile banyo yapılıp, iyice kurulanılır.

* Ayrıca; havuç, lahana, ceviz, üzüm, portakal, çilek, pancar, pirinç pilâvı yemek de faydalıdır.


Alerjik bünyeli bebeklere muz ve domates yasağı

Anne-babalar dikkat! Uzmanlar, alerji olma riski yüksek bebeklere muz, yumurta ve domates verilmemesi uyarısında bulunuyor.Almanya’nın Bavyera eyaletindeki Gaissach Hastanesi’nin alerji uzmanı Prof. Carl-Peter Bauer, özellikle emzirilmeyen bebeklerin derilerinde oluşabilecek kabarıklık ve kızarıklıkların bilinçli beslenmeyle önlenebileceğini belirtiyor.

Havuç, buğday, patates, elma, pirinç, armut ve tavuğun ilk dört ayda ek gıda olarak bebeklere verilebileceğini kaydeden Prof. Bauer, yumurta, muz, balık, domates, narenciye ve soyanın ise alerji riski yüksek olan bebeklere verilmemesi gerektiğini söylüyor. Prof. Bauer, anne veya babası alerjik bünyeli olan bebeklerin bu konuda yüksek risk altında olduğunu da hatırlatıyor. (12 Ağustos 2007)