Sual: Bir yazar, İbni Teymiye gibi, (Kılınmayan namazın kazası gerekmez. Çok nafile kılması, çok hayır hasenat yapması gerekir) diyor. Hayırlı işler namaz yerine geçer mi?
CEVAP
İbrahim Muhammed Neşat hazretleri buyuruyor ki:
Namazı bilerek terk etmenin büyük günah olduğunu ve kaza etmek gerektiğini, cumhur-ı ulema bildirmektedir. İbni Teymiye, (Namazı kasten terk edenin kaza etmesi gerekmez. Kaza kılması sahih olmaz. Çok nafile kılması, çok hayrat ve hasenat yapması gerekir) dedi. Daha önce İbni Hazm da, böyle uygunsuz fikirler ortaya atmıştı.
İbni Teymiye ve İbni Hazm, bazı âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere, yanlış manalar vererek, Ehl-i sünnetten ayrıldılar. Böylece, hayırlı işlerin, namaz yerine geçeceği sapıklığını ortaya attılar. İslamiyet’te açtıkları yaraların en zararlı olanlarından biri de bu olmuştur. Hazret-i Ali’nin bildirdiği hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Farz borcu olan, kazasını kılmadan nafile kılarsa, boş yere zahmet çekmiş olur.) [Fütuh-ul gayb 48. makale]
Bütün Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki:
Özürlü ve özürsüz olarak namazı terk edenin, bunu kaza etmesi gerekir. (İbni Âbidin, Halebi, Cevhere, Tahtavi)
Namazı, şer’i özürsüz vaktinden sonra kılmak, büyük günahtır. Bu günah, kaza edince affolmaz. Kaza ettikten sonra, ayrıca tevbe de gerekir. (Dürr-ül Muhtar s.485)
Sual: Zekat borcumuz var iken, sadaka vermemiz uygun olur mu? Yahut zekat parası ile yol, köprü, çeşme, cami yaptırsak mahzuru olur mu? Kaza namazı borcumuz var iken, çok sevap olan tesbih namazı, kuşluk namazı kılsak sakıncası olur mu?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Nafile, farzın yanında denizde damla bile değildir.
Milyarlarca sadaka vermekle, binlerce çeşme ve cami yaptırmakla hasıl olan sevap, bir kuruş zekat sevabına eşit olamaz. Çünkü çeşme ve cami yaptırmak nafile ibadettir, zekat ise farz ibadettir. Peygamber efendimiz, kaza namazı borcu olanın nafilelerinin kabul olmayacağını bildiriyor. Ömür boyu nafile namaz kılınsa, iki rekat farz namaz sevabına kavuşulamaz.
Nafile namaz kılmak ve farz olmayan ibadetleri yapmak yerine farz-ı ayn olan [herkesin kendisine lazım olan namaz, oruç gibi] ilimleri öğrenmek lazımdır. Bir kimse ömür boyu nafile ibadet etse, bir sayfa farz-ı ayn olan ilmi öğrenmenin sevabına kavuşamaz.
Farz-ı ayn ilimden bir şey öğrensen eğer,
Dünyanın hazinesi etmez bu kadar değer.
Kaza namazı kılmak
Sual: İbni Teymiye ve yandaşları, (Vaktinde kılınmayan namazları kaza etmek gerekmez, tevbe etmek yeterli olur) diyorlar. Namazları kaza etmek gerekmez mi?
CEVAP
Evet, İbni Teymiye, (Özürlü ve özürsüz terk edilen namazları kaza etmek gerekmez) diyor. (Mecmu-ul-Fetava 12/106)
İbni Teymiye’nin sözü dinde senet değildir. Zaten birçok yanlış inancı yüzünden küfre düşmüştür. Vaktinde kılınmayan namazları kaza etmek gerekmez demek dini yıkmak olur. O zaman kimse namaz kılmaz, zekât vermez, hacca gitmez, oruç tutmaz, sonunda da tevbe edince oluyormuş der.
Namazları vaktinde kılmak farz olduğu gibi, vaktinde kılınmayanı kaza etmek de farz olduğu, bütün fıkıh kitaplarında bildirilmiştir. Birkaçı şöyledir:
1- Farz namazı, özürsüz vaktinden sonra kılmak, büyük günahtır. Bu günah, yalnız kaza edince affolmaz. Kaza ettikten sonra, ayrıca tevbe veya haccetmek de gerekir. Kaza edince, yalnız namazı kılmamak günahı affolur. Kaza kılmadan, tevbe edilince, terk günahı affolmadığı gibi, tehir günahı da affolmaz, çünkü tevbenin kabul olması için, günahı terk etmek şarttır. (Dürr-ül-muhtar)
2- Farzlara önem verip, tembellikle yapmayan kimse, mürted olmaz. İmanı gitmez; fakat bir farzı yapmayan Müslüman, iki büyük günaha girer: 1- O farzın vaktini ibadetsiz geçirmek yani farzı geciktirmek günahı. Bunun affolması için tevbe etmek gerekir. 2- Bu farzı yapmamak günahı. Bu büyük günahın affolması için, bu farzı hemen kaza etmek lazımdır. Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük günah olur. (Berika)
3- Özürlü ve özürsüz olarak namazı terk edenin, bunun farzını kaza etmesi şarttır. (Halebî)
4- Vaktinde kılınmayan her namaz, unutarak veya kasten kazaya kalsa da, o namazı kaza etmek farzdır. (Hindiyye)
5- Özürlü veya özürsüz kazaya kalan farz namazları, hemen kaza etmek farzdır. (Mezahib-i Erbaa)
Birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Bir namazı vaktinde kılmayı unutan, hatırlayınca kılsın. Unutulan namazın bundan başka kefareti yoktur.) [Tirmizi, Ebu Davud, Nesai]
(Uyuyarak veya unutarak bir namazı vaktinde kılamayan, hatırlayınca kılsın.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud]
(Farzı unutan, imamla daha sonraki bir namazı kılarken hatırlasa, o namazını imamla kılsın, namazdan sonra, unuttuğunu kaza etsin. Sonra imamla kıldığını da iade etsin.) [Taberani, Hatib]
(Farz namaz borcu olanın, nafile namaz kılması, hamile kadına benzer. Doğumu yaklaşırken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Kaza borcu olan kimse de, böyle olup, farz namazlarını kaza etmedikçe, Allahü teâlâ, onun nafile namazlarını kabul etmez.) [Fütuh-ul-gayb]
Resulullah, bir gecenin sonunda uyumuştu, güneş doğana kadar uyanamadı. Uyandı ve güneş yükselince kaza etti. (Nesai)