Sual: Ruhsat adı altında, Müslümanlara her kolaylığı söylemek doğru mudur? Mesela “Fakirin kurban kesmesi adak olmaz” diyerek fakirin kestiği nafile kurbandan yedirmek, “Büyük baş hayvana ortak olarak girebilir” demek uygun olur mu? Ruhsatlardan faydalanmayı teşvik etmek caiz midir?
CEVAP
Evet caizdir ve çok iyidir.
Dinimizde, bir hususta iki kavil varsa, gerektiğinde kolay olanını tercih etmek de, dinin emrine uymak olur. İmam-ı Şarani hazretleri, (İhtiyaç halinde ruhsatla amel etmeli) buyurdu. İmam-ı Rabbani hazretleri de, (Gerektiğinde en kolay fetvaya uymalı! Allahü teâlâ, insanlara güç gelen şeyleri değil, kolay olanların yapılmasını istiyor. Çünkü insan zayıf, dayanıksız yaratıldı) buyuruyor.
Bir âyet-i kerime meali:
(Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez.) [Bekara 185]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Allah’ın rahmetinden ümit kestirip dinden nefret ettirene lanet olsun!) [Nesai]
([Dine uyarak] Kolaylaştırın, güçleştirmeyin, müjdeleyin, nefret ettirmeyin!) [Buhari]
(Allahü teâlânın size verdiği kolaylık ve ruhsatlardan faydalanın!) [Buhari]
(Ruhsatlardan faydalanmayan, Arafat dağı kadar günah işlemiş olur.) [Taberani]
İki ayrı kavilden bazıları:
1- Fakir, kurban bayramında, kurban keserse adak olur, etinden yiyemez. Başka bir kavilde ise, fakir, kurban bayramında kurban keserse, kestiği hayvan nafile olur, etinden yer. Şimdi bu fakire, (Sen onun etinden yiyemezsin, keseceğin adak olacağı için büyük baş hayvana da ortak olamazsın) diye ısrar etmek, öteki kavli hiçe saymak olur, zorluk çıkarmak olur.
2- Kurban kesmede iki kavil vardır. Evin, dükkanın, atölyenin, kamyonun bir yıllık kirası, ne kadar çok olursa olsun, bir yıllık ev ihtiyacını veya aylık geliri ve aldığı maaş ve ücret, aylık ihtiyacını ve borçlarını karşılamayan kimse, İmam-ı a’zamla imam-ı Ebu Yusuf’a göre zengin sayılır. Kurban kesmesi gerekir. Ama imam-ı Muhammede göre fakirdir, kurban kesmesi gerekmez. İkinci kavli tercih ederek kurban kesmeyen günaha girmez. (İbni Abidin)
3- İmam-ı a’zama göre, karı koca birbirine zekat veremez. İmameyne göre ise, fakir kocaya, hanımı zekat verebilir. İlla öteki kavli ileri sürmek uygun olmaz.
4- Oyuncak bebek ve oyuncak hayvanlar, âlimlerin çoğuna göre caiz değildir. İmam-ı Ebu Yusuf’a göre caizdir. Bu kavilden istifade ederek, oyuncak bebek ve hayvan alıp satmak, oynamak caiz olur. İlla öteki âlimlere uymayı istemekte, diretmek doğru değildir.
5- Kolonya, parfüm, tentürdiyot gibi alkol karışımları necistir. Başka bir kavilde ise affedildi, yani necis değildir. Yarasına tentürdiyot sürüp namaz kılana namazın sahih değil denmez.
6- Maliki’de necaset namaza mani değildir. Unutup, günlerce necis elbise ile, namaz kılan, sonra bunu görüp, bu namazları Maliki’ye göre kıldım dese, sahih olur. İdrar veya yel kaçırmak gibi bir özrü olan, Maliki’yi taklit ederse, özrü abdestini bozmaz. Bunun gibi, kendi mezhebine göre caiz olmayan, ama başka bir mezhepte caiz olan şeyi, ihtiyaç halinde taklit caiz olur.
7- Süt kardeş ile evlenmek haramdır. Evlendiği kızın yıllar sonra süt kardeş olduğu meydana çıksa; fakat bir iki kere emdiği tespit edilse, Şafii mezhebi taklit edilerek, evliliklerine devam edebilirler. İlla ayrılmaları gerekir denmez. Nikahta ve talakta da, aynı durumlar çok görülüyor. Şafii bir genç, sevdiği kızı, babası vermediği için kaçırıyor. Bu gençlerin, Hanefi’yi taklit ederek, evlenmeleri caiz olur. Bilahare, çocukları olunca, oğlan bu kızı boşasa, sonra pişman olsa, Şafii’yi taklit ederek evlenebilirler. Böyle ruhsatlara karşı çıkmak, taassuptan başka şey değildir.
Sual: Bir özrü sebebiyle, Şafii mezhebini taklit etmekte iken, daha kolay diye, Maliki’yi taklit etmek telfîk yani haram olur diyenler var. Niye haram oluyor ki?
CEVAP
Şafii mezhebini taklit etmekte iken, daha kolay diye, Şafii mezhebini taklit etmeyi bırakıp, Maliki mezhebini taklit etmeye başlamak bir ruhsattır, çok iyi olur. O kimselerin, bu ruhsata haram demeleri, ilmî değildir, indîdir ve tamamen taassuba dayanmaktadır. Çünkü ruhsata karşı çıkmak günahtır. Üç hadis-i şerif meali:
(Allahü teâlâ, emrettiği şeyleri yapmanızı sevdiği gibi, ruhsat, izin verdiği şeyleri yapmanızı da sever.) [Beyheki]
(Allahü teâlânın size verdiği kolaylık ve ruhsatlardan faydalanın!) [Buhari]
(Ruhsatlardan faydalanmayan, Arafat dağı kadar günah işlemiş olur.) [Taberani]
Telfîk; kendi mezhebinde caiz değil iken, bir ihtiyaç, bir harac [güçlük] olmadan ve şartlarına riayet etmeden, başka mezhepte caiz olan hükümlerle amel etmek demektir. Telfîk haramdır, söz birliği ile bâtıldır.
Demek ki telfîk, bir ihtiyaç yok iken, başka bir mezhebin, o konudaki şartlarını gözetmeden, o mezhepteki kolay hükümlerle amel etmesi demektir. Şafii mezhebini taklit ederken, Maliki’yi taklide başlayan, Malik’inin bildirdiği bütün şartlara uymakta ve bir ihtiyaç için o mezhebi taklit etmektedir. Bunun telfîk ile zerre kadar ilgisi yoktur.