Sual: Sünnet ne demektir?
CEVAP
Sünnet kelimesi yerine göre, farklı anlamlarda kullanılır:
1- Kitab ve sünnet ifadesindeki sünnet, hadis-i şerifler demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’ın kitabına, Peygamberin sünnetine sarılırsanız hiç sapıtmazsınız.) [Hakim]
2- Farz ve sünnet ifadesindeki sünnet, Resulullah efendimizin farz olmayarak yaptığı işler demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetim bozulunca, sünnetime uyana yüz şehid sevabı verilir.) [Hakim]
3- Sünnet, yalnız olarak kullanılınca, İslamiyet demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir zaman gelecek ki, ortalık bozulduğu zaman sünnetime [İslamiyet’e] tutunmak avuçta ateş tutmak gibi olacaktır.) [Hakim]
4- Sünnet, yol, çığır gibi manalara da gelir. Mesela sünnet-i hasene iyi çığır, sünnet-i seyyie kötü çığır demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kimse, sünnet-i hasene çıkarırsa, [iyi bir çığır açarsa] onun sevabı ve kıyamete kadar onunla amel edenlerin sevabı kadar sevap alır. Bir kimse de sünnet-i seyyie çıkarırsa, [kötü bir çığır açarsa] onun günahı ve kıyamete kadar onu işleyenlerin günahı kadar günah kazanır.) [Müslim]
Bir de, sünnet âdet, iş anlamındadır. Mesela Sünnetullah tabiri, Allah’ın âdeti, Allah’ın işi demektir. Hazret-i Ömer’in sünneti demek, Hazret-i Ömer’in âdeti demektir.
5- Ehl-i sünnet, kurtuluş fırkasının adıdır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Tirmizi’nin bildirdiği hadis-i şerifte, (Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72’si Cehenneme gider, yalnız bir fırka kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir) buyuruldu. Bu fırkaya (Ehl-i sünnet vel cemaat) denir.
6- Çocukların sünnet olmasına da sünnet denir.
Sual: Okuduğum kıymetli bir kitapta deniyor ki:
(Server-i âlem, namazda, rükudan kalkarken, (Semi’ Allahü limen hamideh = Allahü teâlâ, kendisine hamd edenin hamdini işitir, yani kabul eder) deyince, ilk safta bulunan Hazret-i Muaviye, (Rabbena lekel hamd = Hamdimizi kabul eden Rabbimiz, sana hamd olsun) dedi. Böyle söylemesini, Resulullah efendimiz, takdirle karşıladı. Bunu söylemek, kıyamete kadar sünnet olarak kaldı. Resulullahın takdirine mazhar olmak, ne büyük nimettir. Onun söylediği bir sözü kıyamete kadar Müslümanların söylemesine sebep olmak da, ayrı bir fazilettir.)
Bir sahabinin söylemesi, nasıl namazda sünnet olur ki?
CEVAP
Sünnet, sadece Peygamber efendimizin yaptığı işler değildir. Birisini bir şey yaparken görüp de, bir şey demezse veya onu yapın derse, o da, sünnet olur. Burada yapılan işi beğenmesi, o işe razı olması ve bundan sonra bu işin yapılmasını emretmesi, o işin, sünnet olduğunu gösterir.
Sünnet çeşitleri nelerdir
Sual: (Sünnetimi terk edene şefaatim haram oldu) hadis-i şerifini âlimlerimiz nasıl açıklamışlardır?
CEVAP
Peygamber efendimizin kendiliğinden emrettiği veya yaptığı ibadetlere (Sünnet) denir.
Sünnet ikiye ayrılır:
1- Sünnet-i hüdâ
2- Sünnet-i zevâid
1-Sünnet-i hüdâ:
Buna sünnet-i müekkede de denir. İslam dininin şiârıdır, başka dinlerde yoktur. Peygamber efendimiz bunları devamlı yapmış, nadiren terk etmiş ve terk edenlere de bir şey dememiştir. Ara sıra terk ettiği sünnetlere de (gayri müekkede) denir. Müekked sünneti, özürsüz [mazeretsiz] devamlı terk etmek mekruhtur, küçük günah olur. Namaz içindeki müekked sünnetleri terk etmek ise tahrimen mekruhtur. (Redd-ül Muhtar)
Dinimizin bütün hükümleri Kur'an-ı kerimden çıkmaktadır. Bu hükümler üç kısımdır:
a- Manaları açık olan ve ilim ehli tarafından bildirilen hükümlerdir. [Allah birdir gibi]
b- Müctehidler tarafından ictihadla çıkarılan hükümlerdir. [Abdestin farzının, Hanefi’de dört, Hanbeli’de on olması gibi.]
c- Bir kısmı ise çok gizlidir. Allahü teâlâ bildirmedikçe anlaşılamaz. Bunlar sadece Peygamber efendimize bildirilmiştir. Bu hükümler de Kur'an-ı kerimden çıkartılıyor ise de, Peygamber efendimiz tarafından açıklandığı için bunlara (Sünnet) denir. (Mektubat-ı Rabbani c.2, m. 55)
Ezan okumak, cemaatle namaz kılmak gibi sünnetler (Sünnet-i hüdâ)dır. (Hadika)
2-Sünnet-i zevâid:
Peygamber efendimizin, ibadet olarak değil de âdet olarak devamlı yaptığı şeylere denir. Zevâid sünnetleri terk etmek mekruh değildir. Peygamber efendimizin giyiniş şekli, iyi şeyleri yapmaya sağdan başlaması gibi şeyleri sünnet-i zevâiddir. (Redd-ül Muhtar)
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Farza bağlı olan ve olmayan sünnet vardır. Farzdaki sünnetin aslı Allah’ın kitabındadır. Bu sünneti, [sünnet-i hüdâyı] almak hidayet, terki ise dalalettir. Diğer sünneti [sünnet-i zâideyi] almak fazilet, terki ise günah değildir.) [Taberani]
Peygamber efendimizin böyle âdet olarak yaptığı şeyleri yapmamak bid'at değildir. Bunları yapıp yapmamak, ülkelerin ve insanların âdetlerine bağlı olup, dini hükümler değildir. Her ülkenin âdeti başka başkadır. Hatta bir ülkenin âdeti zamanla değişir. Bununla beraber, âdete bağlı şeylerde de [Bir mazeret yoksa] Resulullah efendimize tâbi olmak, dünya ve ahirette insana çok şey kazandırır ve çeşitli saadetlere yol açar. (Mektubat-ı Rabbani c.2, m.55)
Kitab ve Sünnet denilince, buradaki sünnet, hadis-i şerifler demektir. Farz ve Sünnet denince, buradaki sünnet, Peygamber efendimizin farz olmayarak yaptığı işler demektir. Sünnet, yalnız olarak kullanılınca (İslamiyet) demektir. Bu sünnete uyanlara (Ehl-i sünnet) denir. (Cevhere)
Şeyh-ul-islam İbni Kemal Paşazade hazretleri, (Şerh-ı hadis-i erbain) kitabında, (Sünnetimi terk edene şefaatim haram oldu) hadis-i şerifini açıklarken buyuruyor ki: Bu hadis-i şerifteki sünnet, İslamiyet demektir. Çünkü mümin, büyük günah işlese de şefaatten mahrum kalmaz. Nitekim hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetimden, büyük günah işleyenlere şefaat edeceğim.) [Ebu Davud]
Görüldüğü gibi Ehl-i sünnetten ayrılanlar şefaate kavuşamayacaklardır. (Şir’a)
(Ümmetimin arasında fitne, fesat yayıldığı zaman, sünnetime sarılana yüz şehid sevabı vardır) hadis-i şerifi, fitne zamanında, ehl-i sünnet ve cemaat itikadında olup, beş vakit namazı cemaat ile kılana yüz şehid sevabı verileceğini bildirmektedir. (Rıyad-un-nasıhin)
Bunun için, önce ehl-i sünnete uygun iman etmek, sonra haramlardan sakınmak, sonra farzları yapmak, sonra mekruhlardan sakınmak, sonra müekked sünnetleri, daha sonra da müstehapları yapmak gerekir.
Sünneti değiştirmek
Sual: Sünneti değiştirmekte mahzur var mıdır? Mesela tesbihi 33 yerine, daha fazla sevap olsun diye 44 olarak çeksek mahzuru olur mu? Sakalı bir tutam yerine bir veya iki karış uzatsak veya çok kısa yapsak bir mahzuru olur mu?
CEVAP
Peygamber efendimizin yaptığı işlere sünnet denir. Hatta birisini bir şey yaparken görüp de bir şey demediği işlere de sünnet denir. Peygamber efendimiz bu yaptıklarını ya ibadet olarak veya âdet olarak yapardı. Âdet olarak yaptıklarına sünnet-i zevâid denir. Uzun entari giymesi, saçlarını uzatması veya kısaltması, sakal bırakması gibi. Bir kimse, (Peygamberimiz, kadınlar gibi entari, uzun gömlek giyermiş) diyerek alay etse, imanı gider. Yahut sakalı beğenmeyen veya sünnete uygun sakalı olana çember sakallı, top sakallı diye hakaret eden kâfir olur. Çünkü Peygamber efendimizin yaptığı işleri yani sünnetini, beğenmemiş olur.
Halbuki Allahü teâlânın bütün insanların en üstünü olarak yarattığı ve âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamberini beğenmemek, Allah’ı beğenmemek olur. (Niye böyle Peygamber gönderdin) demek olur. Allah’ı beğenmeyenin de kâfir olacağı pek açıktır. Kur'an-ı kerimde, Peygamber efendimizin emrettiğini yapmak, yasakladığından kaçmak gerektiği bildiriliyor. (Haşr 7)
İbadete ait hükümler zamanla değişmez. İbadetleri değiştirmek, dini değiştirmek olur, dinsizlik olur. Bir kâfir, bir söz ile [kelime-i şehadet getirerek] Müslüman olur. Bir Müslüman da küfre düşürücü bir söz ile kâfir olur. Dinimizin herhangi bir hükmünü beğenmeyen, mesela, (tesettür lüzumsuzdur) diyenin imanı gider. Resulullah efendimize uymanın önemi büyüktür. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
Peygamber efendimiz de aynı mealde buyuruyor ki:
(Bana itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur, bana isyan eden de Allah’a isyan etmiş olur.) [Buhari]
Kur'an-ı kerimde, Resulullaha itaatin Allah’a itaat olduğu, Ona isyan edenin Allah’a isyan etmiş olduğu bildirilmekte, (Allah’a ve Resulüne itaat), (Allah ve Resulüne isyan) ifadeleri çok yerde geçmektedir. (Nisa 13-14)
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Sünnetimden yüz çeviren benden değildir.) [Müslim]
(Bir bid'at çıkarılınca, bir sünnet kalkmış olur.) [İ.Ahmed]
İbadet maksadı ile dine bir şey ilave etmek bid'attir, büyük günahtır. Dinimiz noksan değildir. Hâşâ Allahü teâlâ veya Peygamber efendimiz dinde bir şeyi eksik bırakmış da, daha iyisini biz mi yapacağız? İbadete bid'at karıştırmak, Allahü teâlânın bildirdiği dinde noksanlık bulmak, koyduğu hükümleri beğenmemek, dini değiştirmek olur. Mesela akşam namazının farzını 3 rekat yerine, daha fazla ibadet edeyim diye 4 rekat kılmak bid'attir. 3 yerine de geçmez, namaz hiç kabul olmaz. Tesbihleri 33 yerine, çok sevap olsun diye 40 defa veya daha fazla çekmek bid'at olur. Hiç tesbih çekilmese günah olmaz. Fakat sünnet sevabından mahrum kalınmış olur.
Bir din kitabını tahkir etmek, İslam âlimlerinden biri ile alay etmek ve tazim etmemiz emrolunan bir şeyi tahkir etmek, tahkir etmemiz emrolunan bir şeyi tazim etmek küfürdür. Bunları yapan kâfir olur. (Birgivi)
Sakalı sünnet diye kısa bırakmak veya sadece çenede bırakmak bid'at olur, Resulullah efendimizin sakal şekli beğenilmemiş olur. Hadis-i şerifte, (İbadetleri bizim gibi yapmayanlar bizden değildir) buyuruluyor. Namazlardan sonra âyet-el-kürsi okunur. Sonra tesbihler çekilir, ondan sonra dua edilir. Dua ederken salâten tüncina veya başka dualar da okunur. Âyet-el-kürsinin okunduğu yerde salâten tüncinayı okumak sünneti değiştirmek olur, yani bid'attir. Peygamber efendimiz nasıl ibadet etmişse, mezhebimiz bunu nasıl bildirmişse, o şekilde ibadet edilir. (Şunu da yapalım, ötekini de ilave edelim)
demek, dinde değişiklik olur. (Hadika)
(Kim dinde olmayan bir şey çıkarırsa merduddur) hadis-i şerifi gösteriyor ki, dinden olmayan bir itikat, bir söz, bir iş, bir hâl ortaya çıkarılır ve bunun din ve ibadet olduğuna inanılırsa, yahut İslamiyet’in bildirmiş olduklarında, bir fazlalık veya noksanlık yapılırsa ve bunu yapmaktan sevap beklenirse, bu yenilikler, değişiklikler bid'at olur. İslamiyet’e uyulmamış, ona iman edilmemiş olur.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Bugün kalbler kararmış olduğundan, bazı bid'atler güzel görünse de, hepsinden kaçınmak gerekir, kıyamette hepsinin zararlı olduğu anlaşılacaktır. Hadis-i şerifte, (Her bid'at sapıklıktır) buyuruldu. (Müslim)
Din bir bütündür. Bir hükmünü beğenmeyen veya değiştiren kâfir olur. Mesela sünnet olan sakalı da beğenmeyen kâfir olur. Beğendiği halde yapmaz ise kâfir olmaz. Sünneti değiştirirse bid'at ehli olur. [Hadika, Berika, Birgivi Vasiyetnamesi, Mektubat-ı Rabbani]
Sünnete yapışmak
Sual: Sünnete yapışmak ne demektir?
CEVAP
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetim arasında ayrılık olunca, benim sünnetime ve Hulefa-i raşidinin sünnetine yapışın!) [Tirmizi]
Bu hadis-i şerif, bu ümmette çeşitli ayrılıklar olacağını haber veriyor. Bunlar arasında, Resulullahın ve Onun 4 halifesinin yolunda olana sarılınız diyor. Sünnet, Resulullahın, sözleri, bütün ibadetleri, işleri, itikadları, ahlakı ve bir şey yapılırken görünce, mani olmayıp susması demektir. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Fitne fesat yayıldığı zaman, sünnetime yapışana yüz şehid sevabı verilir!) [Hakim]
Yani nefse ve bid'atlere ve kendi aklına uyarak İslamiyet’in hududu dışına taşıldığı zaman, benim sünnetime uyana, kıyamette yüz şehid sevabı verilecektir. Çünkü fitne fesat zamanında İslamiyet’e uymak, kâfirlerle harp etmek gibi güç olacaktır. Bir hadis-i şerif meali:
(İslam dini garip olarak başladı. Sonu da garip olacaktır. Bu gariplere müjdeler olsun! Bunlar, insanların bozduğu sünnetimi düzeltir.) [Müslim]
Yani, İslamiyet’in başlangıcında, insanların çoğu, Müslümanlığı bilmedikleri, onu yadırgadıkları gibi, ahir zamanda da, dini bilenler azalır. Bunlar, benden sonra bozulmuş olan sünnetimi ıslah ederler. Bunun için, emr-i maruf ve nehy-i münker yaparlar. Sünnete, yani İslamiyet’e uymakta başkalarına örnek olurlar. İslam bilgilerini doğru olarak yazıp, kitaplarını yaymaya çalışırlar. Bunları dinleyenler az, karşı gelenler çok olur.
Âdetle ilgili sünnetler
Sual: Peygamber efendimizin her yaptığı sünnet deniyor. Mesela yatmak, yiyip içmek, yürümek gibi şeyler, sünnet midir, mubah mıdır?
CEVAP
Mubahtır, sünnet değildir. Sünnet iki türlüdür:
Sünnet-i hüdâ, ezan ve ikamet okumak gibi, İslâm dininin şiârıdır.
Sünnet-i zâide, Resulullah efendimizin kılık kıyafeti, elbise giymek, yatmak, yiyip içmek ve yürümek gibi işlerdeki âdetleridir. (Hadika)
Elbise giymek, yatmak ve yürümek ve benzerleri mubahtır. Bunların yapılış şekli sünnettir.
Yatmak sünnet değil ama sağ yanına yatmak sünnettir. Resulullah efendimiz, mübarek avucunun içini sağ yanağının altına koyup, sağ yanı üstüne yatardı. Yüzükoyun yatmak mekruhtur.
Yemek mubahtır. Üç parmakla yemek, sağ el ile yemek sünnettir. Su içmek mubahtır. Oturarak içmek sünnettir.
Elbise giymek mubahtır. Resulullah gibi giyinmek sünnettir. Resulullah efendimiz, siyah, beyaz ve yeşil giyinirlerdi. Kırmızı ve sarı giyinmek tenzihen mekruhtur.
Başı kapatmak mubahtır. Sarık giymek, sarığın ucunu sarkıtmak sünnettir.
Yürümek mubahtır. Önüne bakarak, süratle yürümek sünnettir.
Herkesin saçı, bıyığı olur. Ama Resulullah efendimizinki gibi şekil vermek sünnet olur. Bıyıklarının uzunluğu ve şekli, mübarek kaşları kadar idi. Sakalı bir tutam idi. Bu ölçülere uymayan sakal ve bıyık bid’at olur.
Resulullahı örnek almak
Sual: İbadetlerimi Peygamberimizin hareketlerine göre düzeltmek istiyorum. Namaz kılarken Hazret-i Ebu Bekir’e uyduğu zaman, imam arkasında Fatiha okumuş muydu? Okumuşsa bizim de okumamız lazım olduğu için soruyorum. Bunun gibi Peygamberimiz kadına dokununca veya cildinden kan çıkınca abdest almış mıdır?
CEVAP
Bu çok yanlış bir sual. Kur’an ve sünnetten başka delil tanımayan mezhepsizlerin suallerine benzemektedir. Bu sual birkaç yönden yanlıştır:
1- Dinimizde dört delil vardır. İkisini inkâr etmek, bir hak mezhebe bağlanmamak dalalettir. Mezhebimizin hükmü nedir diye sual edilmesi gerekirdi.
2- Resulullah efendimizin statüsü, konumu farklıdır. Ona farz olan, bize farz olmayabilir. Mesela teheccüd namazı ona farz, bize nafiledir.
Ona haram olan şeyler bize caiz olabilir. Mesela şiir yazmak, şiir söylemek, soğan sarmısak yemek Resulullaha caiz değildi. Bize caizdir. Demek ki Onun yapmadığı ölçü değil, bize izin verip vermediği ölçüdür.
Ona caiz olan bazı şeyler, bize caiz olmayabilir. Mesela Resulullah efendimizin, boşadığı kadınla evlenmesi caizdi. Bize caiz değildir.
Bir kimse ölünce, hanımı başkası ile evlenebilir. Ama Resulullahın hanımları başkası ile evlenemez. Çünkü onlar müminlerin anneleridir.
Demek ki Resulullah efendimizin bizzat yapıp yapmadığı değil, bize yapın veya yapmayın dediği ölçü olur. Bunu da biz bilemeyiz ancak müctehid âlimler bilir. Onun için herkes mezhebinin hükmü ile amel eder. (Resulullah böyle yaptı veya yapmadı) diyerek kendi kafasına göre hüküm veremez.
Resulullaha uymak
Sual: Bir okuyucunun, (Resulullah efendimiz ikindinin sünnetini bazen kılmazmış. Bizim de bazen terk etmemiz sünnet midir, Resulullaha ittiba olur mu?) şeklindeki sualine, (Resulullah efendimiz bazen ikindinin sünnetini terk etti diye sünneti terk etmek sünnet olmaz, ancak ibadet etmek sünnet olur, ibadeti terk etmek sünnet olmaz) diye cevap verdiniz. Bu yanlış değil mi? Resulullaha ittiba için Onun bütün yaptıklarını yapmak, yapmadıklarını yapmamak gerekmez mi?
CEVAP
Resulullah efendimizin bütün yaptıklarını yapmak, yapmadıklarını yapmamak gerekmez. Yani Resulullahı her hususta taklit caiz olmaz. Çünkü Mevahib-i Ledünniyye kitabında bildirildiğine göre, yalnız Peygamber efendimize mahsus farzlar ve haramlar vardır. Mesela kurban kesmek, kuşluk namazı, sabah namazının sünneti ile gece namazı kılması, misvak kullanması, istişare ile iş görmesi, gördüğü yerde ve zamanda münker bir işi değiştirmesi, başladığı işi bitirmesi, sadece Peygamber efendimize mahsus farzlardan idi. Resulullaha mahsus haramlar da vardır. Kitap ehli olan kadınla evlenmesi, zekat, sadaka alması haram, zengin de olsa zekat vermesi farz değildi.
Bu konuda çok örnekler vardır. Mevahib kitabındaki birkaç örneği bildirelim:
1- Resulullah efendimiz dörtten fazla kadın ile evlenmiştir. Ona uymak için dörtten fazla kadınla evlenmek sünnete ittiba olmaz, aksine haram olur.
2- Resulullah efendimizin yazı yazması haramdı. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Allah’a ve Onun ümmi nebi olan Resulüne uyun ki doğru yolu bulasınız.) [Araf 158]
Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Biz yazı yazmayı bilmeyen ümmi bir ümmetiz.) [Buhari]
Resulullaha uymak için yazı yazmamak sünnete ittiba olur mu hiç?
3- Miras bırakması haramdı. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Biz Peygamberler, miras bırakmayız. Bize kimse vâris olamaz.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]
Bizim miras bırakmamız haram olmaz. Aksine dinin emrine uymuş oluruz. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Mirasçıları zengin edecek kadar çok mal bırakmak, elbette onları fakir durumda bırakmaktan daha hayırlıdır.) [Buhari, Müslim] Miras bırakmamak sünnete ittiba olmaz.
4- Soğan sarmısak gibi çirkin kokulu şeyleri yemesi haramdı. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Yanıma melek geldiği için soğan sarmısak yemem.) [Hakim]
Resulullaha uymak için soğan sarmısak yememek sünnete ittiba olur mu hiç?
5- Şiir söylemesi haramdı. Bir hadis-i şerif meali:
(Şiir söylemek bana haramdır.) [Ebu Davud]
Şiir söylememek sünnete ittiba olur mu hiç? Öyle olsa idi, bir çok ulema ve evliya şiir yazmazdı.
6- Borçlu ölen müminin borcunu ödemek, ona farzdı. Bir hadis-i şerif meali:
(Ölen müminin borcu varsa ödemek benim üzerime farzdır.) [Müslim]
Resulullaha uymak için ölenlerin borcunu ödememiz gerekmez.
7- Resulullahın zekat alması haram olduğu gibi, zekat vermesi de farz değildir. Üç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ben sadaka, zekat alıp yemem.) [Müslim]
(Benim ve ehli beytimin zekat alması helal değildir.) [Nesai, Ebu Davud]
(Bizim zekat almamız helal değildir.) [Tirmizi, Ebu Davud]
İmam-ı Münavi hazretleri buyuruyor ki:
Peygamberlere zekat farz değildir; çünkü zekat, malın kirini temizlemek içindir. Peygamberler kirlenmekten masumdur, yer yüzünde Allah’ın en emin yarattığı insanlardır. (Cami-üs-sagir şerhi)
Resulullah efendimize uymak için zenginin zekat vermemesi sünnete ittiba olur mu? Haram olur. Bunun gibi örnekler çoktur.
Resulullah efendimiz, gayri müekked sünnetleri bazen terk ettiği için bizim de terk etmemiz Ona ittiba değil, Onun emrine muhalefet olur. Çünkü O, namaz kılın buyuruyor, namazı bırakın demiyor.
Sonuç: Sevap getirecek iş yapmak sünnettir, sevaptan mahrum iş yapmak sünnet olmaz.