Sual: Nefsin hevasına uymamak için yapmak gerekir?
CEVAP
Nefsin sevdiği, istediği şeylere heva denir. Nefsin hevasına, şehvetlerine, isteklerine, lezzetlerine tâbi olmak kötü huyların başında gelir. Nefsin arzularının, insanı Allah yolundan saptırıcı oldukları, Kur'an-ı kerimde haber verilmiştir. Çünkü nefs, daima Allahü teâlâyı inkâr, Ona inat, isyan etmek ister. Her işte, nefsin arzularına uymak, nefse tapınmak olur. Nefsine uyan, küfre veya bid’at sahibi olmaya yahut fıska [haram işlemeye] başlar. Âlimler, (Nefse uymaktan kurtulmak, dünya nimetlerinin en büyüğüdür. Çünkü nefs, Allahü teâlâ ile kul arasındaki engellerin en tehlikelisidir. İbadetlerin en kıymetlisi, nefse uymamaktır) buyurmuşlardır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Rabbinin azametinden korkup, kendini nefsinin arzularından men edenin, varacağı yer elbette Cennettir.) [Naziat 40,41]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Şu üç şey insanı felakete sürükler: Hasislik, nefse uymak, kendini beğenmek.) [Ebu Nasr, Hakim-i Tirmizi]
(Şu dört şey kimde bulunursa ona Cehennem haramdır, şeytan ve nefsinden de korunmuş olur. Nefsi bir şeye heves etse, nefsin şehvet ve öfkesine hakim olur. Nefsi bir şeyden nefret etse de onu yapar. Bu dört şey şunlardır: Bir miskini barındırmak, güçsüze acımak, hizmetçiye yumuşaklık göstermek, ana babaya infak.) [Deylemi]
(Aklın alameti, nefse hakim olup öldükten sonra gerekenleri hazırlamaktır. Ahmaklık alameti
nefse uyup, Allah’tan af ve merhamet beklemektir.) [Tirmizi]
Nefse uyup da, tevbe ve istiğfar etmeden, af ve Cennet beklemek ahmaklık olmaktadır.
Nefs, yaratılışında kötülükleri, zararlı şeyleri sevici ve isteyicidir. (Nefsinden sakın daim. Ona güvenme asla. Yetmiş şeytandan daha fazla düşmandır sana)
Nefsin, insanı haramlara ve mekruhlara sürüklemesinin zararları meydandadır. İstekleri hep hayvani arzulardır. Hayvani arzular ise, hep dünyadaki ihtiyaçlardır. İnsan bu arzuların peşinde koşarsa, ahiret ihtiyaçlarını hazırlamaktan geri kalır.
Çok önemli olan bir şey de, nefs mubahlarla doymaz. Mubahları kullanmayı arttırdıkça, isteklerini arttırır. Yine de, doymaz. İnsanı haramlara sürükler. Haramlara düşenin de küfre girmesi kolaylaşır. Mubahları aşırı kullanmak, dertlere, hastalıklara sebep olur. Böyle insan, hep midesini, zevkini düşünür. Hasis ve rezil olur.
Nefsin İslamiyet'in dışına taşmasını önlemek için, onunla iki cihad vardır:
1- Nefse uymamak, onun arzularını yapmamaktır. Buna, Riyazet denir. Riyazet, takva ve vera ile olur. Takva, haramlardan kaçmaktır. Vera, haramlardan kaçıp mubahları da ihtiyaçtan fazla kullanmaktan sakınmaktır.
2- Nefsin istemediği şeyleri yapmaktır. Buna Mücahede denir. Bütün ibadetler mücahededir.
Bu iki cihad, nefsi terbiye eder. İnsanı olgunlaştırır. Ruhları kuvvetlendirir. Sıddıkların, şehidlerin ve salihlerin yoluna kavuşturur. Allahü teâlâ kullarının ibadetlerine muhtaç değildir. Kullarının günah işlemesi de Ona zarar vermez. Kulun nefsini terbiye etmek, nefsle cihad etmek için bunları emretmiştir.
Nefsin hoşuna gidenler
Sual: Nefsimizin hoşuna giden şeylerin hapsi haram mıdır?
CEVAP
Nefsimiz kâfirdir. Haramlar ve mekruhlar onun hoşuna gider. Farzlar ve sünnetler hoşuna gitmez. Namaz kılmak ve oruç tutmak gibi ibadetleri yapmak istemez. Gıdası haramlardır. Haramları sever hep. Riyazet ve mücahede yapan nefsiyle savaşmış olur.
Bir hadis-i şerif meali:
(Cennet, dünyada nefsin sevmediği şeylerle, Cehennem de nefsin arzu ettikleriyle bezenip süslenmiştir.) [Buhari, Müslim]