Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:


Bütün Yazıları


Yemek yeme savaşları

Yenidoğan sarılığı

Yenidoğan tarama testleri

Yenidoğanlara ait pratik bilgiler

Yenidoğanların normal döküntüleri

Yenidoğanlarla ilgili pratik notlar

Zehirlenmeler

Zeka geriliği önlenebilir mi?

Zeka testi yapalım mı?


1 2 3 4 5 6 7 8

 
Yazı boyutunu büyütmek için      Yazıcı için

Kekemelik

Kekemelik, çocuklarda genellikle okul öncesi yaşlarda ortaya çıkan, altını ıslatma, kıskançlık, yeme bozuklukları, tırnak yeme, parmak emme gibi bir uyum ve davranış bozukluğudur. Kekemelik, eğer herhangi bir organik bozukluğa bağlı değilse, psikolojik kökenlidir. Genellikle, erkek çocuklarda ve 2-4 yaşları arasında ortaya çıkan kekemeliğin farklı sebepleri vardır. Bu sebepler çok çeşitli olmakla birlikte aşağıdaki gibi 4 ana başlıkta özetlenebilir:


1-Travmatik yaşantılar ve korkular:
Yangın, deprem gibi olaylar, tüp patlaması, bina çökmesi gibi olaylar, trafik kazaları, hastalık ve ameliyatlar, bir kavgaya tanık olma, hayvandan korkma, sesle korkutulma.


2-Aile içi sorunlar:
Evdeki kavgalar ve huzursuzluklar, çocuğa uygulanan şiddet, anne-baba arasındaki şiddet.


3- Kayıp ve ayrılık:
Ölüm nedeniyle aileden birinin kaybı, boşanma nedeniyle anne-babadan ayrılma, beklenmedik seyahatler nedeniyle ayrılık, evcil hayvanın ölümü veya hayvandan ayrılma.


4- Hatalı anne-baba tutumları:
Baskıcı, aşırı disiplinli, aşırı koruyucu, alaycı, aşağılayıcı aile tutumları.

Psikolojik kökenli kekemeliklerin bir kısmı geçicidir, bir kısmı ergenlik dönemine kadar devam eder, bir kısmı ise 20 yaşlarından sonra azalır ancak dönem dönem yeniden ortaya çıkar. Çocukluk döneminden sonra devam eden kekemelikler stres, kaygı ve heyecan nedeniyle zaman zaman artabilir Çocuklarda da, kekemelik sürekli olmayabilir; kaygı ve heyecanla zaman zaman artabilir, bazen kısa sürelerle de olsa tamamen ortadan kalkabilir.

Çocuklarda görülen psikolojik kökenli kekemelik, çocuğun çevresindeki kişilerin yanlış tutumlarıyla iyice kuvvetlenebilir ve yerleşebilir. Anne-baba bu konuda dikkatli davransa bile, çocuğun etkileşimde olduğu diğer aile bireyleri, okul arkadaşları, öğretmenleri ve komşuların yaptığı hatalar nedeniyle çocuğun kekemeliği artabilir veya kekemelik nedeniyle başka sorunlar ortaya çıkabilir.

Bu nedenle, ailelerin, kekemeliğin kendiliğinden geçmesini beklemeleri doğru değildir. Kekemelik kendisi bir sorun olmanın ötesinde, yeni sorunlara da sebep olabildiği için, anne-babaların en kısa zamanda bir uzmandan yardım almaları gerekir. Aileler gittikleri uzmandan, yalnız kekemeliğin tedavisi için değil, kekeme çocuğa karşı tutumlar ve kekemeliğe bağlı gelişebilecek yeni sorunların önlenmesi için yapılması gerekenlerle ilgili de yardım almalılar. (30 Eylül 2004)


Kekemelik sorunu olan çocuk bir uzmanın kontrolünde olsa bile, anne-babalara ve çocukla etkileşimde olan herkese düşen görevler vardır. Kekemeliği olan çocuklarda aşağıdaki noktalara dikkat etmek gerekir:

1-Çocuk konuşurken, konuşması düzeltilmemelidir.

2-Konuşmasını dinlerken sabırsız ve sinirli davranmamalı, başka şeylerle ilgilenilmemelidir.

3-Konuşmasıyla alay edilmemeli, çocuk küçümsenmemelidir.

4-Konuşmaları taklit edilmemeli, başkalarının taklit etmesi de önlenmelidir.

5-Dikkatini konuşmasına vermesi önlenmelidir; sık sık konuşturmak, güzel konuşmasını öğretmeye çalışmak gibi davranışlar, konuşma sorununun altını çizeceği için kekemeliği artırır.

6-Kendine güven kaybını önlemek için diğer alanlarda yaptığı olumlu şeyler övülmeli,
küçük sorumluluklar vererek yaptıkları onaylanmalıdır.

7-Anne-baba olarak aşırı baskıcı ve koruyucu tutumlardan uzak durulmalıdır.

8-Çocuk, kardeşlerle ve diğer çocuklarla kıyaslanmamalıdır.

9-Çocuk eleştirilmemeli ve azarlanmamalıdır.

10-Heyecanlandığı durumlarda sakinleştirmeye çalışılmalıdır.

11-Başkalarına onun yanında kekemeliğinden söz edilmemelidir. (07 Ekim 2004)


Kekemeliğe yaklaşımla ilgili pratik öneriler

Çocuğa zarar veren davranış ve tutumlar:

1-Acımak, merhamet göstermek,

2-Endişeli, kaygılı bakmak,

3-Sabırsız ve öfkeli görünmek,

4-Cezalandırma tehdidinde bulunmak, suçlamak,

5-Durup tekrar başlamasını söylemek,

6-Onun yerine cevap vermek veya takıldığı yerleri tamamlamak,

7-Zorlandığı sözcükleri kullanmaktan kaçınmasını önermek,

8-Uygun olmayan beklentiler belirlemek,

9-”Hayır, yapma, dur, yapamazsın…” gibi ifadeleri sıkça kullanmak


Çocuğa verilebilecek uygun tepkiler:

1-Sabırla onu dinleyin,

2-Konuşmasını problem yapmayın.

3-Bazı kelimeleri söyleyememek, takılmak, ona çok sıkıntı verebilir. “bu kelime uğraştırdı seni”, “bazen zor oluyor değil mi?” gibi sözlerle onun çabasını fark ettiğinizi ve kekelediği için onu suçlamadığınızı ifade edin.

4-Konuşmasını düzeltmekten, “daha yavaş konuşursan kekelemezsin”, gibi iyi niyetli ama suçlayıcı etkileri olabilecek ifadelerden kaçının.

5-Yaşadığı konuşma güçlüğü hakkındaki duygularını onunla konuşmaktan çekinmeyin. Herkesin bazı güçlükleri olabileceğini ifade edin.

6-Çocuğunuz konuşurken dikkatle dinleyin. Gözleriniz onda olsun, bakışlarınıza endişeli ve gerilimli bir ifade yüklememeye özen gösterin.

7-Çocuğunuz konuşurken bitirinceye kadar dinleyin, sözünü kesmeyin, bitirdikten sonra aceleyle cevap vermeyin. İletişiminiz telaşlı bir hava içinde geçmesin.

8-Onunla konuşurken kullandığınız ses tonunuza dikkat edin. Bazen kelimelerle ifade etmediğimiz duyguları ses tonumuz ele verir.

9-Doğum günü partileri, tatiller, bayramlar gibi özel günler için çocuğunuzu önceden hazırlayın. Örneğin “nereye gidiyoruz, kime gidiyoruz, orada ne kadar kalacağız?” gibi açıklamalarda bulunun. Bu yaklaşım çocuğun hissedebileceği endişeyi azaltacaktır. (06 Temmuz 2006)
 

Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.