Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Bu dünya yalandır
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Ölmek üzere olan bir mümin ne isterse, şimdi onu istemek gerekir. Ağrıları, sıkıntısı olan insan, ne ister? Ona mal mülk deseniz dönüp bakmaz, hatta kalbi kırılır. Mevki makam deseniz üzülür, yine kalbi kırılır. İstediği sadece duadır, rahmet-i ilahidir, imanla ölmektir. Gün bu gündür, yarın belli değildir. Tevbe ve istigfarı geciktirmemek gerekir. Peygamber efendimiz, (Helekel müsevvifûn) yani (Sonra yaparım diyenler helak oldu, tevbeyi geciktirenler aldandı) buyuruyor. Onun için, tevbeyi geciktirmek uygun değildir. Çok günah içinde yüzenin de, belki sözümde duramam diyenin de, yine tevbeye devam etmesi gerekir; çünkü tevbe etmemek veya tevbeyi geciktirmek, o günaha girmekten, o günaha devam etmekten daha büyük günahtır. Tevbe etmek iman alametidir; suçunu, günahını kabul etmek, yaptığına pişman olmak demektir.

Yine Peygamber efendimiz, (Kıyamette herkes, şu dört suale cevap vermedikçe hesaptan kurtulamaz: Ömrünü nasıl geçirdi, ilmiyle nasıl amel etti, malını nereden, nasıl kazandı ve nerelere harcadı, bedenini nerede yordu, hırpaladı?) buyuruyor. Her mümin, ahirette sorulacak bu dört suale hazırlanmalı. Müslümanın, imandan sonra en kıymetli varlığı vaktidir; çünkü vakit gidince, bir daha geri gelmez. (Vaktini nerede harcadın, neyle geçirdin?) sorusuna çok iyi hazırlanmak gerekir.

Bir mübarek zat sohbeti bitirince en son, talebelerine der ki:
— Şimdi size bir yalan söyleyeceğim.
Talebeler şimdiye kadar hocalarından böyle bir şey duymadıkları için sormuşlar:
— Efendim af edersiniz, anlayamadık.
— Şimdi size bir yalan söyleyeceğim. Eğer yalanım sonradan meydana çıksaydı günaha girerdim; ama ben yalan olduğunu önceden söylüyorum.

Talebeler dikkatle dinlerler. Hocaları, (Filan yerin en meşhur zatı, filanca efendi, şu anda dergâhın bahçesine geldi, az sonra kapıdan içeri girecek) buyurunca, talebelerin hepsi birden pencereye koşar. Bakarlar ki, gelen giden yok. (Efendim, kimse yok) derler. O mübarek zat der ki:
— Evet, kimse yok. Ben size yalan söyleyeceğim dedim, siz yine de pencereye koştunuz. Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti. Bütün kitaplar yazıyor, bu dünya yalandır diye. Siz hâlâ dünyanın peşinde koşuyorsunuz. Yalanın peşinde koşuyorsunuz. İşte insanın nefsi budur. İşte şeytanın aldatması budur. Adamı rüya peşinde, hayal peşinde koşturur. Bir bakar ki, ömrü bitmiş...
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
19 Mayıs 2024 Pazar
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı