Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Kurtulmanın tek çaresi
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Peygamber efendimiz, (Ölmeden önce ölün) buyuruyor. Öldükten sonra bütün gerçekler ortaya çıkacak ve insanlar eyvah diyecekler. Öldükten sonra, dinimizin bildirdiği her şeyin doğru olduğunu göreceğiz. Ölmeden önce ölmek demek, başımıza gelecekleri şimdiden görmek demektir. Öldükten sonra karşılaşacağımız bu işlerle ölmeden önce karşılaşmaya çalışmak, yani ölmeden önce bunların gerçek olduğuna yakîn elde etmek demektir.

Bugüne kadar geçen ömrümüz gitti, hayal oldu, bundan sonra da öyle olacak. Kurtulmanın tek çaresi, kurtulanlarla beraber olmaktır. İyilerle beraber olmak, kurtulmanın alametidir. Âhirette kiminle beraber olmak istiyorsak, dünyada onunla beraber olmalıyız. Kendi başımıza kaldığımız müddetçe, felaketten kurtulamayız. İyi arkadaş seçmeyen, kurtulamaz. Kötülük, bulaşıcı bir hastalıktır. İyilik, her zaman çok zor yayılır; çünkü iyiliğin baş düşmanı insanın kendisi yani nefsidir. Kötülük ise çok çabuk bulaşır; çünkü nefs ona müsaittir. Kabulü içerden görür.

İki kişi bir araya gelince dedikodu, gıybet yerine, dinimizi öğrenmek için, uygun bir ilmihalden birkaç satır okumalı, yani Allah demeli. Düşüncesi yalnız dünya olan kişilerle görüşmemeli, onlardaki dünya sevgisi bize de bulaşır. Görüşme mecburiyeti olunca da, ihtiyaç kadar yanında durup, hemen oradan uzaklaşmalıdır.

Bir mümin, din kardeşine ait hoş olmayan bir iş duyarsa, yetmiş özür kapısı aramalı. Yani bunu şu haklı sebepten dolayı işlemiştir diye, yetmiş tane mazeret bulmalı. Yine kalbi rahat etmezse, (Bak arkadaşın sana yetmiş tane mazeret söyledi, sen onun bu kadar özür dilemesini kabul etmiyorsun) diyerek, nefsini azarlamalı.

Büyük zatlardan istifade etmek için iki şart lazımdır:
1- Sahih-ül-yed olmaktır; yani hocasının, onun da hocasının, böylece Resulullah efendimize kadar silsilesinin belli olması gerekir.

2- İntisap ettiği, bağlandığı ve Resulullaha kadar silsilesi belli olan bu zat hakkında, (Bu Allah adamı mıdır, değil midir? Bu anlattıklarında yanlışlık doğruluk var mıdır, yok mudur?) diye zerre kadar şüphesi olmamalı. Böyle zerre kadar şüphe varsa istifade yolları kapanır. Feyz, güneşin ışığı gibi ona yine gelir; fakat içeride zehre dönüşür; aynı şeker hastasının baklava yemesi gibi olur. Nitekim Allahü teâlâ mealen, (Kur’an-ı kerim, imanı olanların imanını, kâfirlerin de küfrünü artırır) buyurdu; çünkü Kur’an-ı kerim nurdur.

Büyük zatlardan biri vefat etmiş, mezarlığa defnetmişler. Bir başka zat, bu zatı rüyasında görmüş; ama devamlı ağlıyormuş. (Efendim niye ağlıyorsunuz?) diye sormuş. O da, (Bu mezarlığa gelen on kişiden sadece biri imanlı geliyor. Ona ağlıyorum) buyurmuş. İmanla ölmenin yani kurtulmanın yolu ise, kurtulmuş olanları yani Ehl-i sünnet âlimlerini sevmek, onların yolunda olmak ve onların yolunda bulunanlarla beraber olmaktır.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı