Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
İslam’ın şartı değişmez
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bir gün hazret-i Ömer, bir yere vali tayin ederek der ki:
— Yarın filan yerde bekle, geleceğim. Sana, iyi valinin nasıl olacağını, başarının yollarını anlatacağım inşallah.

Herkes, acaba ne nasihatler verecek, ne tavsiye edecek diye merak eder. Ertesi gün Eshab-ı kiramın hepsi gelir. Vali gelince, Hazret-i Ömer, valinin kolundan tutup der ki:
— Eğer başarılı olmak istiyorsan, namazını tadil-i erkânla vakti girince kıl! Ramazan-ı şerif gelince orucunu tut! Hac zamanı hacca gel! Zekâtını noksansız şekilde ver! Kelime-i şehadeti çok söyle, imanını muhafaza et! Haydi, güle güle, git yoluna, Allahü teâlâ yardımcın olsun!
— Yâ emir-el-müminin, bunlar zaten İslam’ın şartları. Ben başka şeyler de söyleyeceğinizi, valilik hakkında başarılı olmanın yollarını anlatacağınızı zannettim.
— Allahü teâlâ böyle buyuruyor, İslam’ın şartı beştir. Ben bunu altı yapacak değilim ya? Bu beş şartı doğru yapan, başarılı olur.

Biz de, İslam’ın beş şartını en iyi şekilde yerine getirmeliyiz. Başarının şartı budur. Bunun için çok sevinelim, çok şükredelim, rahatımıza bakalım. Bu imanı Allahü teâlâ, severek, seçerek bizzat kendisi verdi. Biri vasıtasıyla vermiş olsa da, Allah nasip etmese, Peygamberi görse bile, nasibi yoksa iman edemez. Mademki Allahü teâlâ bu cevheri bize nasip etmiştir, bu istisnai bir muameledir, bir imtiyazdır. Bu bir cevherdir, bir hazinedir, bunun korunması artık bize kalmıştır. Onun için iyilerle görüşmeye ve konuşmaya gayret edelim ve bu cevheri taşıyanların da kıymetini bilelim. Onları üzmekten, kırmaktan Allahü teâlâya sığınalım; çünkü Cenab-ı Hak kendi rızasını kullarının rızasına bağlamıştır. Allahü teâlânın kullarını razı eden, Allahü teâlâyı razı eder. Onları üzen, Allahü teâlâyı üzer.

Bir gün Peygamber efendimize dediler ki:
— Yâ Resulallah, burada bir kadın var, gece gündüz ibadet ediyor; ama çenesiyle insanları kırıp döküyor, komşuları illallah diyor.
Cevaben buyurdu ki:
— Onun gideceği yer cehennemdir.

Onun için, herkesle iyi geçinmeli, hiç kimseyi kırmamalı, kimse bizden şikâyet etmemeli.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı