Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
İyiliğin mükâfatı
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bütün ilaçlar meydanda; ama içen yok, yani Ehl-i sünnet âlimlerinin çok kıymetli kitapları maalesef raflarda duruyor, okunmuyor. Hâlbuki ilaç, rafta durmakla faydalı olmaz. Ne dinimizi öğreniyoruz, ne de yaptığımızın doğru veya yanlış olduğunu biliyoruz. Her gün, az da olsa okumaya çalışmalı. Ahirette bunun hesabını zor vereceğiz. İslamiyet bize kadar terle, canla malla geldi, yani kolay gelmedi. Tarihe bakarsak, Müslümanların neler çektiğini görürüz. Eshab-ı kiramın hiçbiri yatağında ölmedi. Allahü teâlânın dinini Onun kullarına ulaştırmak için, onların dünya ve ahiret saadetlerine kavuşmaları için, evlerini, yurtlarını terk edip, her yere dağıldılar, gittikleri yerlerde şehit oldular.

Bu yüzden, Müslüman olarak üzerimizde mesuliyet var, bundan da hiç kimse kurtulamaz. Hem dinimizi öğreneceğiz ve yaşamaya çalışacağız, hem de bir kişinin daha yanmaktan kurtulması için diğer insanlara bu nimeti ulaştırmaya çalışacağız. Yoksa ahirette, bu insanlar bizden hak talep ederler, çok sıkıntı çekeriz.

Eğer bir yerde dinimize doğru olarak hizmet ediliyorsa, her müminin, gücü nispetinde buna iştirak etmesi farzdır:
1- Bedenen iştirak eder, yani kim ne yapıyorsa aynısını yapar.
2- Bunu yapamayan da, gücü nisbetinde, az da olsa, malla, parayla yardım eder, destek olur.
3- Bu da yoksa en azından, (Ya Rabbi, bir şey yapamıyorum; ama yapamadığım için içim yanıyor, yapanlara yardım et) diye dua eder.

İyilik yapalım! Bunun mükâfatı iyilik bulmaktır. Ne kadar? Yaptığımız kadar. Herkes gücünün yettiği kadarının hesabını verecek. Yani gücümüzden fazlasını yapmayacağız, zaten böyle bir talep de yok. Böyle olmakla beraber, ahir zamanda yapılan ufak bir hareket, belki bin sene önceden yapılan iyilikten daha çok sevabdır; çünkü bu, dinin bozulduğu zamana rastlıyor. Yani herkes din hakkında konuşuyor, kendi anladığını din diye anlatıyor. Yeni manalar vermeye, yeni yorumlar getirmeye, yeni bir şeyler çıkarmaya uğraşanlar, bid’at karıştırırlar, dine zarar verirler. Allahü teâlâ, Ehl-i sünnet âlimlerinden razı olsun, asırlardan beri geldiği şekliyle bu dini korudular ve kolladılar. Ehl-i sünnet yolunun iki esası vardır:
Birincisi, olduğu gibi muhafaza etmek, ondan hiçbir şey çıkarmamak,
İkincisi, ona bir şey ilave etmemek yani sünnete uymak, bid’ate karşı çıkmak. Sünnete uymak burada, İslam’a uymak demektir. Ehl-i sünnet âlimleri, Peygamber efendimizden gelene hiçbir şey ilave etmemişler, bir şey de çıkarmamışlardır.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı