Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Tarafını belli et!
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Süleyman aleyhisselam, hem padişahtı hem peygamberdi. Padişah olduğu zaman devlet reisleri hediyeler götürmeye başladı. Karıncanın biri de, bir çekirgenin kopmuş bacağını ağzına almış, o da saraya gidiyormuş. Nereye gidiyorsun diye sormuşlar. Karınca demiş ki:
— Süleyman aleyhisselam padişah oldu, ona hediye götürüyorum.
— Yahu sen aklını başına topla, devlet adamları gidiyorlar, çok büyük hediyeler götürüyorlar, senin çekirgenin bacağına mı kaldı bu iş?
— Öyle demeyin, Süleyman aleyhisselama, kim hediye getirdi diye listeye yazacaklar. Ben adımı yazdıracağım. Bacağı yazdırmayacağım! Orada, kimler geldi, kimler gelmedi diye listeye bakacaklar.

Herkes tarafını belli edecektir. Başka çare yoktur; çünkü ahirette iki yer var: Bir Cennet var, bir de Cehennem var, üçüncü bir yer yok. Diyecekler ki, sen hangi taraftasın?

İbrahim aleyhisselamı ateşe atılacağı zaman, yine bir karınca, ağzıyla su taşıyor. Mübarek bir zat diyor ki:
— Sen yaklaşamazsın bile bu ateşin yanına, bu suyla bu ateş söner mi?
— Sönmez elbette, sönmeyeceğini ben de biliyorum.
— Peki, niye taşıyorsun?
— Tarafımı belli ediyorum. Ben ateşi söndürmek tarafındayım.

Diğer tarafta ise yılan devamlı üflüyor. Yılana diyor ki:
— Sen ne yapıyorsun böyle?
— İbrahim yanacak, ateşi büyüsün diye üflüyorum. Ateşi körüklüyorum
— Neden yapıyorsun?
Tarafımı belli ediyorum, ben bu taraftayım. Zulmedenler, sokanlar tarafındayım.

Herkes bir vasıtaya biniyor, herkes bir yola giriyor. Ne mutlu bize ki, Ehl-i sünnet âlimlerinin gösterdiği yola girdik. Bu yol, düşsek de, kalksak da, yürüsek de, sürünsek de bizi Cennete götürür. Bu çıkar yoldur, sonu güzeldir! O kadar çok güzeldir ki, Şah-ı Nakşibend hazretleri, (Biz o yolun sonunu, en başa koyduk) buyuruyor. En başa koyduk demek, sizi uyandırdık demektir. Herkes bu işin sonunda uyanırken, onlar işin başında bizi uyandırdılar. Yani, doğruyu, yanlışı, iyiyi kötüyü öğrettiler. Dünyada en zor iş budur, hangisi doğru, hangisi yanlış bilmektir. Bunu bilmek mümkün değildir; ancak biri söylerse, biri öğretirse insan bilebilir. Bize, elhamdülillah bunu öğrettiler. Aradaki fark, görenle görmeyen arasındaki fark gibidir. Yani ilk başta gözümüzü açtılar. Dediler ki, bakın, sizin gözünüz artık görüyor, iyiyi kötüyü görebiliyorsunuz, onun için yanlış yapmayın!
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı