Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Hakkı bâtıldan ayırmak kolay değildir
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İlim, hakkı bâtıldan ayırmaktır. Yoksa çok kitap ezberlemek değildir. Dünyadaki bütün kitapları ezberlesek, eğer Onun rızasına uygun ibadetimiz yoksa bu hiçbir işe yaramaz.

Peygamber efendimiz, (Yâ Rabbî, bana hakkı hak bildir, bâtılı da bâtıl bildir. Bâtıla hak diye sarılmayayım, hakka da bâtıl diye saldırmayayım) diye dua ederek, bize böyle dua etmemizi emrediyor.

Hakkı bâtıldan ayırmak yani (Bu Allah’ın rızasına uygundur, bu değildir) diye ayırmak, çok zor bir şeydir. Mürşidi olmayanın, hakkı bâtıldan ayırması mümkün değildir. Şimdi zaman çok kötü ve sayısız fırkalar, gruplar türemiştir, hangisinin doğru olduğunu aklımızla, ilmimizle anlayamayız.

İtikat bakımından bozuk bir inanış, her türlü ibadeti kökünden siler atar. Hiçbir faydası olmaz. Allahü teâlânın, âhirette kullarından ilk isteyeceği doğru imandır. Doğru iman, dinin temelidir. Bütün ibadetler, bu temel üzerine bina edilir. Doğru imanın ise düşmanları çoktur. Şeytan, nefsimiz ve kötü arkadaşlar, kötü yayınlar, yani içeriden, dışarıdan önüne gelen imana saldırıyor. İmam-ı Rabbânî hazretleri, 400 yıl önce, (İmanıma saldıranlardan söğüt yaprağı gibi titriyorum) buyuruyor. Yani daha o zaman, iman hırsızları, iman düşmanları o kadar çoğalmış ki, böyle büyük bir zat, elinden imanı gidecek diye korkuyor.

Bu büyükleri tanıyanlar çok şanslı, Allahü teâlâ tarafından seçilmiş insanlardır. Bu büyükler, tam ve doğru imana kavuşturur. Bu imana kavuşmamız için mallarını canlarını feda eden, başta Eshab-ı kiram olmak üzere, Selçuklulara, Osmanlılara, bütün âlimlere evliya zatlara, mücahidlere, şehitlere, hepsine nasıl teşekkür etsek azdır. Çünkü onlar, bu imanı bayrak gibi elden ele canlarıyla, mallarıyla, paralarıyla, her şeyleriyle bize kadar getirmeselerdi Müslüman çocuğu olarak dünyaya gelemez ve belki sonsuz Cehennemlik olurduk.

Onun için üzerimizde büyük hakları var. Yani bu nimete kavuşmanın yükü çok ağırdır. Biz de bunu başkalarına öğretmezsek bizden sonraki bütün nesil, (Bu kadar insanların hakkı var üzerinde. Niye bana bunu öğretmedin) diye bizden davacı olur.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı