Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Allah dostlarının kalbini kırmayalım
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İnsanların inkâr ve isyan içinde olduğu bu âhir zamanda, âdeta ateşin içinde yaşıyoruz. Bu hâldeyken günde beş defa abdest alıp, Allahü teâlânın huzurunda durmak, ne kadar büyük nimettir! Cami, Allahü teâlânın evidir. Allahü teâlâ davet etmese, içimize istek vermese, camiye nasıl giderdik? O bizi sevmeseydi, biz onu nasıl severdik? Büyüklerimiz, (Bu zamanda, Ehl-i sünnet itikadında olan, haramdan sakınan, namazını kılan, evliyadır) buyurmuştur. Evliyalığın çok derecesi olsa da, hepsi evliyadır, Allah’ın dostudur. Bu yüzden, kızmayalım, kendimize hâkim olalım, kimsenin kalbini kırmayalım. Bir kulun kalbi kırılırsa, o kulun sahibi kırılır.

Büyüklerimiz, (Ehl-i sünnet itikadındaki bir din kardeşinin, değil kendisinin, ismi duvarda yazılıysa, isminin bile önünden edeple geçmeli ki, Allah’ın sevgisine kavuşulabilsin) buyuruyorlar. Biz, Allah dostlarına, yani Müslümanlara, ne kadar çok muhabbet beslersek, ne kadar çok tevazu gösterirsek, ne kadar çok iyilik ve hizmet edersek, Allah da bizi o kadar sever. Çünkü Müslümanın gayesi, Allahü teâlânın sevgisine kavuşmaktır. Biz, Allah rızası için din kardeşimize iyilik ederiz. Allah rızası için ana babamıza itaat ederiz. Allah rızası için büyükleri severiz.

Eğer bir sevgi, Allah sevgisine dayalı değilse, mesela bir kimse, ana babasını veya büyükleri nefsi için, menfaati için severse, o sevginin hiç kıymeti ve faydası yoktur. Ama Allah için severse, Allah da onu sever.

Merhum Hocamız, (Herkese iyilik etmeli, duasını almaya çalışmalı, ama hiç kimsenin bedduasını almamalı) buyururdu. İnsan durup dururken beddua etmez. Beddua etmek hiç uygun değilse de, kalbi kırılan, belki gayr-i ihtiyarî beddua edebilir. Kalp, Kâbetullah'tır. Kâbe ise, Allah’ın evidir. O hâlde kalp, Allah’ın evidir. O eve buğz edersek, o evi yıkarsak, mahvoluruz. Allahü teâlâ bir hadis-i kudside, (Yere göğe sığmam, mümin kulumun kalbine sığarım) buyuruyor.
Başkalarının dış görünüşüne, mesleğine bakıp, hemen peşin hüküm vermek, çok yanlıştır. Halbuki son nefeste kimin ne olacağı belli değildir. Belki o, evliya olarak ölecektir. Kendi sonumuzdan korkmalıyız. Biz sonumuzun ne olacağını biliyor muyuz? Başkasından kendimizi nasıl üstün biliriz? Bunun için büyüklerimiz, (Her geleni Hızır bil) buyuruyorlar.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı