Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Dinimize uyan rahat eder
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Geçimsizlikler, hep dinimizin dışına çıkmaktan dolayıdır. Nitekim Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretleri, (İslâmiyet bir dairedir. Bu dairenin dışında hiçbir menfaat yoktur ve olamaz. Bu dairenin içinde hiçbir sıkıntı yoktur) buyuruyor.

Mademki Ehl-i sünnet bir Müslüman olmakla çok kıymetli bir elbise giydik, o halde bu elbiseyi korumamız, İslamiyeti ve Ehl-i sünneti güzel bir şekilde temsil etmemiz lazımdır. Mesela insanlar, bizden emin olmalıdır. Sözümüzün eri olmalıyız. Cömert olmalıyız. Hasreti çekilen insan olmalıyız. Velhâsıl insanlar bize baktığı zaman, Müslümanlığa hayranlık duymalıdır. Konuşarak bir şeyler anlatmak arzusundan kurtulup, dinimizi lisân-ı hâl ile sevdirmeliyiz.

Kim olursa olsun, ne olursa olsun, dinimizin emir ve yasaklarına uyan kazanır, uymayan kaybeder. İnanarak uyan, dünyada rahat eder, âhirette Cennete gider. İnanmadığı halde uyan ise, imanı olmadığı için âhirette Cehenneme gider, fakat saadete götüren kurallara uyduğu için, ateist, Hristiyan veya Yahudi de olsa, dünyada rahat eder. Çünkü İslamiyet, Allahü teâlânın kullarına gönderdiği bir ilaçtır. Kim içerse içsin, faydasını görür. Mesela kâfirler, nikâh düşen kadınlarla erkeklerin beraber oturmasının haram olduğuna inanmasalar bile, bu kurala riayet edip ayrı otursalar, felaketlerin yüzde doksanından kurtulurlar.

Netice itibariyle bir Müslüman, dünyada İslamiyete ne kadar uyarsa, âhirette o kadar rahat edecektir. Dünyada ne kadar gevşek davranırsa, orada o kadar sıkıntı çekecektir. Çünkü dünya ile âhiret birbirine zıttır. İki zıt şey bir araya gelmez. Cem-i zıddeyn muhaldir. Onun için Allahü teâlâ bir hadis-i kudside, (Ben iki korkuyu bir kulumda birleştirmem. Dünyada benden korkan, âhirette korkmasın! Dünyada benden korkmayan, âhirette korksun!) buyuruyor. Allah’ın azabından korkmak, müttekîlerin, takva sahiplerinin nişanıdır.

Bu zamanda çok korkmak ve imanı kurtarmak için çok gayret sarf etmek lazımdır. Günahkâr ölenin kurtulması o kadar zor değildir, çünkü imanlı olmak şartıyla, büyük günah işleyenlere peygamberler, Ehl-i sünnet âlimleri, şehidler ve daha başkaları şefaat edecektir. Yani günahkâr için şefaat çoktur. İmansız ölene ise hiç şefaat yoktur. Mazlum da olsa, şehit olması, Cennete girmesi mümkün değildir.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı