Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Vazifemiz ışık tutmak olmalı
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Arazilerin, binaların, altınların, yani dünyadaki bütün varlıkların, Allah indinde sivrisineğin kanadı kadar değeri yoktur. Olsaydı düşmanı olan kâfirlere bir yudum su vermezdi.

Bir handa sadece bir gece kalacak ve oraya bir daha hiç dönmeyecek olan bir yolcu, o hanın çevresindeki bahçelerin, tarlaların hepsine sahip olmak isterse, onun hâline herkes güler. (Sen deli misin, hâlâ tapuları saymakla meşgulsün, sabahleyin zaten buradan gideceksin!) derler. İşte insanlar da böyledir. Dünyada kalacakları birkaç gün, birkaç gece için, bin senelik yatırım yapar, bin senelik ticaretle uğraşırlar. Hâlbuki az zaman sonra, hepsini terk edip gideceklerdir.

Evet, din büyüklerinden çok zengin olanlar, ticaretle uğraşanlar vardı. Ama onlar zenginliği, Allahü teâlânın rızasına uygun işlerde kullanmak için isterlerdi. Büyüklerden zengin bir zata, (Sizin niyetiniz nedir, ne için bu kadar uğraşıyorsunuz?) diye sorduklarında o mübarek zat, şu iki maksat için uğraştığını söyler:
1- Bizi yoktan var eden, bizi her an varlıkta durduran, bizi insan yaratan, Müslüman yapan, büyüklere talebe eden, o büyükleri tanıtan Rabbime ibadet için. Yani Allah için.

2- Onun kullarına iyilik etmek için. Bu zamanda çok kimse, hem itikat, hem amel bakımından, karanlık gecede sağını solunu görmeden giden sarhoşlar gibidir. Önlerinde dere mi var, uçurum mu var, hiç farkında değiller. Ortalık çok karanlık olduğu için, yani bid’atler ve küfürler her tarafa yayıldığı için, Ehl-i sünnet âlimlerinin nasihatlerini, kitaplardan anlatmak suretiyle, insanların en azından gittikleri yolu, önlerindeki çukurları görecekleri kadar ışık tutmak istiyoruz.

Bundan sonrasında, ayağını atarken ihtiyatlı ve dikkatli mi, yoksa yine uyurgezer gibi dikkatsiz mi davranacağını kendisi bilir. Bunu takip etmek, bizim işimiz değildir. Çünkü hidayet Allah’tandır. Cenâb-ı Hak, bir âyet-i kerime mealinde Peygamber efendimize hitaben, (Ey Habibim! Sen kimseyi zorla Müslüman yapamazsın. O benim takdirimdir) buyuruyor. İşte bizim vazifemiz sadece, o karanlığa, o önünü görmeyen gözlere ışık tutmaktır. Karşımızdakinin de nasibi varsa, akıl ve idrakini kullanarak, kendisini uçurumlardan korur.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı