Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
İhlâs ve dua
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Yarına çıkacağımız belli değil, ama bugün fırsat elimizdedir. Âhirete yarar iş yapmak için bugünü değerlendirmeliyiz. En iyi dost, insana âhireti hatırlatandır. En kötüsü de, din kardeşini dünyaya bağlayan, ona âhireti unutturandır.

İyi ve rahat yaşamak isteyen, dünyanın fani olduğunu bilmeli, hiçbir şeye tamah etmemeli, başkasının elindekine göz dikmemeli. Tamah ettiği insan kâfirse, onun zaten tamah edilecek hiçbir şeyi yoktur. Şayet Müslümansa, o da din kardeşidir, (Allahü teâlâ ona daha iyisini, daha fazlasını versin) demeli.

Mümini koruyan iki şey vardır: Biri ihlâsı, diğeri de aldığı dualardır. Bir ibadete verilen sevab, ibadeti yapanın niyet ve ihlâsına bağlıdır. Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâ, sizin görünüşünüze, malınıza [rütbenize, iyi işlerinize] bakmaz; bunları ne niyetle yaptığınıza bakar) buyuruyor. Her müminin niyeti, Rabbimizin rızası olmalıdır. Din kardeşimizi kendimizden üstün bilmeli. Kendisini din kardeşinden üstün görenin, ihlâsı yok demektir. İhlâs, Allah için yapılan şeylerdir. İhlâsın özü de, kendi menfaatini düşünmeyip, din kardeşine faydalı olmaktır. Kendi menfaatini, din kardeşinin menfaatine tercih edenler büyük tehlikededir.

Peygamber efendimiz, "sallallahü aleyhi ve sellem" (Her peygamber, bir hususiyeti sebebiyle peygamber olarak seçilmiştir) buyurunca, Eshab-ı kiram, (Yâ Resulallah, siz hangi amelinizle seçildiniz?) diye sordular. Peygamber efendimiz (Îsâr) buyurdu. Îsâr, kendine ihtiyacı olanı, ihtiyacı olan bir mümin kardeşine vermektir. Bu çok zorsa da, hiç değilse, bir defa îsâr yapmalıdır. Çünkü Allahü teâlâ, (Ömründe bir kere îsâr edene, îsâr ahlakıyla bana kavuşana hesap sormaktan haya ederim) buyurdu.

Behlül Dânâ, Halife Harun Reşid'in kendi parasıyla bir cami yaptırdığını öğrenince, (Aferin, maşallah ona) der ve gidip inşaattaki bütün kerpiçlerin üzerine (Behlül) yazar. Durumu öğrenen Halife, (Kerpiçlerin üzerine niye ismini yazdın?) der. (Ne var yazmışsam?) diye cevap verir. Halife, (Ben o camiyi şahsi paramla Allah rızası için yaptırıyorum) der. Behlül Dânâ hazretleri, (Eğer Allah rızası için yaptırıyorsan, ister Behlül yazılsın, ister Harun, ne fark eder? Allahü teâlâ kimin yaptırdığını bilmez mi?) der.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı