Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Dürüstlük, güven ve sevgi
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Din büyüklerinin hayatında, insanlara karşı muamelesinde itimat yani güven vardır, eğri çizgiye rastlanmaz. Yani hiçbir kimsenin aleyhinde bir icraatta bulunmazlar, hiçbir kimsenin aleyhinde bir düşünceleri olmaz. Aksine hep, (Acaba insanlara nasıl faydalı olabilirim, nasıl iyilik edebilirim?) düşüncesi içinde yaşarlar. Hayatları hep böyle örneklerle doludur.

Dine hizmette çalışan herkes, bu büyüklere, din kardeşlerine ve yaptığı işe güvenmeli. Yani çalışan elemanın, (Ben bunu niçin yapıyorum?) sorusuna, cevabı hazır olmalı. Bu işin temelinde güven vardır. İnsan güvendiği zaman mutludur. Eğer bir kişiye, bir işe karşı güven varsa, bu ona duyulan sevgiden dolayıdır. Sevgiye ihtiyaç vardır. Fakat yeni bir sevginin var olması için, güvenin sağlanması şarttır. Bir insan birine güvenirse sever, sevgisi varsa artar. Şüphe ederse sevmez, sevgisi varsa azalır. Dolayısıyla güven sarsıcı bir hareket, o işe sevgiyi azaltır. Keyfî şekilde davranarak, duyulan güvene zarar veren kimse, hem hizmetlere, hem de din büyüklerine dil uzatılmasına sebep olmuş olur. Bu ise o kişi için büyük felakettir.

Her işte her zaman ihlâslı, dürüst olmalı. İnsanlara karşı saygılı, temiz, mütevazı, güzel ahlâklı olmaya dikkat etmeli. Onları asla aldatmamalı, kendisi de aldanmamalı. Para tekrar kazanılabilir, ama kaybedilen itibar bir daha kolay kolay elde edilemez. Onun için üç paralık bir menfaat için, Müslümanlığın ve din büyüklerinin itibarına bir zarar gelmesine sebep olmamalı. Dürüstlük kadar büyük servet yoktur. Bu servet, hiç paraya benzemez. Kullanıldıkça azalmaz, bilakis artar, asla tükenmez.

İnsanlara bir şey verirken, önce dualarını almalı. Müşteriler, satın aldıkları malları beğenip (Allah razı olsun) diyebilmeliler. Şu da bilinmeli ki, müşteri daima haklıdır. Eğer memnun değilse, ona yenisini vermeli. Asla münakaşaya girmemeli. Çünkü dostla da düşmanla da, tartışmak zararlıdır, dostun dostluğunu azaltır, düşmanın düşmanlığını artırır.

Bir seferliğine mal satıp müşteriden para almak marifet değildir. Önemli olan, güvenini kazanıp, onu devamlı müşteri hâline getirmek, bundan da önemlisi, onun duasını almaktır. İşte esas marifet budur. Dua alan ise çok şeylere kavuşur. Hem dünyasını, hem de âhiretini kazanır.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı