Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
İslamiyet’i doğru öğrenmek
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Allah sevgisi olan kalbde ihlas olur. İhlas olan kalbde Allah sevgisi olur. İhlasla dünya zıttır.

İhlaslı bir talebe, hocasının söylediğine hiçbir zaman, hiçbir şekilde bir yorum getirmez. Peki der, hemen kabul eder. Bu çok önemli bir özelliktir. Çünkü insanın nefsi hayır demek ister. Ona peki dedirtmek deveyi hendekten atlatmaktan daha zordur. İnsanın nefsi itiraz doludur. Ne derseniz deyin, hemen hayır der. Dolayısıyla hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık olmak kolay değil.

İslamiyet, iki şekilde öğrenilir:
1- Mutlak inanılan bir zatın sözüne peki demekle öğrenilir. O, ışığa karanlık derse karanlıktır. Biz, İmam-ı Rabbani hazretleri gibi büyüklere mutlak inanırız. Bizim bundan hiç şüphemiz yok. Büyükler kendi nefsleri için, kendi istikbali, kendi menfaati için bir tek söz söylemez ve söyletmezlerdi. Onlar tamamen kendi hocalarından naklederlerdi. Hep bu büyükleri anlatırlardı. Başka da bir şey duyulmazdı onlardan. Bu kadar bağlıydılar.

2- İkinci öğrenme yolu, incelemektir. Kitapları okur, o kitaba bakar, bu kitaba bakar, inceler. Ancak, kibir on kısımdır, dokuzu âlimlerde olur. Onun için çok bilen, çok tehlikededir. Zerre kadar kendine bir kibir gelse, sil yeni baştan! Hepsini götürdüğü gibi, bir küp zemzem suyuna bir damla idrar düşse içilemez. İnsan kendisini sıfırlamazsa, Allah’a kul olamaz. Abdiyet yani kulluk makamı, kendini yok saymaktır. Böyle olan kimse, nefsini tanır, kendindeki bütün nimet ve meziyetleri Allah’ın emaneti bilir. Allahü teâlânın emanetleriyle iftihar etmek, öğünmek kimsenin hakkı değildir. Aksi takdirde, Kur’an-ı kerimde de bildirildiği gibi, Allahü teâlâ bunları bizden alır ve acı azap eder.

Onun için çok korkalım, Allahü teâlâ bize çok büyük imkânlar nasip ediyor, çok güzel nimetler bahşediyor. Bu dünya nimetleri arttıkça, aslımızı unuturuz, tevazuumuzu kaybederiz, ihlaslı mümin olmak vasfımızı unuturuz diye çok korkalım. Çünkü dünya, nefsin ve şeytanın tuzağıdır. Hattâ varlıkta imtihan, darlıkta imtihandan daha zordur. Darlıkta hep Allah denir. Varlıkta ise aklına geldiği zaman söylenir. Bu ise çok tehlikelidir.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı