Kış ayları, taze sebze ve meyvenin az bulunabildiği dönemlerdir. Bu aylarda sera ürünlerinin yerine, tabii yollarla kurutulmuş sebze ve meyveleri tercih etmeliyiz. Çünkü meyve kuruları da, en az tazeleri kadar besleyici, ama onlardan daha sağlıklıdır. Üstelik vücudumuzu birçok hastalığa karşı bir kalkan gibi korumaktadır. Kanser ve yaşlanmaya karşı koruma kapasitesi en yüksek gıda maddelerinin başında kuru erik, kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir gelmektedir. Bu sebeple köşemizi bugün meyve kurularına ayıralım istedik.



*
Bol miktarda B1, B2, B3, B6, A, C ve E vitamini içerir. Sahip olduğu zengin potasyum ve magnezyum mineralleriyle tansiyon, karaciğer, kalp, böbrek ve romatizma hastaları ile tuzsuz rejim yapanlar için son derece yararlıdır. Kanser türü rahatsızlıklara sebep olan oksidanların vücuttan atılmasını sağlar. Damar sağlığına katkı yaparak kalp krizi riskini azaltıcı etki yapar.

*
Nefes darlığı ve kalp hastalıklarına karşı koruyucudur. Lifli olduğu için bağırsakları temizler. Karaciğerinden şikayet edenler, romatizmalılar ve hatta şeker hastaları bile faydalanabilirler. Elma yatıştırıcı, uyku vericidir ve baş ağrılarına iyi gelir.

*
Besleyici ve potasyum açısından çok zengindir. Sindirimi kolaylaştırır; stresi, kansızlığı önler. İçerdiği A vitamini akne gibi cilt bozukluklarını engeller. Büyümeye yardımcıdır, görme fonksiyonlarını güçlendirir, şeker hastalığının gelişimini engeller, bağışıklık sistemini korur. Kayısı lifli yapısıyla zararlı maddelerin bağırsakta kalma süresini kısalttığı için kanserden korunmada faydalıdır.

*
Protein, vitamin ve mineral zengini olan incir kurusu, hücre yenilenmesini sağlar. Cevizle birlikte yenirse hem vücudu zehirlerden korur, hem de bronşite iyi gelerek öksürüğü keser. Nezle için de faydalıdır. Kaynatıp içerseniz ses kısıklığını giderir. Basur şikayetiniz varsa, inciri zeytinyağına batırıp yiyerek bu şikayetleri azaltabilirsiniz.

*
Gerek taze, gerekse kuru üzüm A, B1, B2, B6 ve C vitaminleri ile mineraller yönünden zengindir. Üzümün en önemli özelliklerinden biri de kan yapmasıdır. Kalsiyum yönünden, süt, peynir ve yoğurt kadar zengin olan kuru üzümün 100 gramı 50-80 mg. kalsiyum içermektedir. Kansızlığı gideren demir mineralinin en önemli doğal kaynaklarından biri de kuru üzümdür. Yüksek tansiyonu düşürür. Mide ülseri, gastrit, karaciğer hastalıkları, dalak rahatsızlıkları, romatizma ve mafsal iltihaplarında faydalıdır.

*
Kalsiyum, demir, B1, B2 ve C vitamini yönünden zengindir. Beyaz dut ateş düşürücü ve idrar söktürücü (diüretik) etkiye sahiptir. Karadut şurubu ağız ve boğaz hastalıklarında olumlu etki yapar.

*
Dut pekmezi, süt, bal, ceviz, fındık ve undan oluşan, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral maddeleri içeren bir gıda maddesidir. A ve B vitaminleri ve demir yönünden zengin olan pestil, hücrelerinin yenilenmesinde, su dengesinin korunmasında, hormon, enzim üretiminde önemli etkiye sahiptir.







Beyaz veya menekşeye çalar renkte çiçekleri olan eşek kulağına halk arasında “kara kafes” ve “mayasılu” da denir. Mart ile Temmuz ayları arasında toplanıp kurutulan eşek kulağı, müzmin ishali tedavi eder ve kısa sürede keser. Eşek kulağının diğer faydalarına gelince: Nefes darlığını giderir. Göğsü yumuşatır. Bronşite faydalıdır. Öksürüğü keser. Ağız ve boğaz iltihaplarını giderir.





Halk arasında “yer meşesi”, “kısa mahmut” gibi isimlerle de bilinen dalak otu, Haziran ve Eylül ayları arasında pembe veya beyaz renkli çiçekler açar. Yaprakları tüylüdür. Dalak otu; vücuda kuvvet verir, ateşi düşürür, idrar söktürür. Mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Kadınların muayyen dönemlerini rahatça geçirmelerine yardımcı olur. Öksürüğü keser.





Rendelenen orta boy bir havuç, yarım fincan limon suyu ve bir fincan nar suyuyla hafif ateşte 10-15 dakika karıştırılır. Suyu çekildikten sonra bir fincan su ilave edilerek karışım bir süre daha ateşte tutulur ve soğumaya bırakılır. İyice ezilir ve krem kıvamına gelince bir miktar mısır unu eklenir. Tekrar ısıtılarak bir çorba kaşığı balla karıştırılır. Elde edilen krem maske gibi yüze sürülür ve bir saat bekledikten sonra ılık su ile yıkanır. Bir kaç gün içinde, cilt pürüzsüz bir hal alır.



Bir litre suya, bir baş kereviz ile bir tane pırasa ince ince doğranır. 5 dakika kaynatıldıktan sonra yarım saat kadar bekleyip süzülür. Suyuna bir tatlı kaşığı tereyağı, bir tatlı kaşığı limon suyu ve bir çay kaşığı tuz konup karıştırılır. Sabah, akşam aç karına birer su bardağı içilir. (27 Mart 2008)