Giderek zorlaşan hayat şartları, işsizlik ve geçim sıkıntısı, hepimizi olumsuz yönde etkiliyor. Pek çok insanımız gülmeye hasret kaldı. Şöyle bir etrafınıza bakın; neşe ile gülümseyen, mutluluk içinde gözleri parlayan kaç tane insana rastlayacaksınız. Herkesin siniri burnunun ucunda... Ufak gerginlikler bile meydan kavgalarıyla sonuçlanıyor... Herbirimiz patlamaya hazır bir bomba gibiyiz...

Bütün bunlar günümüzün inkâr edilemez gerçekleri... Ama günümüzde tıbbın kabul etmeye başladığı bir başka gerçek daha var ki; o da mutlulukla yediğimiz besinler arasında çok sıkı bir bağlantı olduğu gerçeği...

Evet... Bilim adamları, içinde “Endorphin” bulunan besinlerin insanı mutlu ettiğini açıkladılar. Mesela kendinizi güçsüz ve sinirli mi hissediyorsunuz; hemen bir muz yiyin, neşeniz yerine gelsin. Ya da çok mu streslisiniz; yiyeceğiniz bir parça çikolata, mutluluk hormonu “serotonin”in anında beyninizde dolaşmaya çıkmasını sağlayacaktır.

Bilim adamları, insanı mutlu eden besin maddelerini tek tek tespit etmişler. Hepsini burada söylemek mümkün değil. Ama her gün karşımıza çıktığı halde bu özelliklerinden haberdar olmadığınız bazı besin maddelerini sizlere aktarabiliriz.

C vitamini deposu olan çilek, önde gelen afrodizyaklar arasında yer alıyor. Çilek bütün salgı bezlerini çalıştırarak vücuda gençlik ve kuvvet kazandırıyor. Yüksek tansiyonu düşürüyor. Damarları temizliyor. Kansere karşı koruyor. Böbrekte kum ve taş oluşmasını önlüyor.

Kokusuyla bile mutluluk taşıyan tam bir Endorphin deposudur. Kendinizi, güçsüz ve sinirli mi hissediyorsunuz, hemen bir muz yiyin. Kalsiyum ve magnezyum içeren bu meyve strese karşı bire bir. Sinir hastalığı olanlar için her gün yemek arası saatlerde tüketilmesi gereken bir besin.

Kırmızı ve beyaz üzüm yiyen herkes gülücükler saçar. üzümde yüzde 20 oranında direkt olarak kana karışan şeker var. Bedenen ve zihnen çalışanlar için iyi bir gıda. Üzümdeki bol demir kan yapıyor. Yüz ve boyuna taze üzüm suyu sürülüp 10 dakika sonra yıkanırsa cilde dirilik veriyor.

C ve B vitamini açısından zengin olan portakal, insana dinamizm veriyor. Portakal içindeki C vitamini damarların yumuşak kalmasını sağlıyor. Vücuttaki direnci artıyor. Grip ve nezle olunduğunda portakal suyu ve şeker karıştırılır üzerine sıcak su katılır ve içilir. Kanın durulmasına ve temizlenmesine yardımcı olur. Hazmı kolaylaştırır. Portakal reçeli ise karaciğeri çalıştırır.

Kendinizi kötü hissediyorsanız hemen bir parça çikolata yiyin. Mutluluk hormonu “seratonin” anında beyine dolaşıma çıkıyor. Çikolatanın içerdiği “penilatilmanin” de insanı bulutlara çıkarıyor. Ayrıca çikolatada, yeşil çay sebze ve meyvelerde bulunan “flavonoid” adlı madde bol miktarda bulunuyor. Bu madde kanı sulandırıyor, kalp hastalıkları riskini azaltıyor. Çikolata kötü kolesterolün (LDL) okside olarak damar çeperine yapışmasını engelliyor. Tıpkı aspirin gibi kanda pıhtılaşmanın önüne geçiyor.

Yağ oranı yüksek ama yine de insanı mutlu ediyor. Roma İmparatorluğu’nda fıstığın damarları temizlediğine ve kalp krizi riskini azalttığına inanılırdı. Çocuklar ve sporcular daha fazla yiyebilir. Demir, bakır, selenyum, magnezyum, çinko, potasyum, fosfor gibi minerallerin doğal kaynağı olan bu çerez kalbimizin yanı sıra, beyin sinir sistemi, kas ve kemiklerimizin dostudur. Tuzsuz olanından her gün 10-15 adet yenilebilir.

Dar gelirlilerin baş tacı olan simit mutluluğa giden yolda önemli bir yere sahiptir. Yağ ve protein içerir. Susamdan elde edilen tahin, bal ile karıştırılıp yenirse boğaz ağrısı ve bronşite iyi gelir.

Düş kırıklığı içindeyseniz kereviz ve havuç yiyin. Kaybolan hayallerin ve düş kırıklıklarının yaralarını sarmaya bu sebzeler birebir geliyor.

Buğday ekmeği de sıkıntıları unutturuyor. (19 Mart 2002)