|
|
|
Kaynak Eserler |
- M - |
230 — MAHMUD BİN MUHAMMED BUHARİ: Ebülmehamid Mahmud bin Muhammed bin Davud Buhari, fıkıh âlimlerindendir. 1272 de Buhara’da vefat etti. Hakayıki manzume kitabı meşhurdur. Bu kitap, Manzumei Nesefi şerhi olup iki cilttir. Fıkıh kitabıdır.
231 — MAHMUD BUHARİ: Burhaneddin Mahmud bin Tacüddin Ahmed bin Abdulaziz Buhari, Hanefi âlimlerindendir. 1156 da doğup, 1219 da şehit oldu. Tecrid, Muhiti Burhani, Zahire, Fetavai Burhani ve Vakıat kitapları meşhurdur.
232 — MAKDONYUS: Papaz idi. İsa aleyhisselama tapılmaz. O mahluktur, diyordu. Miladın 381. senesinde İstanbul'da kurulan ikinci mecliste, telin edildi.
233 — MALİK BİN ENES: Ebu Abdullah Malik bin Enes bin Malik, Cennet ile müjdelenmiş olan Ehl-i sünnet vel-cemaatin dört büyük mezhebinden biri olan Maliki mezhebinin reisidir. Hicri 90 senesinde Medine’de doğup, 179 [m. 795] da orada vefat ettiği İbni Abidin mukaddemesinde yazılıdır. Bir hadis-i şerif okumak için abdest alır, edeple diz çökerdi. Medine’de hayvana binmezdi. Haksız bir fetvayı vermediği için, yetmiş kırbaç vuruldu. Abdesti sık bozulan hastalar ve ihtiyarlar için ve necasetten taharet için çok kolaylık gösterdiğinden, diğer üç mezhepte olan Müslümanlar, Maliki mezhebini de taklit ederek, ibadetlerini rahatlıkla yapmaktadırlar. Muvatta adındaki hadis kitabı çok kıymetlidir. [Geniş bilgi için Büyük Âlimlerin Hayatı maddesine bakınız.]
234 — MAVERDİ: Ali bin Muhammed Maverdi, 974 de Basra’da doğup, 1058 de Bağdat’ta vefat etti. Şafii fıkıh ve tefsir âlimidir. Havi fıkıh kitabı çok kıymetlidir. Ahkam-üs-sultaniyye adındaki sosyal kitabı Mısır’da ve 1853 de Almanya’da Bonn şehrinde basıldı. Mısır’da ikinci baskısı 1966 da yapıldı.
235 — MAZHER-İ CAN-I CANAN: Şemsüddin Habibullah seyyiddir. Tasavvuf mütehassıslarının büyüklerindendir. Müslümanların gözbebeğidir. 1699 da Hindistan’da doğup, 1781 de şehit edildi. Abdullah-ı Dehlevi kabrinin yanındadır. Yirmiiki yaşında iken, Seyyid Muhammed Nuri Bedevani hazretlerinin vârisi ekmeli oldu. Seyyid Abdullah-ı Dehlevinin üstadıdır. Yetiştirdiklerinden biri de kadi allame Muhammed Senaullah-ı Dehlevi hazretleridir. Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, Makamati mazheriyye kitabında diyor ki, Hadis âlimi Şah Veliyyullah buyurdu ki, Allahü teâlâ, bize sahih keşifler ihsan eyledi. Bu zamanda, hiçbir yerde mirza Can-ı Cananın benzeri yoktur. Makamlarda ilerlemek isteyen onun hizmetine gelsin! Hadis öğrenmek için kendisine gelenleri istifade etmek için, Mazheri Can-ı Canan hazretlerine gönderirdi. Ona yazdığı mektuplarda, Allahü teâlâ, faziletlerin tecelli yeri olan sizlere uzun zaman selamet versin ve bütün Müslümanları bereketlerinize kavuştursun! derdi. Makamat-ı Mazheriyyede, Mazheri Can-ı Canan buyuruyor ki, Evliyanın mezarlarını ziyaret edip, cemiyet için feyiz dilemelidir. Meşayıh-ı kiramın ruhlarına fatiha ve salevat sevabı göndererek, onları Allahü teâlâya kavuşmak için vesile yapmalıdır. Zahir ve bâtın saadetlerine ancak onların güzel ahlakına sarılmak ile kavuşulur. Başlangıçta olan saliklerin, kalbleri tasfiye bulmadan, temizlenmeden önce, Evliyanın kabirlerinden feyiz almaları güçtür. Bunun için Behaeddini Buhari, İslam’ın güzel ahlakına malik bir kimse ile olmak, Evliyanın kabirleri ile olmaktan daha iyidir buyurdu. Farisi Kelimati tayyıbat denilen kitapta 87 mektubu ve melfuzatı vardır
236 — MEHDİ: Hazret-i Mehdi, ahir zamanda dünyaya gelecektir. Adı, Muhammed, babasının adı Abdullahdır. Resulullah efendimizin soyundan olacaktır. İsa aleyhisselamla buluşacak, her yerde adalet olacak, Eshab-ı Kehf, uyanıp mağaradan çıkarak, Mehdi’nin askeri olacaktır. Bazı saf kimseler, büyük zan ettikleri kimselere Mehdi demektedir. Mehdi’nin alametlerini Resulullah efendimiz bildirmiştir. İbni Haceri Mekkinin Alamet-ül-Mehdi kitabında ve Süyutinin Cüzün minel ehadis velasaril varidetil varideti fi alametil mehdi kitabında bunlardan ikiyüze yakın alamet yazılıdır. El-fütuhat-ülİslamiyye, ikinci cüz, ikiyüzdoksanyedinci sayfasında diyor ki, Beklenilen Mehdi, Hazret-i Fatıma’nın soyundan olacaktır. Mekke’de zuhur edecektir. O zaman, Müslümanlar halifesiz olacaktır. İstemediği halde, zor ile halife yapılacaktır. Zuhur edeceği zaman ve yaşı ve ömrü kesin belli değildir. Mehdi çıkacağı zaman yeryüzünde halife bulunmayacağı ve Mehdiliklerini ilan edenlerin Mehdi olmadıkları, buradan anlaşılmaktadır. İmam-ı Rabbani hazretleri, birinci cildin ikiyüzellibeşinci mektubunda, Mehdi’nin Medine’deki sapık din adamlarını öldüreceğini yazmaktadır.
237 — MERİ: Meri bin Yusüf Mukaddisi, Hanbeli fıkıh âlimlerindendir. 1623 de vefat etti. Çok kitap yazdı. Tahkik-ul burhan fi şanid-duhan ve El-Kevakib-üd-dürriyye fi menakıbil imam-ı İbni Teymiyye kitapları meşhurdur.
238 — MESUD KANAVİ: Seyyid Mesud bin Hasen Kanavi, Mısır’da şafii âlimlerindendir. 1790 senesinde yazdığı Feth-ur-rahim kitabında İbnül-Verdinin Lamiyye kasidesini şerh etmektedir. Bu kitabı Mısır’da hicri 1281 ve 1315 [m. 1897] senesinde basılmıştır. Burada, tütünün haram olmadığını yazmaktadır.
239 — MİLTON: İngiltere’nin büyük şairlerindendir. 1608 de Londra’da doğdu. 1674 de öldü. Meşhur Kromwell bunu genel sekreter yapınca şöhreti arttı. Onun ölümünden sonra bir kenara çekildi. İki gözü kör oldu. Çok kıymet verilen Gaib olmuş seadet şiirini zevcesine ve iki kızına yazdırdı. Tarih, lügat ve mantık üzerine eserleri vardır. Kur'an-ı kerimi incelemiş ve çok övmüştür.
240 — MOLLA CAMİ: Abdurrahman bin Nizameddin Ahmed Nureddini Cami, Şeyh-ul-İslam idi. Âlim, veliy-yi kâmil idi. 1414 de, İran’da Cam kasabasında doğup, 1492 de Hirat’ta vefat etti. İmam-ı Muhammed Şeybani hazretlerinin soyundandır. Beş yaşında iken Muhammed Parisa hazretlerinin huzuruna götürülüp teveccühüne mazhar oldu. Ubeydullah hazretlerine yazdığı mektuplardan ikisi Reşehatda mevcuttur. Mevlana Sadüddini Kaşgariden feyiz alarak kemale geldi ve irşada mezun oldu. Sadüddin hazretleri, Nizameddini Hamuşün halifesi olup, hicri 860 senesinde Hirat’ta vefat etmiştir. Nizamüddini Hamuş hazretleri, Alaüddini Attar hazretlerinin halifelerinin en üstünü idi. Molla Cami hazretleri çok kitap yazdı. Şevahid-ün-nübüvve kitabı, Mahmud bin Osman Lamii ve Ehi-zade Abdulhâlim tarafından, farscadan türkceye tercüme edilmiş ve farisisi ve türkçe tercümesi Hakikat Kitabevi tarafından bastırılmıştır. Kerametleri görüldü. Fatih sultan Muhammed, kendisini İstanbul’a davet etti. Konya’ya kadar geldi. Fatihin vefatını haber alarak geri döndü.
241 — MOLLA HÜSREV: Muhammed efendi, Osmanlıların üçüncü şeyh-ul-İslamı idi. Hanefi fıkıh âlimidir. Babası dönme idi. Bir düğünde, Fatih sultan Muhammed, molla Güraniyi sağ yanına, molla Hüsrevi sol yanına aldı. 1460 da Şeyh-ul-İslam oldu. Yirmi sene, bu vazifeyi çok iyi yaparken 1480 de vefat etti. Namazı Fatih camiinde kılınıp, Bursa’ya götürülüp, Emir Sultanın doğusunda defn edildi. Dürer ve gurer fıkıh kitabı, çok kıymetlidir. 1900 da İstanbul'da, Şernblali şerhi basılmıştır.
242 — MÜCAHİD: Babası, Cebri Mahzumidir. Tabiinin ve tefsir imamlarının büyüklerindendir. Hicri 24 senesinde doğup, 104 [m. 723] senesinde Mekke’de, namazda secdede vefat etti. Abdullah ibni Abbasın talebesi idi. Tefsiri vardır.
243 — MUHAMMED ARABİ: Muhammed bin Tebbani Magribi, İfade-tül-ahyar kitabının yazarıdır. Bu kitabı iki cilttir. Mekke’de basılmıştır. Burada, Abduhun Ehl-i sünnete karşı yaptığı haksız hücumları açıklamakta, herbirine cevap vermektedir.
244 — MUHAMMED BAKIRI LAHORİ: Babası Şerefeddindir. Muhammed Masum Farukinin halifelerindendir. İmam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubâtını 1669 senesinde farisi olarak hulasa etmiş, Kenz-ül-hidayat adını vermiştir. Ayrıca farisi Ürve-tül-vüska kitabını yazmıştır. 1669 da vefat etmiştir.
245 — MUHAMMED BİN ABDULLAH: Veliyyüddin hatibi Tebrizi, şafii hadis âlimlerindendir. 1348 senesinde vefat etti. İmam-ı Begavinin Mesabih kitabına ek ve açıklamalar yaparak Mişkat-ül-Mesabih adını verdiği kitabı meşhurdur.
246 — MUHAMMED BİN AHMED ZAHİD: Hindistan’da 1234 de vefat etti. Hanefi fıkıh âlimlerindendir. Tergib-üs-salat kitabı meşhurdur. Nuri Osmaniyye kütüphanesinde vardır.
247 — MUHAMMED BİN EBİ BEKR: İmamzade ve Rükn-ül-İslam denir. Buhara’da müfti idi. 1178 senesinde vefat etti. Bunun Şiratül İslam kitabını Yakub bin Seyyid Ali şerh etmiştir.
248 — MUHAMMED BİN İSHAK: Dedesi Huzeymedir. 923 senesinde Nişapur’da vefat etti. İmam-ül-eimme denir. Yüzkırktan fazla kitabı vardır. Hadis âlimidir.
249 — MUHAMMED BİN MAHMUD BABERTİ: Ekmelüddini Mısıri, Hanefi fıkıh âlimidir. 1312 de Bağdat’ın Baberta kasabasında doğup, 1384 de, Mısır’da vefat etti. Tercih-u mezhebi İmam-ı a’zam risalesi ve İrşad ismindeki Fıkıh-ı ekber şerhi ve Envar isminde Menar şerhi ve Tuhfe-tül-ebrar ismindeki Meşarık şerhi ve Takrir ismindeki Pezdevi usuli şerhi ve İnaye isminde Hidaye şerhi ve daha şerhleri ve tefsiri vardır. Sadi Çelebinin bu İnayeye haşiyesi vardır.
250 — MUHAMMED BİN MAHMUD HAREZMİ: İmam-ı a’zamın Müsnedini toplamıştır. 1266 da vefat etmiştir.
251 — MUHAMMED BİN SÜLEYMAN: Medine-i münevverenin Şafii âlimlerinden idi. 1712 de Şam’da doğup, 1780 de Medine’de vefat etti. Çok kitap yazdı. İki cilt fetvası meşhurdur. Vehhabilerin itikadlarının bozuk olduklarına fetva verdi.
252 — MUHAMMED BİN SÜLEYMAN CEZULİ: Ebu Abdullah Cezuli [veya Cüzuli], hadis âlimidir. Şeriflerdendir. Fas’da yetişti. Şazili tarikatında yükseldi. 1465 senesinde zehirlenerek Fas’da şehit edildi. Yetmiş yedi sene sonra Merakeşe nakil edildi. Bunun Delail-ül-hayrat salevat kitabını Kara Davud Muhammed bin Kemal İzmiti türkçeye tercüme ve şerh etmiş, 1541 de Bursa’da vefat etmiştir.
253 — MUHAMMED BİN SÜUD: Arabistan’da, Necd çölünde kabile reisi idi. Vehhabilik meydana çıkınca, hakimiyetini arttırmak için vehhabi oldu. İngilizlerin yardımı ile herkesi zorla vehhabi yaptı. Vehhabi olmayan çok Müslümanı öldürdü. Birinci Vehhabi Süudi devletini kurdu. 1765 de öldü.
254 — MUHAMMED ESAD: İmamzade Muhammed bin Abdullah, Konyalı olup, İstanbul'da doğup, 1851 de vefat etti. Dürri yekta ve Hilyetün-naci fıkıh kitapları İstanbul'da basılmıştır.
255 — MUHAMMED ESAD: Seyyiddir. Nakib-ül-eşraf idi. Sahhaflar şeyhi zade adı ile meşhurdur. 1848 senesinde, meclisi mearifi umumiyye reisi iken vefat etmiştir. Ayasofya camii yanındaki meşhur Esad efendi kütüphanesi, şimdi Süleymaniyye umumi kitablığındadır. Yeniçeri askerinin ilgasını anlatan Üssi zafer tarih kitabı çok kıymetlidir. Başka eserleri de vardır.
256 — MUHAMMED HAKKI: Seyyid Muhammed Hakkı bin Ali, Hanefidir. Nazilli’de doğup, Mekke-i mükerremede 1884 de vefat etti. Üstadları Ödemişli Halil efendi ve Muhammed Can Mekki vasıtası ile Abdullah-i Dehleviye vasıl olmaktadır. Bezmi âlem sultan, Muhammed Can için Mekke’de bir tekke yaptırmıştır. Sakal-bıyık risalesi, Hazine-tül-esrar arabi olup, Beyrut’ta Mektep-üt-ticaride satılmaktadır.
257 — MUHAMMED HAŞİM-İ KEŞMİ: Asya’da Bedahşanın Keşm kasabasındandır. İmam-ı Rabbani hazretlerinin sohbeti ile şereflendi. İmam-ı Rabbani iki sene askerde kaldığı zaman hep hizmetinde bulunup, teveccüh ve ihsanlarına kavuştu. Haşim-i Keşmi diyor ki, seyyidim Muhammed Numan buyurdu ki, Burhanpur şehrinin camiinde Resulullahı dört halifesi ile rüyada gördüm. Beni görünce, Hazret-i Sıddık-ı ekbere karşı buyurdu ki, Şeyh Ahmedin kabul ettiği kimseyi biz de ve Allahü teâlâ da kabul ederiz. Şeyh Ahmedin red ettiği kimseyi, biz de ve Allahü teâlâ da red ederiz. Bu sözü işitince, İmam-ı Rabbaninin makbullerinden olduğum için, Cenab-ı Hakka şükür eyledim.
Haşim-i Keşmi, hazerde ve seferde, İmam-ı Rabbaninin meclis-i şerifinde bulunmakla şereflendi. 1624 senesinde Mektubâtın üçüncü cildini toplamaya başladı. 1631 de tamam oldu. 1628 senesinde Berekat veya Zübde-tül-makamat isimlerini verdiği kitabı yazarak, bu seadet güneşinin ve üstadlarından ve talebesinden meşhur olanların kerametlerini, hâl tercümelerini insanlığa duyurdu. Berekat kitabı, farisi olup, Bombayda basılmıştır. İstanbul'da Murad molla kütüphanesinde, [1317] numarada Makamati Ahmediyye adı ile, el yazması mevcuttur. 1885 ve 1890 senelerinde Hindistan’ın Rampur ve Lüknov Şehirlerinde basılmış, 1976 da İstanbul'da ikincisi ofset yolu ile tekrar basılmıştır. İkinci cildin altmışbeşinci mektubu buna yazılmıştır. 1645 de Burhanpur şehrinde vefat etti. Muhammed Haşim sahib can başkadır.
258 — MUHAMMED HAYAT: Şeyh Muhammed Hayat muhaddis Medeni Sindi 1749 da Medine’de vefat etti. Babası İbrahimdir. Hanefi fıkıh âlimidir. Nevevinin Erbainini, Münzirinin Tergibini ve Hikemi Ataıyyeyi şerh, İbni Hacerin Zevacirini ihtisar etmiştir. Mezhep taklidini bildiren Gayet-üt-tahkik ve Nihayet-üt-tetkik risalesini 1992 de, Hakikat Kitabevi bastırmıştır.
259 — MUHAMMED MASUM-İ FARUKİ: İmam-ı Rabbani hazretlerinin üçüncü oğludur. 1599 yılında Serhend’de doğup, 1668 de orada vefat etti. Mübarek babası türbesinin birkaçyüz metre şimalindeki büyük türbededir.
Urve-tül-vüska adı ile meşhurdur. İmam-ı Rabbani, müceddid-i elf-i sani, Ahmed-i Faruki Serhendinin halef-üs-sıdk ve vârisi a’zamı idi. Akli ve nakli ilimlerin, suri ve manevi kemalatın camiiyyetini edinmiş idi. Kutbiyyet makamına ve Kayyumiyyet mansıbına, yüce pederinden beşaretler almış idi. Tariki Ahmedinin nispetini, pederinin teveccühlerinden, bütün âleme yaymış idi. Uzak memleketlerden kendine bağlı olanlara, filan Vilayeti Museviyyeye kavuşmuştur, filan Vilayeti Muhammediyye ile şereflenmiştir diye bildirirdi. Dokuzyüzbin kişi, onun vasıtası ile, Allah’ı irade etmişlerdir. Yüzkırkbin talebesini vilayet mertebesi, yedibin kimseyi hilafet makamı ile mümtaz eyledi. Hizmetlerinde ve huzur-ı alilerinde, talibler bazen bir ayda, bazen bir haftada kemalati vilayete erişirlerdi. Bazılarını, bir teveccühde, makamların hepsine ulaştırırlardı.
Makamları, keşifleri ve kerametleri, bu yüksek hanedanın hallerini bildiren kitaplarda uzun uzun yazılı olduğundan, burada açıklamaya lüzum görülmedi. Bu kitaplar arasında beşi, her memlekete yayılmıştır. Birincisi, Muhammed Haşimi Bedahşinin Berekat kitabı olup, farisidir. Zübde-tül-makamat adı ile Murad molla kütüphanesinde [1317] sayıda ve Süleymaniyye Pertevniyal kısmında [406] sayı ile mevcuttur. Hindistan’da Kanpur şehrinde 1890 senesinde ve İstanbul'da Hakikat Kitabevi tarafından 1988 de tab ve neşir edilmiştir. İkincisi Bedreddin-i Serhendinin Hadarat-ül-kuds kitabıdır. 1971 de Lahorda çok güzel basılmıştır. Üçüncüsü El-hadaik-ul-verdiyye fi hakaik-ı ecellain nakşibendiyye olup basılmıştır. Dördüncüsü, Hadikat-ül-evliya türkçedir. 1901 senesinde İstanbul'da basılmıştır. Beşincisi Umdet-ül-makamat kitabıdır. Hakikat Kitabevi tarafından bastırılmıştır.
Altı oğlu ve bütün nesli necibleri, zamanlarının kutbu olmuştu. Bütün İslam memleketleri, kalblerinden saçılan nurlarla nurlanmıştı. Cenab-ı müstetabının vârisleri, yer yüzünde meşhur olmuşlardır. Hidâyet ve irşadda yüksek derece kazanmışlardır. İrfan ehlinin ve yakin sahiplerinin anladıkları gibi, feyiz kaynakları, bu ana gelinceye kadar, akmaktadır. İnşaallah, ahir zamana kadar da, böylece cari olacaktır. Üç cilt olan farisi Mektubat-ı Masumiyye kitabı 1976 senesinde Pakistan’ın Karaşi şehrinde bastırılmıştır. Bu üç cildin içinde bulunan altıyüzelliiki mektubdan yüzotuzbeş adedi seçilerek, Müntehabati Masumiyye adı ile, 1979 senesinde İstanbul'da ofset baskısı yapılmıştır. Bunun sonunda, Hüseyin Hilmi Işıkın eserleri bildirilmektedir. Muhammed Masumun altı kızının her biri veli idi. [Umdetül-makamat sayfa 395.]
260 — MUHAMMED MURAD-I KAZANİ: 1854 senesinde Rusya’da, Kazan vilayetinin Ufa kasabasında doğdu. Memleketinde medrese tahsilini bitirip, 1875 de Buhara’ya geldi. Buhara ve Taşkend’de tahsilini tamamlayıp 1878 de Hindistan’a ve Hicaza geldi. Medine-i münevverede tarikat-ı Nakşibendiyyeye intisab edip, ruh âleminde terakki etti. 1933 de vefat etti.
1884 de Reşehat kitabını ve sonra, İmam-ı Rabbaninin Mektubâtını farisiden arabiye tercüme etti. Mektubâtın arabisine Dürer-ül-meknunat adını verdi. İmam-ı Rabbani hazretlerinin hal tercümesini de arabi uzun yazıp, 1898 de Mekke-i mükerremede Miriyye matbaasında, Mektubâtın kenarında basıldı. İstanbul'da Bayezidde belediye kütüphanesinde elliüç [53] numarada mevcuttur. Bunun foto-kopisi 1963 de İstanbul'da basılmıştır. Bu baskılardaki hal tercümesinin uzun bir kısmı Eshab-ı kiram ve Hak Sözün Vesikaları kitaplarında mevcuttur. Bu arabi mektubattan yüzdoksandört mektup seçilerek, El-Müntehabat ismi ile 1972 senesinde İstanbul'da ofset yolu ile bastırılmıştır.
261 — MUHAMMED PARİSA: Muhammed bin Muhammed bin Mahmud, Buhara’da doğup, 1419 da Medine’de vefat etti. Namazını, Molla Fenari kıldırdı. Umdet-ül-makamatda diyor ki, Zeyneddin Hafi, kabir taşını Mısır’dan gönderdi. Taş, 1797 senesinde yerinde idi. 1810 da görmedim. Vehhabiler kırmış. Medrese tahsilini bitirip, hadis ve fıkıh bilgilerinde ihtisasını ilerletti. Sonra Muhammed Behaeddini Buhari hazretlerinin sohbet ve teveccühlerine kavuşarak kemale geldi. Risalei kudsiyye, Tuhfe-tüs-salikin, Tahkikat ve Faslül-hitab kitapları meşhurdur. Hepsi de farisidir. Tuhfesi 1970 senesinde Delhi’de basılmıştır.
262 — MUHAMMED REBHAMİ: Hindistan’ın fıkıh âlimlerindendir. 1432 de yazdığı farisi Riyad-un-nasıhin ismindeki ilmihal kitabı 1896 da Bombay’da basılmış, 1981 de İstanbul'da ofset baskısı yapılmıştır. Bunu dörtyüzkırkdört kitaptan toplamıştır.
263 — MUHAMMED SADIK: Babası Alidir. Sakızlıdır. 1649 senesinde vefat etti. Surre-tül-fetava kitabı meşhurdur.
264 — MUHAMMED SADIK EFENDİ: Hafidzade Muhammed Sadık bin Muhammed efendi 1815 de vefat etti. Nevadiri fıkhiyye kitabı meşhurdur.
265 — MUHAMMED SAİD: İmam-ı Rabbani hazretlerinin ikinci mahdumudur. 1597 senesinde doğup, 1660 senesinde vefat etti. Babasının türbesindedir. Ahlakının güzelliği, faziletlerinin çokluğu, güler yüzü, yumuşak sözü, işlerinin halis olması ile ziynetlenmişti. Tahsilini genç yaşında bitirdi. Akli ve nakli bilgilerde mütehassıs oldu. Babasının tasarrufu ve teveccühleri sayesinde, büyüklerinin nispetine ve yüksek hallere kavuştu. Onyedi yaşında suri ve manevi kemalata vasıl oldu. Birçok kıymetli kitaplara talikler ve haşiyeler yaptı. Mişkati Mesabih ve Hayali haşiyesine talikleri çok kıymetlidir. Namazda otururken parmak kaldırmamak için, Hanefi mezhebine göre yazdığı risalesi şah-eserdir. Parmak kaldırmamanın daha iyi olduğunu ispat etmiştir. Pederinin garib sırlarına, acib marifetlerine mahrem idi. Mektubati Saidiyye kitabında yüz mektup vardır. 1965 de Pakistan’da basılmıştır.
266 — MUHAMMED SIDDIK: Hidaye ismi ile meşhurdur. Bedahşanın Keşm kasabasındandır. Küçük iken, Han-ı Hanan Abdurrahimin sohbetinde bulundu. Bunun vasıtası ile, Hace Baki-billahın sohbeti ile şereflendi. Vefatından sonra, İmam-ı Rabbani hazretlerinin sohbet ve hizmetine kavuştu. Vilayet-i hassa ile müşerref oldu. 1622 de izin alarak hacca gitti. Hicaz’da iken, İmam-ı Rabbani buyurdu ki, Şimdi, uzakta olan kardeşlerimizden bazısının ahvaline müteveccih idim. Mevlana Muhammed Sıddık göründü. Tam bir sevgi ve ihlas ile bize müteveccihdir. Şu anda Maveraün-nehrde, Bedahşanda yolcudur. Hali hoş olsun!. 1610 senesinde, İmam-ı Rabbaninin Mebde ve mead risalesini toplamıştır. Farisi olup, Urdu tercümesi ile birlikte, 1968 de Pakistan’da basılmış, 1977 de İstanbul'da ofset baskısı yapılmıştır.
267 — MUHAMMED ŞEYBANİ: İmam-ı a’zam Ebu Hanifenin derslerinde yetişen İslam âlimlerinin en üstünlerindendir. Büyük müctehid idi. İmam-ı a’zamın derslerini, sözlerini kitaplara geçiren budur. Adı, Muhammed bin Hasen bin Abdullah bin Tavus bin Hürmüzdür. Bu Hürmüz, İmam-ı a’zam Ebu Hanifenin ceddi olup, Bağdat sultanı idi. Hazret-i Ömer’in elinde iman etmiş idi. 752 [h. 135] senesinde Vasıt şehrinde doğup, 805 [h. 189] senesinde Reyde vefat etti.
268 — MUHAMMED TARSUSİ: Muhammed bin Ahmed bin Muhammed, Hanefi âlimlerindendir. 1705 senesinde vefat etti. Birçok kitaplara haşiyesi vardır. Tütün haram değildir, derdi.
269 — MUHAMMED ZAHİD: Kadi Muhammed Zahidi Semerkandi, derin âlim ve veliy-yi kâmil idi. Ruh bilgilerinin mütehassısı idi. 1530 senesinde Hisarın Vahş köyünde vefat etti. Önce çok riyazet ve mücahede yaptı ise de, Ubeydullahi Ahrar hazretlerinin teveccühü ile birinci sohbetinde kemale kavuştu. Yakubi Çerhi hazretlerinin kızının oğludur. El-Hadaik-ul-verdiyye kitabında kerametleri yazılıdır. Silsile-tülarifin kitabı meşhurdur. Mesmuati mevlana kadi Muhammed Zahid kitabı Mir Abdulevvele aid olup, Süleymaniyye kütüphanesi Esad efendi kısmında [1715] sayıda mevcuttur. Hakikat Kitabevi tarafından 1993 de neşir edilmiştir. Ubeydullahi Ahrar hazretlerinin farisi sözleridir. Yetiştirdiği Veliler arasında, hemşiresinin oğlu mevlana Derviş Muhammed, bu silsilenin büyüklerindendir.
270 — MUHAMMED ZİHNİ: Hacı Zihni efendi, Osmanlı devleti mearif meclisi azasından idi. 1846 da doğup, 1914 senesinde vefat etti. Beğlerbeği küplücesindedir. Nimet-i İslam kitabı, Kimya-i seadet mukaddimesi ile Elmünkızü aniddalal tercümeleri meşhurdur.
271 — MUHYİDDİN-İ ARABİ: Ebu Bekr ibnü Arabi ismi ile de meşhurdur. Sôfiyyei aliyyenin büyüklerindendir. Adı şeyhi ekber Ebu Bekri Muhammed bin Alidir. 1165 de, Endülüs’de Mürsiye kasabasında doğup, 1240 da Şam’da vefat etti. Büyük Veli ve müctehid idi. Konya’ya gelip, Sadreddini Konevinin üvey babası oldu. Nakil ettiği bilgilerin hepsi, birer vesikadır. Devlet ve mevki sahiplerinden çok hediye gelir, hepsini fakirlere dağıtırdı. Beşyüzden fazla kitap yazdı. Cahiller, buna zındık dedi. İbni Teymiyye gibiler kâfir dedi. Âlimler, Arifler ise, veliy-yi kâmil olduğunu anladı. Fütuhati Mekkiyyesi dört büyük cilt halinde 1973 de Beyrut’ta basılmıştır.
İbn-ül-arabi ismi ile meşhur olan Kadi Ebu Bekr ibn-ül-arabi başkadır. İsmi Muhammed bin Abdullahdır. Endülüsde 1076 da doğup, 1149 da Fasda vefat etmiştir. Malikidir.
Muhyiddin Muhammed bin Behaüddin başka olup, El-Kavl-ül-fasıl ismindeki Fıkh-ı ekber şerhi çok kıymetlidir. Bu şerh, yeniden yazdırılıp 1979 da, Hakikat Kitabevi tarafından İstanbul'da bastırılmıştır. 1549 da vefat etmiştir.
272 — MUKATİL: İmam-ı Mukatil bin Süleyman, tefsir âlimlerindendir. Belh’de doğup, Merv’de yetişti. Basra’da yerleşti. 767 [h. 150] de orada vefat etti. Tefsiri meşhur olup, Londra’da basılmıştır.
273 — MÜNAVİ [veya Menavi]: Abdurraufi Münavi Şafii âlimi idi. 1518 de doğup, 1621 de Kahire’de vefat etti. Çok kitap yazdı. Künuz-üd-dekaık kitabı, 1869 da İstanbul'da basılmıştır. İçinde onbin hadis-i şerif vardır.
274 — Muradı MÜNZAVİ: Muhammed Murad bin Ali Keşmiri, İstanbul’daki meşayıhin büyüklerindendir. Buhara’da 1643 de doğdu. Şam ve Hicaz taraflarında çok seyahat etti. Hindistan’da Serhend şehrinde Muhammed Masum-i Faruki hazretlerinden feyiz aldı. Kemale erip hilafetle şereflendi. Şam’da yerleşip, bir medrese yaptı. 1680 de İstanbul’a geldi. Eyyubde beş sene kalıp, Şama ve hacca gitti. 1707 de İstanbul’a geldi. Sultan Selimde yerleşti. Çorlulu Ali paşa tarafından Bursa’ya sürüldü. 1716 da tekrar İstanbul’a gelip, Eyyubde reis-ül-etibba Nuh efendi yalısında ikram edildi. 1719 senesinde vefat etti. Edirnekapı dışında, Münzevi camii karşısında, birinci sultan Mahmud han şeyh-ül-İslamlarından Ahmed Ebül-hayır efendinin kabri yanındaki türbesini ziyaret edenler, mübarek ruhundan feyiz almaktadırlar. Türkçe Adab-ı tarikatin-nakşibendiyye risalesi meşhurdur. El-müfredat-ül-Kuraniyye tefsiri çok kıymetlidir. Tefsirler, arabi, farisi ve türkce bir aradadır.
275 — MUSA CARULLAH BEYKIYEF: Rusya’da dinde reformcudur. Ehl-i sünnet düşmanıdır. Faideli Bilgiler kitabına bakınız!
276 — MÜSLİM: Ebül-Hüseyin Müslim bin Haccac Kuşeyri, Şafiidir. Hadis âlimlerinin en üstünlerindendir. 821 [h. 206] da Nişapur’da doğup, 875 [h. 261] de orada vefat etti. Sahihi Müslim kitabı, Buhariden sonra, Müslümanların en kıymetli temel kitabıdır. Bu iki kitaba Sahihayn denir. İmam-ı Buhari ile Nişapur’da buluştu.
277 — MUSTAFA BEKRİ: Kutbüddin Mustafa bin Kemalüddin 1688 de Şam’da doğup, 1749 da orada vefat etti. Fıkhı Abdulgani Nablüsiden, tasavvufu Abdullatifi Halvetiden aldı. Yazdığı kitaplar [222] yi aşmaktadır. El-hikem-ülilahiyye vel-mevarid-ül-behiyye ve El-vasiyet-ül-celiyye ve Ber-ül-eskam kitapları çok kıymetlidir.
278 — MUSTAFA SABRİ: İslam halifelerinin sonuncusu olan sultan Vahideddin han zamanındaki İslam âlimlerindendir. Tokad mebusu idi. 1919 da Şeyh-ul-İslam oldu. Yedi ay sonra yerine Hayderi zade İbrahim efendi geçti. 1920 de ikinci defa Şeyh-ul-İslam olup, iki ay sonra yerine, son Şeyh-ul-İslam olan Medeni Mehmed Nuri efendi geçti. Kayseri medresesinde Divrikli hacı Emin efendiden ders okudu. 1861 de Tokadda doğup, 1954 de Mısır’da vefat etti. 1922 senesinde, İstanbul’dan Kahireye hicret etti. Orada yazdığı arabi eserleri ile, zamanının âlimlerini hayrette bıraktı. Mevkıf-ülakl kitabı dört cilttir. Burada Abduhun İslamı yıkmak için çalıştığını göstermekte, fikirlerini red etmektedir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|