Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  Sinir hastalığının en iyi ilacı  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
Sinir hastalığının en iyi ilacı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bütün hastalıkların başı, sinir sistemidir. Çünkü bütün organları çalıştıran, sinir sistemidir. Sinir sistemi de, vücudun başkumandanı olan kalbe tâbidir. O hâlde, sinir sisteminin düzgün çalışması için, kalbin ferah olması lazımdır. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerimde mealen, (Kalbinizin şifa bulmasını, ferahlamasını istiyorsanız, beni zikredin, Allah deyin) buyuruyor. O bakımdan, sinir hastalığının en iyi ilacı, Allah demektir, yani Onu hatırlamaktır.

İki türlü şifa vardır. Biri kesin, diğeri şüphelidir. Kesin olan, yani iyileştirme ihtimali %100 olan ilaç, Kur’ân-ı kerimdir. Nitekim Kur’an-ı kerimde mealen, (Bu Kur’an şifadır) buyuruluyor. İyi gelmesi ümit edilen diğer ilaç ise, bildiğimiz tıbbi ilaçlardır. Bunların içinde de kesin olanlar vardır.

Peygamber efendimiz, bazen sadece tıp ilacı kullanırdı. Bazen sadece Kur’ân-ı kerimdeki âyet-i kerimelerden istifade ederdi. Bazen de her ikisini birlikte kullanırdı.

Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretleri, (Kur’ân-ı kerimin bir harfinde, yüz bin derde yüz bin şifa vardır) buyuruyor. Yani bir kimse, Arapça (Elif) harfini yazıp suya koysa ve içse, şifa bulur. Ya Besmele’yi yazarsa?

Hazret-i Ömer’in hilafeti zamanında, biri gelip, (Yâ Emir-el mü’minin, baş ağrısından ölüyorum) diye durumunu arz eder. Hazret-i Ömer içeriye gider. Bir kâğıda bir şey yazıp kâğıdı katlar ve, (Bunu saçının arasına koy. Dikkat et, başından düşmesin. Ama kâğıdı sakın açma!) buyurur. Başı ağrıyan kimse de, açmayacağına dair söz verir.

O kimse, her ne zaman kâğıdı başına koysa, ağrısı kesilir. Fakat çıkardığı zaman, ağrı tekrar başlar. Bu epey zaman bu şekilde devam eder. En sonunda bir gün, içine kurt düşer. Kendi kendine, (Bu nasıl bir şey ki, başıma koyuyorum, ağrı geçiyor. Çıkarıyorum, başım çok feci ağrıyor) diye düşünür. Etrafta kimse var mı diye baktıktan sonra, kâğıdı açar ve Hazret-i Ömer’in, Besmele’yi yazmış olduğunu görür. Fakat kâğıdı açarak verdiği sözden döndüğü için, artık o kâğıttan istifade edemez. Onun için, hikmetini anlamasak da, büyüklerin nasihatlerine uymak lazımdır.

Velhâsıl, Kur’an-ı kerim mutlak şifadır. Ama ondan istifade etmek, öğrenmeye değil, hiç şüphe etmeden inanmaya bağlıdır.

Yaptığımız her hareket sonunda bize dönecektir


Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, saf ve temiz insanların kalbine güzel şeyler ilham eder. İlham melekten, vesvese ise şeytandan gelir.

Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretlerine biri şikâyette bulunur, (Efendim, kalbime çok kötü vesveseler geliyor) der. Bunun üzerine, Seyyid Abdülhakim-i Arvâsî hazretleri, (Şeytanın işine biz mi karışacağız? O vazifesini yapıyor, sen de vazifeni yap. O sana vesvese veriyorsa, sen de Allah de) buyurur. Büyük zatların kitabını okumalı, kelime-i tevhid söylemeli, yani Allah’ı hatırlatacak bir şey yapmalı. Çünkü Allah kelâmı olan yerde, şeytanlar duramaz.

Merhum Hocamız, (Herhangi bir işe besmeleyle başlayan, mutlaka başarılı olur. Besmeleyle başlanan hiçbir işin sonu kötü olmaz, mutlaka iyidir) buyururdu. (Bismillahillezî lâ yedurru me’asmihî şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüvessemî’ul alîm) hadis-i şerifi, (Allah’ın yüce ismine sığınana, yerde ve gökte hiçbir şey zarar veremez. O, her şeyi işitir ve bilir) demektir. Bu duayı sabah akşam Besmele çekerek 3’er defa okumalı. Sabah okuyan akşama kadar, akşam okuyan sabaha kadar her türlü beladan emin olur. İmam-ı Rabbânî hazretleri de, (Allahü teâlâ, 4 Kul okuyanı, insanlardan ve cinlerden gelecek her türlü sıkıntıya karşı korur) buyuruyor. 4 Kul, Kâfirûn, İhlâs, Felak ve Nâs sûreleridir.

Mektubat-ı Rabbânî'de, (İlaç, kullanan içindir. Başkası ne kadar dua ederse etsin, bizzat hastanın okuması ve o ilacı içmesi şarttır) buyuruluyor.

Peygamber efendimiz buyuruyor ki;
(Bir hasta, Yunus aleyhisselamın “Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü minezzâlimîn” duasını kırk defa okursa, şehit olarak vefat eder. Şifa bulursa, bütün günahları affolur. Kendisine dert ve bela gelen de, bu duayı okursa, sıkıntıdan kurtulur.)

Derdi, sıkıntısı olmayan hiç kimse yoktur. Çünkü insanlar, başkalarını sıktıkça, Allahü teâlâ da onları sıkıyor. Hâlbuki insanlar, diğerlerini ferahlandırsalar, Allahü teâlâ da onları ferahlandırır. Biz Allahü teâlânın kullarına karşı nasıl davranırsak, Allahü teâlâ da bize öyle muamele eder. Unutmayalım ki, yaptığımız her hareket, sonunda bize dönecektir. Bundan kurtuluş yoktur. İyilik de yapsak, kötülük de yapsak, yine bize dönecektir. O hâlde, eden kendine eder.

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.