Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  Sormadan iş yapmaktan çok sakınmalı  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
Sormadan iş yapmaktan çok sakınmalı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Ehl-i sünnet itikadında olup bu doğru yolun büyüklerini tanımakla, ne kadar şanslı olduğumuzun, ne kadar kıymetli bir nimete kavuştuğumuzun farkında mıyız? Merhum hocamız, (Her bin kişiden biri iman eder. Bu iman edenlerin binde biri Ehl-i sünnet itikadında olur. Bunların binde biri de muhlislerden olur) buyurdu. Yani bu büyükleri sevip onların yolunda ihlâsla dine hizmet edenlerden olur. Bu çok büyük bir nimettir. Dışarısı ateştir. Her taraf imansızlık ve fitne ile doludur. Bu nimetin büyüklüğünün kıymeti ancak âhirette anlaşılır.

Kıyamet ve Âhiret kitabındaki ölüm hâllerini okuyup, ölümü her gün hatırlamaya çalışmalı. İnsan onları okuyup öğrendikten sonra, nasıl yiyip içer? Ama bu nefs öyle mel’un ki, insana beş saniyede unutturur. Ölümü unutmayan insan, melek gibi olur. Bunun çaresi de her fırsatta sâlihlerle görüşmek ve Ehl-i sünnet kitaplarını her gün düzenli okumaya çalışmaktır. Sâlih insanlar bir araya geldiğinde onların hocası çok sevinir, o sevinince onun da hocası sevinir. Bu, silsile yoluyla Peygamber efendimize kadar gider. Allahü teâlâ da, böyle bir araya gelenlerden razı olur.

Ehl-i sünnet âlimlerinin yolu da, kitapları da mutlaka doğrudur. O hâlde, bu yoldaki hizmetlerde, işlerde bir aksama olursa, bu şüphesiz kendi hatamızdandır. Bu da, sormadan yapmaktan veya sorup da kendi aklımıza göre hareket etmekten ileri gelir. Filanın yüzünden oldu, onun hatası var demeden, herkes kendine bakmalı ve kendisini düzeltmeye çalışmalıdır. Yoksa bu işin, hizmetin, yolun kendisinde elbette hata yoktur.

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri, (Sormadan iş yapmamalı. Soracak yer bulamayan, bir ağaca sarık sarıp da ona sormalı. Allahü teâlâ kalbine doğruyu bildirir) buyurmuştur... Bir zat, her gün camiye giderken gençlere, (Evladım, cami ne tarafta?) dermiş. Bir gün gençler, (Amca, sen bizimle alay mı ediyorsun? Neden her gün gittiğin camiyi bize soruyorsun?) demişler. O zat, (Caminin yerini biliyorum. Her sorduğumda nefsim eziliyor. O alçak nefsi ezmek, 'ben' dememek, kendi aklıma göre hareket etmemek ve her zaman danışarak iş yapmak için size soruyorum) diye cevap vermiş. İşte bunun için, büyüklerimizle istişare etmeden bir işe kalkışmamalı. Onlara sorarken de, verilecek cevaba razı olarak, pazarlıksız sormalı ve gelen cevaba da tam uymalıdır.

Sıkıntı var diye hizmetten kaçmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bizden sonraki nesiller, bu Ehl-i sünnet yolunu, bu hizmetleri devam ettirirler, Ehl-i sünnet kitaplarını bütün insanlara ulaştırırlar, bu hizmetler kıyamete kadar devam eder inşallah. Bu hizmetlerin kıymetini bilip de, sıkıntılı zamanda, zorluklarla karşılaşınca, bu işleri bırakıp başka işlerle uğraşanlara, aramızdan ayrılmak isteyenlere şaşırmamak elde değil.

Bu din, bu kitaplar, bize gelene kadar, 1400 yıl boyunca, bu yolda hiç sıkıntı çekilmedi mi, hiç eziyete, hakarete uğranılmadı mı? Bütün peygamberler, en çok da Resulullah efendimiz nice sıkıntılar çekti. Eshab-ı kiramın hayatı zorluklarla geçti. Eyüp Sultan civarında, Eshab-ı kiramın kabirleri var. Dönmemek üzere evlerinden çıktılar, buralara kadar geldiler, sonra şehit oldular. İmam-ı Rabbânî hazretleri hayatının birkaç yılını hapiste geçirdi. İmam-ı a’zam hazretleri hapiste dövülerek şehit edildi. Osmanlılar, ondan öncekiler, bugünlere gelene kadar nice sıkıntılar çektiler.

Öyle bir hesap günü gelecek ki, boynuzsuz koyun, boynuzludan hakkını alacak. Birbirimizi üzmemeli, gıybet etmemeliyiz, hele iftira edersek bunun cezası çok ağır olur. Hakkımızda da çeşitli şeyler söylüyorlar. İmam-ı a’zam hazretlerine biri gelmiş, (Biri sizin aleyhinize konuşuyor) demiş. İmam-ı a’zam hazretleri, ona bir kese altın göndermiş. (Ne kadar günahım varsa alıyor, teşekkür etmek için gönderiyorum) buyurmuş. Herkes ettiğiyle kalır. Akıllı olan sevab kazanır, günah değil. Daha da akıllı olan, başkasının günahını almaktan kaçar.

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerinin talebelerinden Ziya Bey, evinde bir kimse hakkında bir şey söylense, (Susun, önce kendinize bakın, kimseyi kötülemeyin) derdi. Tek kelime ettirmezdi. Başkaları hakkında konuşmamalı, aynanın karşısına geçip, biz neyiz, ne yapıyoruz diye, kendimize bakmalıyız.

Kur’an-ı kerimde mealen, (Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin! Allah elbette sabredenlerle beraberdir) buyuruluyor. Bunun için, en çok Resulullah efendimiz sabretmiştir. En çok düşmanı olan da, Allahü teâlâdır. Bir gün Musa aleyhisselam, insanların konuşmalarından bıkıp, (Yâ Rabbî, ne olur, bu halk benim hakkımda konuşmasın) diye dua edince, Allahü teâlâ, (Yâ Musa, senin istediğin o şeyi ben, kendim için bile yapmadım. Görmüyor musun, benim hakkımda neler konuşuyorlar) buyurdu. Demek ki, başarılı olmak, saadete kavuşmak için, kimden, ne şekilde gelirse gelsin her türlü sıkıntıya sabretmek şarttır.

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.