Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  Salihlerin sohbetinde bulunmalıdır  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
Salihlerin sohbetinde bulunmalıdır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İmam-ı Rabbânî hazretleri gibi büyük zatların hakkı ödenmez. Onlar olmasaydı kim bilir ne kötü yollara girerdik. Onlara çok şey borçluyuz. Bize Ehl-i sünnet itikadını öğrettiler. En büyük iyilik budur, çünkü Ehl-i sünnete uymadan Cennete girilmez. Bize büyükleri tanıttığı için Cenâb-ı Hakk’a ne kadar şükretsek azdır. Çünkü din, ancak görmek, işitmek ve konuşmakla öğrenilir. En şanslı insan, o büyükleri tanıyıp sohbetine kavuşandır. Bu nimete kavuşmayan, hiç olmazsa onların talebeleriyle beraber olmaya, varsa kitaplarını okumaya çalışmalı. Yani Eshab-ı kirama kavuşan Tâbiîn gibi olmalı. (Bu büyük zatları sevenler, gökteki yıldızlar gibidir. Onlarla beraber olan, imanını kurtarır) buyurulmuştur. Yani büyükleri gören ve sevenler müşrik ve bid'at ehli olamaz. Kumaş rengini aldıktan sonra, artık o renk solmadığı gibi, onların işledikleri günah da, küfre götürmez. Eshab-ı kiramı tarif ederken (Kumaş boyayı nasıl emerse, Resulullah’ı bir kere gören, tıpkı kumaşın o boyayı emdiği gibi başka bir insan olurdu. Artık o kumaştan nasıl o boya çıkmazsa, Eshab-ı kiramdan da bu sahabîlik özelliği çıkmaz) buyurulmuştur.

Eshab-ı kiram günah işlese de, Eshab olma vasfını kaybetmez. Çünkü kumaş bir kere solmayan renkle boyandı. Artık onun rengi değişmez. Büyükleri sevenler de böyledir. Onların kitaplarına kavuşmak da büyük nimettir. O büyük zatlardan birinin sohbetine kavuşamayan, kitaplarını okumak nimetine kavuşmaya çalışmalı. Bu da, sohbetinde bulunmak gibi çok kıymetlidir.

İslamiyet’in garip olduğu zamanda, dinimizi Allah'ın kullarına yaymak için aşkla çalışan, yorulan, kendilerini tehlikeye atarak hizmet eden mücahidlere ne mutlu! Hadis-i şerifte, (Allah’ın kullarına Allah’ın dinini öğretmeye gidenin bastığı yere, melekler kanatlarını serer. Gökteki melekler, yerdeki hayvanlar, havadaki kuşlar, denizdeki hayvanlar, ona dua ederler. Kıyamette ona, peygamberlerin gıpta edeceği bir makam ihsan edilir) buyuruldu. Böyle büyük bir nimet içinde olan, herkesi affetmeli, üzülmemeli, kızmamalı. Nimete kavuşan kızmaz, neşelenir. (Müminin alameti güler yüz; münafığın alameti ise çatık kaş, asık surattır) hadis-i şerifine uymalı.

Allahü teâlâ, verdiği nimeti göstermemizi sever. Dinimize hizmet nimetine kavuşan talihli insan, bunu güler yüzle, tatlı dille, sabırla, şefkatle ve merhametle göstermeye çalışmalıdır.

Allah bir kulunu severse


Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
(Cuma günü öyle bir vakit vardır ki, o vakitte yapılan dua muhakkak kabul olur) hadis-i şerifini işiten Buhara âlimleri, (Bu saati bilseydik, Allahü teâlâdan ne isterdik?) diye konuşurlar. Biri, son nefeste iman, bir diğeri, dine hizmet için çok parasının olmasını istediğini, başka biri de, sıhhat ve âfiyet istediğini söyler. Ubeydullah-i Ahrar hazretleri ise, salih zatların sohbetine kavuşmayı ister. Yani Allahü teâlânın sevdiği bir kuluyla beraber bulunmayı ister. Çünkü bütün üstünlük, onun sohbetindedir. O sohbet ele geçti mi, her şey ele geçti demektir. Allahü teâlânın sevdiği kulların sohbeti, iki cihanda insanı yüksek derecelere kavuşturur. Çünkü evliya bir zatın kerameti, vefatından sonra da devam eder. İsmi anılınca Allah’ın izniyle ruhu hazır olur, feyz verir, kalbi temizler, yardıma koşar.

Muhammed Masum hazretleri abdest alırken, talebesi su döker. Birdenbire çömlek testiyi, çocuğun elinden kapıp duvara fırlatır. Testi paramparça olur. Çocuk da korkar. Ağlaya ağlaya bu zatın hanımına gider. (Abdest suyu dökerken, hocam kızdı, elimden testiyi kapıp duvara çaldı) der. İhtiyar kadıncağız, (Peki, sen git!) der. Muhammed Masum hazretleri eve gelince, hanımı, (Bugün neye kızmışsan testiyi parçalamış, çocuğu korkutmuşsun) der. (O çocuğa kızmadım. Bugün bir talebem, ormandan geçerken, aniden karşısına bir aslan çıkınca benden yardım istedi. O anda elime testi geçti, aslana fırlattım. Elhamdülillah, talebe kurtuldu) buyurur. Bir süre sonra, ormandan dönen talebe, arkadaşlarına anlatır, (Aslan tam üzerime atlayacağı zaman, “İmdat hocam!” diyebildim. O anda aslanın kafasında testinin parçalandığını gördüm) der. İşte Allahü teâlâ evliya zatlara, işittirir, gösterir ve onlar da böyle imdat eder.

(Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında bana en sevgili olanlar, ona farz kıldığım şeyleri yapmasıdır. Kulum nafile ibadetleri yapmakla bana o kadar yaklaşır ki, onu çok severim. Onun duyan kulağı, gören gözü ve tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Her istediğini veririm. Benden yardım isteyince, imdadına yetişirim) mealindeki hadis-i kudsi, (Onun göremediği şeyleri, çok uzakta da olsa, ona gösterir, ona işittiririm. Bir anda dünyanın her yerine gönderirim, onun eliyle ona istediğini yaptırırım) demektir.

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.