Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  Maksat imanı korumaktır  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
Maksat imanı korumaktır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Resulullah efendimiz, (Ey Eshabım, siz öyle bir zamandasınız ki, dinin emir ve yasaklarının onda birine uymazsanız helak olursunuz. Öyle bir zaman gelecek ki, emir ve yasakların onda birine uyabilen, Cehennemden kurtulur) buyuruyor. İmam-ı Rabbânî hazretleri, (O onda biri yapma vakti, bu zamandır) buyuruyor. Yani âhir zaman hicri bin yılında, İmam-ı Rabbânî hazretleri zamanında başlamıştır.

Merhum hocamız, (Bu onda bir, imandır. Yani doğru iman sahibi olan kurtuldu) buyurdu. Çünkü âhir zamanda imana yapışmak, ateşi elde tutmaya benzer. Tutsan yanar, bıraksan söner. Bir şey, ne kadar kıymetliyse onun düşmanı da o kadar kuvvetli ve çok olur. Kâinatta imandan daha kıymetli hiçbir cevher yoktur. Çünkü o cevheri elinde tutan Cennete gider. Yoksa hiçbir ibadet, hiçbir amel, Cennete girmeye sebep değildir. Cennete girmeye sebep, sadece imandır. Bütün ameller, ibadetler, hâsılı bütün gayret, sadece imanı korumak içindir.

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri, (Esas maksat imanı korumaktır. İman giderse her şey biter) buyurmuştur. Bütün bu çalışmalar, hizmetler, ibadet ve sohbetler, imanı korumak içindir. Herkesin 24 saat boyunca asıl korkacağı, düşüneceği şey, (Aman imanım zayi olmasın, aman imanım elimden gitmesin, aman iman hırsızları bunu elimden almasın) olmalıdır.

İman hırsızları kimlerdir? En büyük hırsızlar, kafadan konuşan ve kendisini din adamı tanıtanlardır. Büyük bir zata, (İslam âlimi kimdir?) diye sorduklarında, (Kitaptan nakledendir) buyurur. Ehl-i sünnet olmak şartıyla, ilim, amel ve ihlâs sahibi olana İslam âlimi denir. Bu üç şarttan biri noksan olursa, buna gerçek âlim denmez.

Allahü teâlânın sevdiklerinden birini, yani bir Ehl-i sünnet âlimini sevmek ve kendi aklını bırakarak ona tâbi olmak, ebedî saadet kapısının anahtarıdır. Cenab-ı Hak, bir kulunu severse, onu sevdiklerinden birine kavuşturur. Dolayısıyla, İmam-ı Rabbânî hazretleri gibi büyükleri tanıyan, seven, Ehl-i sünnet itikadında olan kimse, çok şanslı, çok bahtiyardır. Bu cevherin kıymetini bilmeli, onu bir cam parçasıyla değiştirmemeli.

İmanın varlığına alâmet

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Biri ölünce, (Biz Allah için yaratıldık, sonunda yine Allah’a döneceğiz) mealindeki (İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci’ûn) âyet-i kerimesi okunur. Dünyaya Allah'ın rızasını kazanmak için geldik. Nefis ve şeytanı razı etmek için, keyif sürmek için, yani Allah’tan başka şeyler için gelmedik. Onun rızasını almayan mahvolur, yanar. Her şeyi yaratan, her an varlıkta tutan, yediren içiren, besleyen, her şeyi yapan Allahü teâlâdır, ama Ona bir teşekkür edilmiyor. Hâlbuki nimete şükretmek, nimetlerin Ondan geldiğini bilmek, iman alametidir.

(Efendim, dinle imanla alakası olmayan insanlar da, arada bir dua ediyorlar, şükrediyorlar. Bunların imanı var mıdır?) diye soran talebeye, hocası buyurur ki:
(Evladım, imanın varlığı ve yokluğu icraatla belli olur. Bu icraat da, haramlardan sakınmak, örtünmek, beş vakit namaz kılmak, Allahü teâlânın diğer emir ve yasaklarına uymaktır. Böyle olana, imanı var denir. Yoksa hiç bunlardan haberi olmadan, sadece kendi kafasındaki bir ilaha ibadet etmek, şükretmek, iman değildir.)

Avrupalılar ve Amerikalılar da, (Allah’a inanıyoruz) diyorlar. İlim adamları, (Her şeyi yaratan bir yaratıcı vardır) diyorlar. Ama böyle demek iman olmaz. İman, Allahü teâlâya mahsus sıfatları bilip Âmentü’deki altı esasa inanmakla olur. Aksi takdirde iman edilmiş olmaz. Çünkü imanın esasları bir bütündür.

İnsan kendi aklıyla, Allahü teâlâyı tanıyamaz, bilemez. Bunun için, inanmaktan başka çaresi yoktur. İnsanlar, (Bu kâinatı bir yaratan vardır) der, ama hiç kimse, aklıyla Allah'ı bulamaz. Kâfirler, kendi tasavvur ettikleri şekle Allah diyorlar. Hâlbuki Allahü teâlânın zatı bilinemez, sıfatları da ancak bir peygamber vasıtasıyla bilinir. Çünkü Cebrail aleyhisselam, peygamberlere Allah'ın sıfatlarını, emir ve yasaklarını bildirmiştir.

Allah’ın rızasına kavuşturduğu, Cennete götürdüğü söylenen sayısız yol vardır. Peygamberlerin bildirdikleri hariç, hiçbiri kavuşturucu, kurtarıcı değildir. Kurtulmak da ancak, gerçek ve tek olan ilaha inanıp, gönderdiği dine, yani İslâmiyet'e tâbi olmakla mümkündür.

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.