Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  İşini ihlâsla tam yapmak  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
İşini ihlâsla tam yapmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bir cemiyette herkes, üzerine düşen vazifeyi yaparsa, sistem düzgün çalışır. Vücudun işe yaraması organların sıhhatli çalışmasına bağlıdır. Hadis-i şerifte, (Habeşli siyah bir köle de olsa, âmirinize itaat edin!) buyuruldu. Baş ayrı, vücut ayrı olursa, hiçbir işe yaramaz. Saatin çarklarından biri arızalanırsa, saat çalışmaz, vakti doğru göstermez. Bir saate bakınca, akrep ve yelkovan görülür. Onun içinde küçük çarklar da vardır. Bir çark diğerini, o da bir başkasını çevirir. Böylece akrep ve yelkovan, vakti doğru olarak gösterir. O çarkların biri kırılsa, hattâ paslansa, saat yanlış gösterir. İşte dinimize hizmette de biri, görevini doğru yapmazsa, diğerini etkiler, o da başkasını etkiler. Neticede hizmetlerin aksamasına, yıkılmasına sebep olur. Onun için herkes kendi işine sımsıkı sarılmalı, vazifesini aksatmamalıdır.

Peygamber efendimizin oğlu İbrahim, 17 aylıkken vefat edince, Eshab-ı kiramdan iki kişi kabre inip defnettiler. Lahdin önünü kerpiçle ördüler. Kerpiçlerden bir ikisi her nasılsa hafif eğri konmuştu. Onlar çıkınca, Peygamber efendimiz kabre indi. Kerpiçleri düzeltip şöyle buyurdu:
(Her işinizi tam yapmanız için düzelttim. Yoksa bu iki kerpicin eğri durması, ölüye de diriye de zarar vermez, ama gönlüm rahat etmedi. Eğer bir iş tam yapılmazsa veya yapılan bir işten dolayı gönül rahat değilse, bu işten üzülenler olabilir.)

Bir talebe rüyasında, mübarek hocasının kendisini sırtında taşıdığını görüp, çok utanır. Rüyayı anlatınca, hocası, (Vekilimin yükünü alanı biz sırtımızda taşırız) buyurur. (Büyüklerin yükü nasıl alınır?) diye soranlara da, (Herkes kendisine verilen vazifeyi ihlâsla, en güzel şekilde ve zamanında yaparsa büyüklerin yükünü almış olur) diye cevap verir.

İhlasla hizmet etmenin önemi çok büyüktür. Hizmete iştirak edenlerin sevablardaki payı, bir çuval buğdaydaki taneler sayısınca değil, tanelerin zerrelerindedir, ancak sevablara böyle ortak olmak, herkesin kendi işini ihlâsla yapmasıyla, başkalarının işine karışmamasıyla mümkün olur. Başkalarının işine karışmak, çok sıkıntılara sebebiyet verir.

Sevmek itaatle ölçülür

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Âmir durumunda olanlar, işine daha çok dikkat etmeli. O oturursa, emri altındakiler yatar. O hep ayakta olmalı yani çalışmalı ki, maiyetindekilere iyi örnek olmalı. Dinlenmeyi teneşir tahtasına bırakmalı. Merhum hocamız buyururdu ki:
(“Bu kitapları nasıl yazdınız, nasıl başarılı oldunuz?” diye bana sorulsa, cevabım şudur: (Helekel-müsevvifûn) hadis-i şerifine sarıldım, yani (Sonra yaparım diyenler, [tevbeyi ve iyi işleri sonraya bırakarak fırsatı kaçıranlar] helâk oldu) hadis-i şerifini kendime rehber edindim. Bu hadis-i şeriften daha sonra yaparım diyenin kaybedeceğini anlayıp, bir işi, az sonraya bile bırakmadım, gece gündüz demedim, ilk fırsatta o işi yapıp, bitirdim. Evet, işte Allahü teâlâ, işleri yarına bırakmadığımızdan dolayı bizi başarılı kıldı.)

Müslümanın herkese karşı asli görevi, edepli olmasıdır. Büyüklerimiz, (El emr-ü fevkal edeb) buyuruyor. Yani emre uymak, edebi gözetmekten önce gelir. Çünkü emre uymak, söz dinlemek edeblerin en üstünüdür. Bir mümin, 80 yıl nâfile ibadet etse, belli bir sevaba kavuşur. Ama bu yoldaki büyüğüne, bir defa peki diyen de aynı sevabı kazanır.

Sevginin esası itaattir, itaatin esası da tâbi olmaktır. Kim en çok tâbi ise, en çok itaat ediyorsa, o en çok seviyor ve seviliyor demektir. Büyüklerin sevgisine layık olmak için, onlara tam tâbi olmaya, söz dinlemeye çalışmalıdır.

İnsanda ya akl-ı selim veya akl-ı meaş olur. Akl-ı selim peygamberlerde ve evliyada olur. Kendi kendine karar veren, akl-ı selimiyle karar verdiğini zannetse de, kısa görüşlü olan akl-ı meaşına tâbi olduğunun, işin içine nefsinin karıştığının farkında değildir. Onun için istişare önemlidir. Başarılı olanlar, soranlardır. Başarısız olanlarsa, sormaya lüzum görmeyip kendi aklına göre iş yapanlardır.

En tehlikeli iş, emir verme sevdasıdır. Kendini haklı bilen, daima sıkıntı çeker. İslamiyet’te nefse tâbi olmamak esastır.

Başarının yolu, herkesle iyi geçinmek, dost kazanmak ve kendisine kimseyi düşman etmemektir. Münakaşa ve mücadele çok zararlıdır. Kişinin en büyük düşmanı nefsidir ve imanını almaya çalışır. Kişi başkasına değil, kendine bakmalı, münakaşa ve mücadeleyi kendi nefsiyle yapmalıdır!

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.