Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  Üzülecek iki şey  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
Üzülecek iki şey

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İnsanlar şu iki şey için, gözlerinden yaş değil, kan akıncaya kadar ağlasalar, onları bir daha geri getiremezler:

1- Dostların ayrılığı: Beraber oturduklarımız, sohbet ettiklerimiz, sevdiklerimiz, birer birer âhirete göçüyorlar. Bir daha geri gelmezler, gelemezler. Zaten iyi insanlara gelmeleri için teklif etsek, kabul etmezler. Kabirde Cennetteki yerini gören bir Müslüman, Cennetten çöplüğe, zindana niye gelsin ki?

2- Kaybedilen vakit:
Gençliğimiz, geçen günlerimiz, yeri göğü yıksak bir daha geri gelmez. O fırsat bitti artık. Vaktinin kıymetini bilmeyen, başka neyin kıymetini bilebilir ki?

Cüneyd-i Bağdadi hazretleri, bir yerden geçerken, kürsüde vaaz veren bir zatı görür. Ne anlattığını merak eder, bir kenarda oturup sonuna kadar dinler. O zat özetle şunları söyler:

(İnsan kabre girince, herkesin cevap vermek zorunda kalacağı dört şeyi soracaklar:
1- Malı, parayı nereden kazandın? Nasıl, nereye harcadın?

2-
Allahü teâlânın verdiği bu kıymetli vücudu nerede, hangi yolda yıpratıp tükettin?

3
- Öğrendiğin ilimlerle amel ettin mi? İnsanlar bu ilminden nasıl faydalandı? Bunlarla Cenab-ı Hakk’ın rızasını nasıl kazandın veya kaybettin?

4-
Vaktini nerede, nasıl değerlendirdin?

Müminlerin en kıymetli varlığı vaktidir. Çünkü dünyada bir kelime-i tevhid söylemek, âhirette teraziyi değiştirebilir. Allah dersin, Cennete gidersin. Sonra hesap gününde, yanlış işlerinden dolayı terazide bir sıkıntı olursa perişan olursun.)

Vaaz bitince, Cüneyd-i Bağdadi hazretleri o zatın yanına gider. Cüneyd-i Bağdadi hazretlerini görünce çok utanıp der ki:
- Efendim siz burada mıydınız? Özür dilerim, sizi göremedim, edepsizlik ettim.

- Senin bu anlattıkların çok kıymetli, çok güzel, ama bu dinleyenler kapıdan çıkınca bunları unuturlar. Ben sana bir cümle söyleyeceğim, bir dahaki sefere, onlara, (Allahü teâlâ seninle beraberken, sen kiminle beraberdin?) dersen belki onu unutmazlar.

Ne muazzam, ne güzel söz! Bunun için, Allahü teâlânın bizi her an gördüğünü hiç unutmazsak, O göre göre nasıl günah işleriz ki? Gördüğünü düşünmeden gafletle geçen her an için de, çok tevbe etmeye çalışmalıyız.

Toprağın altında ne var?


Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bu dünya âhiret için yatırım yeridir. İnsan bu dünyada ne ekerse, âhirette onu biçer. Âhirette herkes pişman olacak, ama o pişmanlığı fayda vermeyecek. Peygamber efendimiz, hiç kimseye dünyayı kazanmanın yollarını bildirmemiştir. Bir defasında Eshab-ı kiram, hurma aşılamayı sordular. (Deneyin, tecrübe edin, hangisi daha çok veriyorsa öyle yapın!) buyurdu. (Ben sizin dünyanızı mamur etmek için değil, ateşte yanmamanız yani âhireti kazanmanız için gönderildim) demek istedi.

Âhirete giden iki yol var. Hangisinden istersek gidebiliriz, tercih bize bırakılmıştır. Eğer Allahü teâlânın rızasını kazanmak, Onun emir ve yasaklarına uymak, Onun iyi kullarıyla beraber olmak gayretinde olursak, kişi sevdikleriyle beraber olacağı için, biz de âhirette onlarla, Allahü teâlânın razı olduğu yerde buluşuruz. Aksine, nefsimizin arzularının peşinde koşarsak, âhirette de, böyle kötülerle beraber oluruz.

Nefsin gıdası, her çeşit haramlardır. Dünyada nefsin arzularına kavuşmak için, şehvet, servet ve şöhret var, ama bunun akıbeti, dünyada rezalet, âhirette felakettir.

Cehennem ateşi, en şiddetli dünya ateşinden yetmiş kat daha şiddetlidir. Oradan dünyaya bir kıvılcım gelse, her şeyi yakıp kül eder. Hâlbuki parmağımızı bir kibrit ateşine tutamayız. İnsan, sonsuz ne demek düşünebilse, korkudan beyni akar. Cennetin de, Cehennemin de sonu yok. Üç günlük ömür, beş günlük saltanat için böyle bir saadeti terk etmemeli, kendimizi böyle bir felakete atmamalı. Atan, nefsinin arzusu için atmış olur. Yani Allah’ın düşmanına (Peki), Allah’a ve Onun dostlarına (Hayır) demiş olur. Âhirette, (Kime çalıştıysan, git ücretini ondan iste!) derler. Onun için tercih iyi yapılmalı, sonra pişman olmamalı.

Behlül Dânâ hazretleri, Halife Harun Reşid’e (Bil bakalım! Toprağın altında en çok ne var?) diye sorunca, (Ölü var!) der. (Bilemedin) deyince, (Peki ne var?) diye sorar. O da şöyle der:

Gelen sesleri duymuyor musun? Salihler, (Keşke biraz daha ibadet etseydik, şu yüksek makamlara biz de sahip olsaydık) diyorlar. Günahkârlar azap içinde, (Keşke şu günahları işlemeseydik) diye feryat ediyorlar. Kâfirlerin feryatları ise dayanılacak gibi değil, çok şiddetli azap içindeler. (Keşke bir kelime-i şehadet getirseydik, Rabbimize iman etseydik) diye feryat ediyorlar.

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.