Sual: Bazıları, (Kıyametin büyük alametleri olan, güneşin batıdan doğması, hazret-i İsa’nın gökten inmesi, Dabbet-ül-arz, Deccal ve Mehdi ile ilgili nasslar müteşabihtir, herkes istediği gibi yorumlar, tevil edebilir. Bunlar maddi olarak değil, manevi olarak gelecektir. Mesela İsa’nın gelmesi hakiki İseviliğin gelmesidir. Güneşin batıdan doğması, Hıristiyanların toptan Müslüman olmasıdır. Mehdi’nin gelmesi, bizim kitaplarımızın yayılması demektir. Deccal da, bize karşı olanlar demektir. Dabbet-ül-arz da, AIDS gibi bir hastalıktır) diyorlar. Kıyamet alameti olan bu önemli hususlar, nasıl müteşabih olur ki? Peygamber efendimiz, ben Mehdi dersem siz kitap anlayın, Papaz dersem Müslüman anlayın, güneş dersem Hıristiyanlık anlayın gibi ucube söyler mi hiç? Hem şimdiye kadar dört hak mezhebin imamlarından, âlimlerinden biri, kıyamet alametleri, müteşabih demiş midir de, bu insanlar müteşabihtir, herkes istediği gibi yorumlayabilir diyebiliyorlar?
CEVAP
Önce kıyametin büyük alametlerini inceleyelim. Hiç yoruma ihtiyaç var mı?
1- Büyük alametlerden birisi, güneşin batıdan doğmasıdır. Bunu bâtıniler, batılıların Müslüman olması diye tevil etmişlerse de, bu tevilleri bâtıldır. Çünkü iki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Güneş batıdan doğunca, insanlar onu görür ve hepsi de iman ederler. Fakat bu imanları fayda vermez.) [Buhari, Müslim]
(Güneş batıdan doğunca, iman etmemiş veya imanından hayır kazanmamış olana, imanı fayda vermez.) [Tirmizi]
Bir âyet-i kerime meali:
(Rabbinin bazı âyetleri [alametleri] geldiği gün, önce iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış kimseye, o günkü imanı fayda vermez.) [Enam 158]
Âlimler, bu âyetteki alametlerden birinin de güneşin batıdan doğması olduğunu bildirmişlerdir. Yukarıdaki iki hadis-i şerif de bu âyetin açıklamasıdır. Hıristiyanlar, Müslüman olunca, tevbe kapısı kapanmaz ki. Müslüman olana yani iman edene, imanı fayda vermez mi hiç? Bâtınilerin tevillerinin ne kadar zırva olduğu, yani dinimizle alakası olmadığı meydandadır. Güneşin batıdan doğması aklen de, ilmen de mümkündür. Tevile ihtiyaç yoktur. Allahü teâlâ, dünyayı şimdiki yörüngesinden çıkarır. Başka yörüngeye girer. Dönüşü değişince, güneş batıdan doğmuş olarak görülür.
Allah için imkansız diye bir şey olur mu? Bunu yapacak olan Allahü teâlâdır. Allah yapamaz denir mi hiç? Allahü teâlâ, dünyayı şimdiki yörüngesinden çıkarıp başka yörüngeye sokamaz mı?
Peygamber efendimiz, o hadis-i şerifi Arabistan’da söylemiştir. Arabistan’a göre, Batı, Avrupa değildir, Afrika’dır. Afrika, Müslüman olacak dense, belki inanan cahil çıkardı. Türkiye’ye göre Avrupa Batı’dadır. Asya’ya göre de Türkiye Batı’dadır. Her ülkenin batısında başka bir ülke vardır. Batı’nın Müslüman olması demek, bütün dünyanın Müslüman olması demektir. Çünkü batıda olmayan tek ülke yoktur. Çünkü dünya yuvarlaktır. Bu tevilin ne kadar mantıksız olduğu meydandadır.
Hadis-i şerifte, (Güneş Batı’dan doğunca tevbe kapısı kapanır) buyuruluyor. Şimdi, yukarıdaki saçma tevile göre, Afrika veya Avrupa, yahut bütün dünya Müslüman olunca, tevbe kapısı niye kapansın ki? Tevbe kapısı kapalı, iman edene imanı fayda vermiyor, bunlar nasıl Müslüman olacak?
2- Kıyametin büyük alametlerinden birisi de hazret-i İsa gökten inecektir.
Al-i İmran suresinin 55. âyetinin tefsirinde şöyle buyuruluyor:
Hazret-i İsa diri olarak göğe kaldırıldı. Buhari ve Müslim’in rivayet ettiği hadis-i şerife göre, Hazret-i İsa, kıyamete yakın yere inecek, İslamiyet ile hükmedecektir. (Tibyan tefsiri 1/233)
Zuhruf suresi 61. âyetinin tefsirinde deniyor ki:
Hazret-i İsa’nın inmesi kıyamet alametidir. (Tibyan tefsiri 4/137)
Nisa suresinin 157 ve 158. âyetinde Celaleyn tefsirinde bildiriliyor ki:
Hazret-i İsa, öldürülmedi, asılmadı, öldürülen ona benzetildi ve o, göğe kaldırıldı. (Kur’an-ı hakim ve meal-i kerim 1/150)
Aynı kitapta, Al-i İmran suresinin 55. âyetinin tefsirinde ise diyor ki:
(O zaman Allah, şöyle demişti: Ey İsa, seni onlar değil, [ecelin gelince] ben öldüreceğim, seni kendime yükselteceğim ve seni inkârcılardan temizleyeceğim.) Dip notunda ise deniyor ki, (Hazret-i İsa, Nisa suresinin 157 ve 158. âyetine göre, düşmanları tarafından öldürülmemiş, Allah onu ruhu ve cesedi ile birlikte, yükseltip kaldırmıştır.) Buhari ve Müslim’deki kıyamete yakın ineceğini bildiren hadis-i şerif nakledilip “Bu hususta sahih başka haberler de var” deniyor. (Kur’an-ı hakim ve meal-i kerim 1/92)
Zuhruf suresi 61. âyetinin tefsirinde ise, Hazret-i İsa’nın inmesinin kıyamet alametlerinden olduğu, bu bilgileri Beydavi, Celaleyn ve Medarik’ten alındığı bildirilmektedir. Buhari ve Müslim’deki hazret-i İsa’nın ineceğini bildiren hadis-i şerif de ilave edilmiştir. (Kur’an-ı hakim ve meal-i kerim 3/900)
Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(İsa, âdil bir hakem olarak gökten inecek, haçı kıracak, [Hıristiyanlığı kaldıracak] domuzu öldürecek, [domuz etini yasaklayacak] İslam’dan başka şeyi yasaklayacaktır.) [Buhari, Müslim]
(İsa gökten inmedikçe kıyamet kopmaz.) [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace, Nesai, İ. Ahmed, Taberani, İ. Hibban, İ. Cerir]
(Nasıl helak olur bu ümmet ki, başında ben, sonunda Meryem oğlu İsa ve ortasında da ehl-i beytimden Mehdi vardır.) [Hakim, İ. Asakir]
(İsa, yere inince evlenecek, bir oğlu olacak, kırk yıl kadar yaşayıp ölecek ve benim yanıma defnedilecektir.) [Tirmizi, Mevahib]
(Benim dinim üzerine İsa gelir, Deccalı öldürür, sonra kıyamet kopar.) [İ. Ahmed]
(İsa, inince İslamiyet ile hükmedecektir. O zaman Allahü teâlâ, Müslümanlardan başka herkesi helak edecektir. Sonra yeryüzünde sükun emniyet meydana gelecektir. O kadar ki, aslan deveyle, kaplan inekle ve kurt kuzuyla serbestçe dolaşacak, çocuklar yılanlarla oynayacaktır. İsa ölünce cenazesini Müslümanlar kaldıracaktır.) [Ebu Davud]
(İsa benim yanıma gömülecektir.) [Tirmizi]
Bu âyet-i kerime ve hadis-i şerifler karşısında, falanca Hazret-i İsa’dır veya manen gelecektir demek, biz bunlara inanmıyoruz demenin başka şekli değil midir?
3- Hazret-i Mehdi’nin gelmesi de büyük alametlerdendir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kıyamet kopmadan önce, Allahü teâlâ, benim evladımdan birini yaratır ki, ismi benim ismim gibi, babasının ismi, benim babamın ismi gibi olur. Ondan önce dünya zulümle dolu iken, onun zamanında adaletle dolar.) [Tirmizi, İ. Asakir]
(Mehdi’nin başı hizasında bir bulut olacak, buluttan bir melek, “Bu Mehdidir, sözünü dinleyin” diyecektir.) [Ebu Nuaym]
(Mehdinin idaresi yedi yıl sürer.) [Müslim]
(Mehdi’nin geleceğine inanmayan kâfir olur.) [Favaid-il Ehbar]
4- Deccal’ın gelmesi de büyük alametlerdendir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Deccal doğudan çıkar.) [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İ. Mace, İmam-ı Ahmed, İ. Ebi Şeybe]
(Deccal Mekke ve Medine’ye giremez.) [Buhari, Müslim, Muvatta, Tirmizi, İmam-ı Ahmed]
(Deccal tanrı olduğunu söyler. Onun tanrılığına inanan kâfir olur.) [İ. E. Şeybe]
(Deccal, bir kimseyi öldürüp diriltecektir.) [Buhari, Müslim]
(İsa, Deccalı öldürdükten sonra iki kişi arasında düşmanlık kalmaz.) [Müslim]
(Deccal çıkmadan Kıyamet kopmaz.) [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace]
Deccal nasıl tevil edilir? Bu vasıflara haiz kim meydana çıktı ki?
5- Dabbet-ül-arz denilen hayvanın çıkması da büyük alametlerdendir. Bir hadis-i şerif meali:
(Dabbet-ül arz, Musa’nın asası ile mümine dokunur, alnına Cennetlik yazılır, yüzü nurlanır. Kâfire, Süleyman’ın mührü ile vurur, Cehennemlik yazılır, yüzü simsiyah olur.) [Tirmizi]
Dabbet-ül-arz hakkında birçok hadis-i şerif vardır. Feraid-ül fevaid, Muhtasar-ı Tezkire-i Kurtubi, Megarib-üz-zaman ve El kavl-ül-muhtasar fi alamat-il-Mehdil muntazar isimli kitaplarda mevcuttur.
Dabbet-ül-arz’ın, aynı zamanda konuşan bir hayvan olduğu âyet-i kerimede bildirilmektedir:
(O söz başlarına gelince [Kıyamet alametleri çıkınca], yerden bir hayvan çıkarırız, bu hayvan, onlara, insanların âyetlerimize kesin bir iman etmemiş olduklarını söyler.) [Neml 82, Kurtubi]
Bu hayvanın konuşması aklen de caizdir. Çünkü Allahü teâlâ, hayvana konuşma sıfatı vermeye kadirdir. (Sevab-ül kelam fi akaid-il İslam)
Ayrıca Yecüc Mecüc’ün çıkacağı ve bir Duman’ın çıkacağı âyet-i kerime ve hadis-i şerifle sabittir. Bir de ateş çıkacak, yer batmaları görülecek ve Kâbe-i şerif yıkılacaktır. Bunlar çıkmadan kıyamet kopmayacaktır.
İmam-ı a’zam hazretleri buyuruyor ki:
Yecüc ve Mecüc'ün ortaya çıkması, güneşin batıdan doğması, hazret-i İsa'nın gökten inmesi, Deccal’ın ve diğer kıyamet alametlerinin hepsi aynen hadis-i şerifte bildirildiği gibi, [tevilsiz olarak] zamanı gelince gerçekleşeceğine inanırız. (Fıkh-ı ekber)
Netice: Âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler, yani, Allahü teâlânın ve Onun âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamberinin mübarek sözleri, hâşâ, bilmece bulmaca gibi değildir. Bunları, İslamiyet’e aykırı olarak tevil etmek, İslamiyet’i değiştirmekten başka şey değildir.