Peygamber düşmanlığı

Sual: Hintli Hamidullah ve onun yolunda olanların, Peygamber efendimizin, çeşitli yerlere seyahat ederek bu bigileri öğrendiğini söylemeleri doğru mudur?
CEVAP
Hintli Hamidullah, Fransa'da "İslam Bilgileri Profesörü" etiketini aldığı için, İslam âlimi sanılmaktadır. "İslam Peygamberi" kitabında, Peygamber efendimiz için;

“Onu gene tüccar sıfatı ile Yemen'de, Bahreyn ve Umman'da görüyoruz. Belki de deniz yolu ile Habeşistan'a gittiği dahi hatıra gelebilir. Bütün bu seyahatlar, onun Bizans, Acem, Yemen ve Habeşistan'ın ticari, idari gelenek ve kanunlarını öğrenmesine yol açtı. Olgunluk yaşında, kırkında bu tecrübeli adam, kavmini ıslaha teşebbüs etti” demektedir. Hâlbuki, İslam tarihleri, söz birliği ile diyorlar ki:

“Resulullah efendimizi, üç gün validesi, sonra Ebu Leheb'in cariyesi Süveybe birkaç gün emzirdi, daha sonra, iki sene Halime Hatun emzirdi. Altı yaşında iken, validesi Âmine hatun, oğlunu Medine'ye dayılarını görmeye götürdü. Bir ay kalıp, dönüşte, Ebvâ denilen yerde vefat etti. Hizmetçileri Ümm-i Eymen ile Mekke'ye gelip, dedesi Abdülmuttalib'in yanında kaldı. Sekiz yaşına gelince, dedesi vefat edip, amcası Ebû Talib'in yanında kaldı.

Dokuz veya oniki yaşında iken Ebû Talib, yirmi yaşında hazret-i Ebû Bekir ve yirmibeş yaşında iken, hazret-i Hatice'nin kervanı ile Şam'a gidenler arasında bulundu. Bu yolculukların üçünde de, Busrâ denilen yere vardıklarında, orada bulunan kilisenin papasları, Bahîra ve sonra Nestûra, İncil'de okudukları son Peygamberin alametlerini kendisinde görerek;

“Şam'a gitmeyiniz! Şam'da Yahudîler bu çocuğu tanır, öldürür” dediler. Bunlar da, ticaretlerini orada yapıp geriye döndüler.

Ondört veyâ onyedi yaşında iken, Yemen'e giden amcası Zübeyr, ticareti bereketli olması için, Resulullah efendimizi de beraber götürdü. Bahrey'ne gittiğini bildiren güvenilir haber olmadığı gibi, Habeşistan'a seyahat ettiğini de, Peygamberliğine inanmayanlardan başka, kimse düşünmüş değildir. Diğer seyahatlere de, kendisi ile bereketlenmek için götürülmüştü.”

Bizans'a, Acem'e, Habeş'e ve Yemen'e gidip, oralarda öğrendiklerini ortaya koyarak, kavmini ıslaha kalkıştı demek ve Resulullah efendimiz için "tecrübeli adam" diyerek edepsizce davranmak, bir Müslümanın yapacağı şey değildir.

Sual: Peygamber efendimizin, peygamber olduğu, sözleri ve bütün hayatı ile açıkça belli değil midir?
CEVAP
Resûlullah efendimizin kendi sözlerine Hadis-i şerif denir. Hadis-i şerifleri de öğrenmek ve muhafaza etmek için, şaşılacak bir dikkatle çalışılmıştır. Peygamber efendimizin her sözü, huzurunda bulunan Eshâb tarafından ezberlenmiş, işitmeyenlere ve sonra gelenlere söylenmiştir. Böylece, sonsuz bir denize benzeyen İlm-i hadis meydana gelmiştir. Kur'ân-ı kerimin eşsiz bir mucize olduğu meydanda olmakla beraber, hazret-i Musa’nın ve hazret-i İsa’nın karışık ve karanlık tarihlere dayanarak Peygamber olduklarına inanıyorlar da, bütün hayatı ve sözleri inceden inceye meydanda olan ve her hâli Peygamberliğine şahit olan Muhammed aleyhisselamın Peygamber olduğuna niçin inanmıyorlar? Yahudilerle Hristiyanların bu inkârlarına ve inatlarına hem şaşılır, hem de teessüf olunur.


www.ailevekadin.com