Namazlarda niyet
Sual: Namaza başlarken niyet, eller kulaklara kaldırırken mi yapılır?
CEVAP
O zaman da yapılır, kulaklara kaldırdıktan sonra da yapılır. Allahü ekber demeden önce yapılır.
İftitah tekbirinden sonra edilen niyet, sahih olmaz. Niyet sahih olmayınca namaz da sahih olmaz.

Cemaat ile namaz kılmak için, evinden çıkan kimse, niyet etmeden imama uymaya niyet etse, caiz olur. Fakat yolda, namazı bozan şeylerden birini yapmamak lazımdır. Yürümek ve abdest almak zarar vermez.

Sual: Namaza niyet etmek ne demek, nasıl olur?
CEVAP
Namaza niyet etmek demek, ismini, vaktini, kıbleyi, imama uymayı irade etmek, kalbinden geçirip, kılmayı tercih etmek demektir. Yalnız ilim, yani ne yapacağını bilmek niyet olmaz. Şafii mezhebinde, namazın rükünlerini de hatırlamak gerekir.

Farzlarda ve vaciblerde niyet ederken, hangi farz ve hangi vacib olduğunu bilmek lazımdır. Mesela (Bugünkü öğleyi kılmaya) diye, farzın ismini bilmek veya (Vaktin farzı) demek lazımdır. Bayram, vitir ve nezr namazlarını kılarken, bunların vacib olduklarını ve isimlerini düşünmek lazımdır. Rekat sayısını niyet lazım değildir.

Sünnet kılarken (Namaz kılmaya) diye niyet etmek kâfidir.

Cenaze namazına (Allahü teâlâ için namaza, meyyit için duaya) diye niyet edilir.

İmamın, erkeklere imam olmaya niyet etmesi lazım değildir. Fakat cemaat ile kılmak sevabına kavuşamaz. İmam olmaya niyet ederse, bu sevaba da kavuşur. Yalnız kılan kimseye, sonra başkasının gelip uyması caizdir. Cemaatin (Uydum hazır olan imama) diye de, niyet etmesi lazımdır. İmamın, (Kadınlara imam olmaya) niyeti lazımdır. Cemaatin imamı tanıması, bilmesi şart değildir. İmam tekbir söylerken, ona uymaya niyet etmeli ve hemen namaza durmalıdır. İmam, yerinde durunca, ona uymaya niyet edip, namaza beraber başlanır. (S.Ebediyye)


Sual: Niyet sadece kalb ile mi olur? Dil ile de söylemenin mahzuru olur mu?
CEVAP
Namaza başlarken, niyet etmek hakkında kitaplardaki bilgiler kısaca şöyledir:
Niyetin yeri kalbdir. Dil ile de söylenmesi iyidir. Dil ile söylenmezse bir şey gerekmez.
(El Kâfi, Fetava-i Hindiyye)

Peygamber efendimizin namaza başlarken dil ile niyet ettiği bildirilmemiştir. Sahabe ve tabiinden de böyle bir şey bildirilmemiştir. Hılye’de dört mezhep imamından da dil ile niyet edilebilir haberi bildirilmemiştir. Niyeti dil ile yapmanın bid’at olduğunu bildiren âlimler vardır. Fetih sahibi bunu nakletmiştir. Hılye’de de, (Belki en uygunu, kalbi toparlamak için dil ile söylemek bid’at-i hasene olur) demiştir. (Redd-ül muhtar)

Hanefi’de namaza dil ile niyet bid’attir, vesveseden kurtulmak için caiz görülmüştür. (Mezahib-i erbea)

İmam-ı a’zam hazretlerinin fetvalarını bildiren El-ihtiyar kitabında, (Niyet, o namazın hangi namaz olduğunu kalben bilmektir. Bu işte dil ile söylemeye itibar yoktur) buyuruluyor.

Dürer ve gurer
’de, (Hidaye’de bildirildiğine göre. Niyet kalb ile, hangi namazı kıldığını bilmektir. Dil ile söylemeye itibar edilmez. Kalbin hazır olması için dil ile de söylenmesi müstehaptır, iyi olur) buyuruluyor.

Halebi
’de (Niyet kalb iledir, dil ile de söylenmesi müstehaptır. Kalben niyet edip de, dil ile söylenmese mahzuru yoktur) buyuruluyor.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki,
(Niyet kalb ile olur. Ağız ile niyet etmek bid’attir. Buna, bid’ate hasene diyenler olmuşsa da, bu bid’at, yalnız sünneti yok etmekle kalmıyor; farzı da yok ediyor. Çünkü, çok kimse, yalnız ağız ile niyet ederek, kalb ile niyet etmiyor. Böylece, namazın farzlarından biri olan kalb ile niyet yapılmıyor. Niyetsiz namaz kabul olmaz. Hiçbir bid’ati, hasene olarak bilmiyor ve hiçbir bid’atte güzellik görmüyorum.) [C.1, m.186]

[İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: (Niyet, yalnız kalb ile olur. Yalnız söz ile niyet etmek bid’attir. Kalb ile niyet edenin, şüpheden, vesveseden kurtulmak için, söz ile de niyet etmesi caizdir.]

Niyet, kalb ile olur. Yalnız söylemek ile niyet edilmiş olmaz. Kalb ile birlikte olmak şartı ile söyleyerek niyet etmek caiz olur da denildi. Kalb ile niyet, söz ile niyete benzemezse, kalbdeki niyete bakılır. İbadetlerde niyetin söz ile yapılacağını bildiren hiçbir hadis-i şerif ve haber mevcut değildir. Dört mezhebin imamları da bildirmemiştir. (İslam Ahlakı)

İbadetler yapılırken, yalnız ağız ile söylemeye niyet denmez. Kalb ile niyet edilmezse, dört mezhepte de namaz sahih olmaz. Resulullahın ve Eshab-ı kiramın ve Tâbiinin ve hatta dört imamın ağız ile niyet ettikleri işitilmemiştir. Hanefi’de, abdest alırken yüzü yıkarken, kalb ile niyet etmek sünnettir. [Ağız ile de niyet etmek, sünnettir, müstehaptır ve bid’attir denildiği İbni Âbidin’de yazılıdır. Sünnettir veya bid’attir denilen bir şeyi yapmamak lazım olduğu, Berika, Hadika ve İbni Âbidin’de bildirilmektedir. Bunun için ağız ile niyet etmemelidir. (S. Ebediyye)

Sözün özü şudur ki, niyetin yeri kalbdir. Kalb ile niyet edenin, şüpheden kurtulmak için, söz ile de niyet etmesi iyi olur. [Ağız ile niyet etmek, Şafii’de ve Hanbeli’de sünnettir.]


Sual: Bir arkadaş dedi ki: “Gün, imsak vaktinden sonra başlar. Onun için imsak vaktinden önce oruca niyet ederken, yarınki oruca diye niyet edilir. İmsak vakti çıkınca niyet ederken bugünkü oruca diye niyet edilir. Bu bakımdan bir kimse imsaktan önce, önümüzdeki günü kastederek bugünkü oruca diye niyet etse, niyeti sahih olmaz. Hatta imsaktan sonra oruca diye niyet etse hangi günü kast ettiğini bildirmediği için orucu yine sahih olmaz. Bunun gibi, bir kimse öğle namazını kılarken, bugünkü öğle demezse, sadece öğle namazına diye niyet etse hangi günkü öğleyi kıldığını bildirmediği için namazı sahih olmaz.”
Bu arkadaşın dedikleri doğru mu? Bir kimse, imsaktan önce veya sonra oruca diye niyet etse bugünkü veya yarınki demese orucu sahih olmaz mı? Öğleyi veya başka vakti kılarken bugünkü diye belirtmezse niyeti sahih olmaz mı?
CEVAP
Günün tarifi doğru, diğerleri hep yanlıştır. Fıkıh kitaplarında açıklanıyor. Oruca demekle, niyet sahih olmuş olur. Çünkü o orucun ramazan orucu olduğunu biliyor, hangi gün tutacağını da biliyor. Onun için, yanlışlıkla bugün diyeceğine yarın dese veya gece niyet ederken, yarın demesi gerekirken bugün dese yine orucu sahih olur.

Hiçbir namazda, bugünkü demeye gerek yoktur. Çünkü bugünkü namazı kıldığını bilmektedir. Bugünkü demese de niyeti sahihtir.

Bir kimse, öğle vakti, öğle namazına niyet ederken, dili ile, bugünkü ikindi namazına diye niyet etse, kalbi ile de öğle olduğunu bilse, öğleyi kılmaya niyet etse, öğle için niyet etmiş sayılır, dil ile söylediğine itibar edilmez. Tersine, öğleyi kılmaya başlarken, ikindi zannetse, fakat dili ile de bugünkü öğleye diye niyet etse, namazı sahih olmaz. Kalben yaptığı geçerlidir.

Bunun gibi namaz kılarken kıbleye dönmek, kıblenin Kâbe olduğunu bilmek şarttır. Ancak namaza niyet ederken bunları söylemek şart değildir. Yani döndüm kıbleye, kıblem Kâbe demek şart değildir. Çünkü Müslüman kıblesinin Kâbe olduğunu bilir. Seccadesi Kıbleye doğru değilse düzeltir. Hiç araştırmadan durursa Kıbleye isabet etse bile namazı sahih olmaz. Kıbleye döndüğünü söylemesi gerekmez. Demek ki bugünkü oruca, bugünkü öğleyi kılmaya, döndüm kıbleye demek şart değildir. (Redd-ül muhtar, Dürer ve gurer)

www.ailevekadin.com