Kayışkıran otunu bilir misiniz?

Kış aylarında yeşile, bol vitaminli sebzelere hasret kalan Anadolu insanı, baharın gelişiyle birlikte topraktan fışkırıp boy göstermeye başlayan lezzetli otları toplayarak yaptığı nefis yemeklerle sofrasını zenginleştirir. Bazen bir komşu ziyaretinden dönüşte, bazen kısa bahar piknikleri sırasında, bazen de özellikle ot toplamak için çıkılan uzun yürüyüşlerin sonunda torbalarla eve taşınan bu otlar, sadece sofrayı zenginleştiren bir çeşni değil, aynı zamanda birer sağlık kaynağıdır.

“Kayışkıran” da bu harika otlardan biridir. Başta İç Anadolu Bölgesi olmak üzere yurdun birçok yöresinde baharla birlikte ortaya çıkan kayışkıran, kuvvetli kökleri olan, odunsu, çok yıllık bir bitkidir. En fazla 60 santimetreye kadar yükselir. Pembe, kelebek görünüşlü çiçekleri hazirandan ağustosa kadar açar. Meyveleri bakla gibi ve yumurtamsıdır. Tarla kenarlarında, boş tarlalarda, taşlık yerlerde ve bağlarda yetişir.


Vücudu temizliyor
Nisan, mayıs aylarında ortaya çıkan kayışkıran, hem halkın kış boyunca alamadığı vitaminleri almasına yarar, hem de ağır kış şartlarından dolayı hantallaşan vücutlarda bahar temizliğinin başlamasını sağlar. Kayışkıranın “tanen” benzeri maddeler içeren kökler eski zamanlardan beri idrar söktürücü ve taş düşürücü olarak kullanılır. Kökleri bahar aylarından topraktan sökülür, temizlenir ve dilimlenerek kurutulur. Kuru köklerinden çay hazırlanır. Bunun için kuru kökler kaynar suya atılarak demlenir ve süzülerek içilir.

Haricen de kullanılan kayışkıran köklerinde, antiseptik özellik vardır. Kayışkıranı haricen kullanmak için kökü kaynatılıp süzülür. Hazırlanan çayla yaralı yerler yıkanır veya çaya batırılmış tülbent yaralı yere sarılır. Birçok yerde, diğer otlarla birlikte yemeği yapılan kayışkıran, çorbalara da konur. Tatlı bir ot olduğu için sevilerek tüketilir.


Kayışkıranlı kaygana

* Malzemesi:
500 gr kayışkıran, 2 adet doğranmış soğan, 4 adet yumurta, 4-5 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 su bardağı mısır unu, 1 çay kaşığı tarçın, yarım çay kaşığı yenibahar, tuz, karabiber ve süzme yoğurt.

* Yapılışı:
Tavaya bir yemek kaşığı zeytinyağı ile birlikte soğanları koyun ve arada karıştırarak beş dakika kadar kavurun. Doğradığınız kayışkıranları ekleyin, suyunu çekip yumşayana kadar kavurun ve soğumasını bekleyin. Bir kasede yumurtaları çırpın, içine mısır unu, baharat ve otları koyup güzelce karıştırın. Tavaya biraz yağ koyup ısıtın, karışımdan birer kaşık alıp kızgın yağa atın, kaşık yardımıyla mücver yapar gibi yayın. Bazlamaların her iki tarafını da altın renginde (3-4 dakika) kızartın. Yağlı kağıt döşediğiniz bir tepsiyi fırına koyup fırın ısısını 150 dereceye getirin. Pişen bazlamaları soğumamaları için tepsiye koyup fırında bekletin. Süzme yoğurt ile servis yapın. (4 kişilik)


Yurdumun yenilebilir otları
Günümüz mutfak kültüründe, yemek malzemeleri giderek sanayileşip tekdüze hale geliyor. Doğada kendiliğinden yetişmekte olan yenilebilir otları tanıyanların ve beslenme bilinciyle onlardan doğru biçimde yararlananların sayısı her geçen gün biraz daha azalıyor.

Bu zengin kültürün yok olmasını istemeyen Mutfak Dostları Derneği, “Yurdumun Yenilebilir Otları” isimli nefis bir kitap hazırlamış. Metro Group’un desteğiyle hazırlanan bu güzel kitapta, yemek ve salata yapımı için değerlendirilen 94 adet yenilebilir ot, bütün özellikleriyle tanıtılıyor ve bunlarla hazırlanmış yemek örnekleri veriliyor.

Biz de “Deva Market” köşemizde; bu güzel bilgileri okuyucularımızla paylaşmak için her hafta bir otu tanıtarak bu otla yapılmış çeşitli yemek örnekleri veriyoruz. Bu hafta tanıtacağımız ot kayışkıran... (03 Nisan 2007)


www.ailevekedin.com