Mutfağımızdaki doktor Kekik
Türkiye doğal bitki örtüsü ve şifalı otlar yönünden tam bir dünya cenneti... Yurdun hemen hemen her köşesinde bol miktarda yetişmekte olan kekik de bunlardan biridir. Bu harika bitkinin insan sağlığı açısından faydaları binlerce yıldır bilinmektedir. Son yıllarda tıp fakültelerinde ve gıda mühendisliklerinde de kekiğin yararları konusunda önemli araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmaların ortaya çıkardığı sonuçlar; antioksidan, antikanserojen, antidiyabetik ve antikolestremik özellikleri dolayısıyla ülkemizde yetişen kekik türlerinin tam şifa kaynağı olduğunu göstermektedir.
İnsan sağlığı açısından kekiğin öneminin iyi anlaşılması gerektiğini belirtenlerden biri de Erciyes Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Sağdıç... Dünyada ve Türkiye’de yapılan araştırmalar sonucunda kekiğin şeker ve kolesterolün düşürülmesinden, sara krizini önlemeye, kanseri durdurmaktan ağrıların tedavisine birçok faydasının bilimsel olarak tespit edildiğini belirterek şöyle özetledi:
“Kekik, içerdiği maddelerle hücrelerden salgılanan serbest radikallere bağlanarak vücudun dışına atılmasını sağlar. Bu özelliğiyle “antioksidan”, kanser oluşumunu engellemesiyle “antikanserojen”, diyabet hastalığını engellemesiyle “antidiyabetik” ve vücuttaki kolesterol oranını ayarlamasıyla “antikolestremik”tir. Ayrıca yaşlılığı geciktirir, tümör oluşumunu engeller, şekeri düşürür ve gıdaların bozulmasını doğal yollarla önler.”
Gıdaların bozulmasını önlemek için bazı koruyucu maddeler kullanıldığını, ancak bu kimyasal koruyucuların sağlık açısından bazı riskler taşıdığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Osman Sağdıç, “doğal antimikrobiyal” özelliklere sahip kekiğin bu riskleri ortadan kaldırdığına da dikkati çekti.
Kekiğin, gıda sektörünün yanı sıra tıp, eczacılık ve kozmetik alanlarında da kullanılabileceğini belirten Sağdıç, hayvan yemlerine katılarak et kalitesinin ve hayvan sağlığının korunabileceğine de dikkat çekti.
Türk mutfağında, lezzet arttırıcı baharat olarak yaygın biçimde kullanılan kekik; mide, karın ve baş ağrılarında, ani spazmların çözülmesinde, bağırsak ve karaciğer iltihaplarının giderilmesinde, damar tıkanıklığı, böbrek ve idrar kesesi hastalıklarında, baş dönmesi, boğmaca ve öksürük krizlerinde, yorgunluk ve halsizliklerde, ergenlik sivilcelerinin tedavisinde son derece etkilidir.
Kekik çayı, kekik suyu ve kekik yağı da sağlığımız açısından çok faydalıdır. Sindirim sistemi üzerinde son derece etkili olan kekik çayı, hazmı kolaylaştırır, mide ağrılarını giderir, iştah açar. Ayrıca adet kanamalarını dengeler, kramplı adet ağrılarına iyi gelir, organizmayı güçlendirir ve ergenlik sivilcelerini engeller.
Genellikle sızma zeytinyağı ile birlikte kullanılan kekik yağı, ağrının olduğu bölgeye masaj yaparak uygulanırsa acıyı dindirir ve ağrının yayılmasını engeller. Ağızdan kullanılacaksa. kesme şeker üzerine bir kaç damla damlatılarak kullanılabilir.
Kekik suyu ise, bağırsaklardaki parazitlerin düşmesini sağlar. Yatıştırıcı özelliği vardır. Spazm çözücüdür, organizmanın düzenli çalışmasını sağlar. Mide için son derece faydalıdır. Kolesterolü düşürür. Böbrek ve kum taşlarında iyi sonuç verir. Ağız, diş ve boğaz iltihaplarında gargara yapılırsa iyileştirici etki sağlar. Sara krizini önler. Vücuttaki fazla yağların yakımında etkilidir. Mide, karın ve baş ağrılarında etkilidir.
Tedavi maliyeti yüksek hastalıkların başında gelen kalp rahatsızlığından ucuz, hatta sıfır maliyetle korunmanız mümkün. Nasıl mı? Semizotu yiyerek, çay veya üzüm suyu içerek. Buna düzenli yürüyüş de eklenecek olursa kalp krizi geçirme riski yüzde 98 oranında azalıyor. Son yıllarda özellikle genç yaştaki insanlar kalp krizi nedeniyle ölüyor. İstatistiklere göre, dünyada her sene 17 milyon insan kalp krizi sebebiyle ölüyor. Türkiye’de ise nüfusun yüzde 20’si koroner kalp hastalıklarının tehdidi altında yaşıyor.
Presbyterian Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Özgen Doğan, kalp sağlığında önemli olanın koruyucu tedbirler olduğu belirterek, semizotunun, üzümün ve çayın kalbi koruduğunu, kriz geçirme riskini önemli ölçüde azalttığını vurguluyor. Nabız Dergisi’nde yayınlanan röportajda, üzüm ve çayı “kalbe dost besinler” olarak tanımlayan Dr. Doğan, zeytinyağı tüketilmesini de öneriyor. Kilo korkusu olmayanların istedikleri kadar üzüm suyu içebileceğini belirten Dr. Doğan, “Üzüm gibi antioksidan etkisi ve kan damarlarındaki pıhtıyı azaltması nedeniyle, çay da kalp krizi riskini düşürüyor.
Günde 2-3 bardak çay ise kalbi koruyor. İçeriğinde Omega-3 maddesi bulunan semizotu da kalbi koruyan ekonomik ürünlerden. Türkiye’de ucuz ve kolay elde edilebilmesi açısından bir şans olarak görülen semizotundaki Omega-3’ün düzenli tüketilmesi kandaki kolesterolü normal seviyede tutuyor. Ayrıca kanı incelterek pıhtılaşmayı engelliyor. Badem ve fındıktan da Omega-3’ü elde etmek mümkün” diyor.
(02.05.2005)
www.ailevekedin.com