Kış günlerinde gerekli şifalı bitkiler

Geldi geliyor derken, soğuk kış günleri kapımızı çaldı bile... Ve tabii, her zaman olduğu gibi soğuklarla birlikte soğuk algınlığı, solunum yolu enfeksiyonları ve grip salgınları da ortalıkta kol gezmeye başladı... Bu salgınlardan korunmanın en önemli yolu ise hastalıklara karşı vücudumuzun direncini mümkün olduğu kadar artırmaktır. Birçok okuyucumuzun “İyi de bunu nasıl sağlayacağız ki?..” dediğini duyar gibi oluyorum. Ama bu öyle zor bir iş değil... Yeter ki hangi besin maddelerinin ve hangi bitkilerin vücut direncini artırdığını bilelim ve buna uygun bir program uygulayalım... Bu sebeple, bugün köşemizde; salgınlara karşı vücudun bağışıklık sistemini güçlendiren gıdalardan ve soğuk algınlığı, solunum yolu enfeksiyonu, grip gibi rahatsızlıkların tedavisine yardımcı olan şifalı bitkilerden söz etmek istiyoruz. İşte vücut direncini artıran şifa kaynaklarından bazıları...

Narenciye:
Bol miktarda C vitamini içeren portakal, limon ve greyfurt, kış aylarında bol bol tüketilmelidir. Yemeklere, salatalara bol bol limon sıkılmalı, hatta su ile karıştırılarak içilmelidir.

Okaliptus:
Solunum yolları için antiseptiktir. Bir bardak sıcak suya 3-4 yaprak ufalanarak konur. 20 dakika süzülür, günde 2-4 bardak içilir.

Nane:
İçerdiği mentol, midenin normalleşmesine neden olur. Vücuda giren grip mikrobuna karşı savaştığı gibi, ileri yaşlarda ülsere yakalanma riskini de azaltır. Nane çayı, baş ağrısı, grip, stres gibi hastalıkların yanı sıra mide yanmasına da bire birdir.

Kekik:
Solunum yollarını sterilize etmek için alınmalıdır. 1 çay bardağı sıcak suya 1 çay kaşığı konur, 10 dakika sonra süzülür ve günde 1-3 bardak yemekler üzerine içilir.

Adaçayı:
Mükemmel bir dezenfektan ve mikrop kırıcı olan adaçayını her gün birkaç bardak içmek çok faydalıdır. Bir bardak sıcak suya 3-5 yaprak konur. 5-10 dakika sonra süzülerek içilir.

Salep:
Öksürüğü keser, balgam söktürür.

Sarımsak:
Salgın hastalıklarda koruyucudur.

Karanfil:
Salgın hastalıklar sırasında koruyucudur. Komposto ve çorbalara 1-2 diş atılır. Salgın hastalıklarda içme suları içine1-2 diş karanfil veya bir damla esansı katılır.

Zencefil:
Salgın hastalıklarda direnci artırır. Toz halde yiyecekler üzerine veya içerisine konur. Hamur işlerinde una karıştırılır. Çay olarak içilebilir.

Anason:
Günde 5 gram kadar alınır, uzun süre ve yüksek dozda kullanılmamalıdır.

Biberiye:
Yaprakları ve çiçekleri bir bardak sıcak suda bekletilip içilir. Esansı ise masaj yapmak için kullanılır.

Defne:
Grip ve ateş nöbetlerinde birebirdir. Et yemekleri yapılırken, sos hazırlamada ve sebze çorbalarında kullanılır.

Hardal:
Sarı hardal tohumu ezilerek, toz veya macun halinde kullanılır.

Ihlamur:
Solunum yollarında mikropları temizler. Bir bardak sıcak suya 1 tatlı kaşığı ıhlamur konur ve 10-15 dakika sonra süzülür ve içine bal katarak içilir.

Kereviz:
Solunum yollarını temizler.

Keçiboynuzu:
Solunum yolları hastalıklarında bronşları yumuşatır. Bir su bardağı suya bir tatlı kaşığı konur. 5 dakika kaynatıldıktan sonra ılık halde dıştan yüze sürülür. İçmek için de üzerine tarçın eklenir. Gerekirse biraz da bal eklenerek, günde 2-4 bardak içilir.

Maydanoz:
Salgın hastalıklara karşı korur. Bol bol çiğ olarak tüketilmesi gerekir.

Mahlep:
Salep gibi süt veya su içerisinde kaynatarak veya bala karıştırılarak alınır.

Vanilya:
Yiyecekler ve pastalar üzerine ekerek, içecekler içinde eriterek kullanılır.

Tarçın:
Bal ya da limon suyuyla birlikte alındığında boğazdaki yanmaları keser.



Harika formüller

Gribe ve soğuk algınlığına karşı herkesin kolayca hazırlayıp uygulayabileceği bazı değişik formüller:

* Bir litre suya bir kahve fincanı kuru papatya, bir çorba kaşığı nane ve bir çorba kaşığı kekik konur. 10-15 dakika kaynatılır. Kaynama sırasında çıkan buharı solunur. Demlendikten sonra süzülür. Elde edilen çay, sabah, öğle ve akşam olmak üzere günde 3 defa sıcak sıcak içilir. Gerekirse şeker veya balla tatlandırılabilir.

* Her öğlen, bir tane mandalina, kabuğu soyulmadan fırında pişirilir. Soyulmadan, sıcak sıcak yenir.

* Yarım litre suya 3 tutam biberiye (kuşdili) konur, 15 dakika bekledikten sonra süzülür. Sabah, öğle akşam birer su bardağı içilir.

* 4 bardak suya 3 çorba kaşığı kuru nane ve bir limonun kabukları konur. Kaynatılıp süzülür. Günde 3 kere birer su bardağı sıcak sıcak içilir.


Uyarılar

Uzmanlar, gribe yakalanmamak için her gün açık havada yürüyüş yapılması, uzun süre soğuk havada kalmaktan kaçınılması gerektiğini ifade ediyor. Burunda akıntı ve kaşıntı varsa hemen buğu yapılması isteniyor. Uzmanlar, gribe yakalananların mutlaka istirahat etmesi gerektiğini söylüyorlar. Ayrıca hastalık geçtikten sonra da vücudun toparlanması için 2-3 hafta çok iyi beslenilmesi, fazla yorulmaması ve üşütülmemesi tavsiyesinde bulunuyorlar.


C vitamini mideyi ülsere karşı koruyor
ABD’de San Francisco VA Tıp Merkezinde yapılan araştırmada, kanlarında C vitamini seviyesi düşük olan insanların “Helicobacter pylori” bakterisinden kaynaklanan ülser hastalığına karşı risk taşıdıkları belirtildi. Uzmanlar, C vitamininin Helicobacter pylori bakterinin toksin cinsine karşı etkili olarak mideyi koruyabildiğini belirtiyor.

7 bin denekle ilgili kan testleri üzerinde araştırma yapan uzmanlar, kanlarında yüksek oranda C vitamini bulunan deneklerin, bakterinin yol açtığı enfeksiyondan daha az zarar görebildiklerini tespit etti. Kanlarında yüksek oranda C vitamini bulunan deneklerde, bakterinin yol açtığı enfeksiyonun yüzde 25 daha az meydana geldiği belirlendi.


Prostat ve kelliğe soya fasulyesi
Soya fasulyesinde bulunan bir maddenin, erkeklerde prostat kanseri ve saç dökülmesinin önlenmesinde önemli rol oynadığı belirtildi. “Biology of Reproduction” dergisinde yayımlanan habere göre, soya fasulyesi ve soya ürünlerinde (soya kıyması, soya sütü, soya filizi) bulunan “equol” isimli maddenin, dihidroksi-testosteron (DHT) adlı erkeklik hormonunun olumsuz etkisini engellediği tespit edildi.

Colorado Üniversitesi’nde görevli Trent Lund ve ekibi, soya fasulyesi yendikten sonra bağırsaklarda oluşan “equol” maddesinin, DHT’yi etkisiz hale getirdiğini ortaya çıkardı. Uzmanlar, “equol” maddesi verilen hastaların prostatlarındaki büyümenin çok yavaşladığını gözlemlediler.

Bilim adamları, bol bol soya fasulyesi tüketen Asyalı erkeklerin, neden Avrupalı ve Amerikalı erkeklere göre daha ender prostat kanserine yakalandığının, “equol” maddesinin etkisiyle açıklanabileceğini ifade ettiler. (22.11.2004)


www.ailevekedin.com