Kanser savaşçısı Vitaminler
Çeşitli yollarla aldığımız vitaminler, vücudumuzun temel yapı taşlarıdır. Bu sebeple; dengeli beslenme ve vücudun ihtiyaç duyduğu vitaminlerin yeterli miktarlarda alınması, hastalıklara karşı mücadelede vücuda büyük avantaj sağlamaktadır. Aksi ise, bu mücadelede vücudu silahsız bırakmak anlamına gelmekte, hastalık risklerini artırmaktadır.
Beslenme uzmanlarının bu konuda en önemli uyarılarından biri de şu:
Vücutta oluşan vitamin eksikliği haplarla değil, vitamin açısından zengin doğal besinlerle karşılanmalıdır.
A vitamini eksikliği, akciğer, yemek borusu ve mide kanserlerine zemin hazırlarken, C vitamini takviyesinin de, bu hastalıklara karşı kalkan vazifesi gördüğünü belirten Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, kanserden korunmak için vitamin takviyesi öneriyor. A, B, C ve E vitaminlerinin bazı kanser türlerine karşı koruyucu etki sağladığını tekrarlayan Prof. Tuncer, “İçeriğinde folik asitin de bulunduğu vitaminler, sizi kanserden koruyacaktır” diyor.
Sağlık kaynağı
Prof. Dr. Murat Tuncer, kepekli besin maddelerinin de kanserden koruyucu özelliği olduğuna dikkat çekerek, “Sebze ve meyve yiyin” şeklinde konuşuyor.
Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Baysal da, vitaminlerle hastalıklar arasındaki bağlantı konusunda çok önemli ipuçları veriyor:
A vitamini içeren besinler, sigara içen erkeklerde akciğer kanseri riskini önlüyor. Genellikle yeşil, sarı renkli sebze ve meyvelerle karaciğer, kaymak ve yumurta sarısında bulunan A vitamininin yetersiz alındığı durumlarda, solunum, yemek borusu, idrar yolları, mide, prostat, akciğer ve kalın bağırsak kanserlerinin oluşma riski artıyor. A vitamini ayrıca meme, deri, akciğer ve idrar yollarında kanser oluşumunu da önlüyor.
B vitamininin yeterli düzeylerde alınması, vücudun savunma sistemlerinin sağlıklı çalışması için gereklidir. Savunma sistemleri yeterli olunca, kanser dahil, birçok hastalığa karşı vücut dirençli olmaktadır.
Prof. Dr. Erkan Topuz da, meyve ve sebzelerde bol miktarda bulunan vitaminlerin, kanserden korunmanın yanı sıra yüksek dozlar kullanılarak kanser tedavisinde de başarıyla kullanıldığını belirtiyor. Mesela; normal olarak insanların günlük C vitamini ihtiyacı günde 2 gram civarındadır. Ama kanseri tedavi edelim diyorsanız 10 grama kadar çıkması tavsiye ediliyor. Taze sebze ve meyvelerde bulunan C vitamini solunum, yemek borusu, mide ve kalın bağırsak kanserlerinin önlenmesinde önemli görevler üstleniyor.
“Dur” diyor
D vitamini eksikliği de kemik ve meme kanseri riskini arttırıyor. Karaciğer, yumurta sarısı, balıkyağı, süt ve süt ürünlerinde bulunan D vitamininin en iyi kaynağı balık yağıdır. D vitamini oluşumunun sağlanması için yeterli kalsiyum alınması gereklidir.
E vitamini de kanser öncesi, hücreleri habis hale dönmeden yok edebilen ve bağışıklık sistemimizi harekete geçirerek kansere dur diyen bir vitamindir. E vitamini bitkisel yağlar, yeşil yapraklı sebzeler, özü alınmamış tahıllar, fındık, fıstık kurubaklagillerde bulunur.
Havuç direnci artırıyor
İçeriğinde bulunan “betakaroten”le, DNA hasarını önleyici bir etkiye sahip olan havuç, kansere karşı vücudun direncini artırıyor. Siyah üzümün çekirdeğinde ve kabuğunda da “Vesibretrol” adı verilen bir madde bulunuyor. Bu madde vücudu kansere karşı doğrudan koruyor. Yapılan araştırmalar, kekik, çörekotu, keten tohumunun da kanserden korunmada etkili olduğunu gösteriyor. Kanser tedavisi sırasında zencefil bulantı problemine karşı kullanılıyor. Papatyanın ise kanser hastalarının ağzında oluşan aftı önleyici bir etkisi var.
Sebze meyve suları ile güzellik
Meyve-sebze özlü kokteyller, soğuk ve kirli havaların yol açabileceği olumsuzluklara karşı güçlü bir sağlıklı ve güzellik iksiridir. Taze sebze ve meyvelerin zengin içeriği, organizmanın günlük ihtiyacını karşılarken soğuk ve puslu havalarda korumasız kalan cildimizin de içeriden beslenmesini sağlar. Bu sebeple günde en az bir bardak hipervitaminli meyve kokteyli içmenizde yarar var.
Nasıl mı hazırlayacaksınız? Çok kolay... Meyve ve sebzeleri iyice yıkadıktan sonra bir meyve sıkacağı ile suyunu çıkarın. Hazırladığınız suyu, kahvaltıda veya diğer öğünlerde için.
Saçları kepekten kurtarmak için
Saçlardaki kepeklenme son derece can sıkıcıdır. Kış aylarında saçlar fazla yıkanamadığı için kepeklenme bu aylarda biraz daha artar. Kepekten kurtulmanın ilk şartı temizliktir. Saçları sık sık yıkamaktır. Ancak bazen, bütün bunlara rağmen kepeğin önüne geçilemez. O zaman aşağıdaki basit formüller size yardımcı olacaktır.
4 bardak (1 litre) suya 2 tutam biberiye koyun. 10 dakika kaynattıktan sonra süzün. Saç diplerine friksiyon yapın ve bunu her gün tekrarlayın.
Ayrıca saçlarınızı sirkeli suyla yıkayıp 6 saat bekleyin. Daha sonra kükürtlü sabunla yıkayın.
(24 Şubat 2008)
www.ailevekedin.com