Eyvah ağzım kokuyor
Halk arasında “ağız kokusu” da olarak bilinen “nefes kokması”, hem insanın keyfini kaçıran, hem de sosyal hayatını olumsuz etkileyen tatsız bir durumdur. Eğer biriyle konuşurken karşınızdaki kişi sizden uzakta durmaya çalışıyor, ya da başını yana doğru çevirme ihtiyacı duyuyorsa, tehlike çanları çalıyor demektir. Evet... Ağız kokusu, günümüzde medeni toplumlar da dahil olmak üzere oldukça yaygın bir rahatsızlıktır. Zaman zaman psikolojik sıkıntıları da beraberinde getirir. Bütün çabasına rağmen bu rahatsızlıktan kurtulamadığı için sosyal ilişkilerinde büyük problemler yaşayan, toplum içine karışmaktan kaçınan çok sayıda insan vardır. Ağacının dalları kırıldığında akan süt, siğil ve nasırlara sürülür. İnciri cevizle birlikte yerseniz öksürüğü keser hem de vücudunuzu zehirden korur. Ayrıca nezleye de iyi gelir. İncir süte, sirkeye ya da zeytinyağına batırarak yenirse basur şikayetleri ortadan kalkar. Ses kısıklığında bir su bardağı sütün içine incir atılıp kaynatılıp içilmelidir.
Hastalık mı, değil mi?
Bazı uzmanlara göre; ağız kokusunu bir hastalık olarak tanımlamak zordur. Her sağlıklı bireyin sabah uyandığında ağzında hoş olmayan kokular bulunabilir. Bu sebeple bazı tetkik ve ölçümler yapılmadan bir hastalıktan söz etmek mümkün değildir. Bazı uzmanlar da, insanların sosyal yaşantısını bile alt-üst edecek kadar olumsuz etkiler meydana getiren bu olgunun hastalık olarak kabul edilmesi gerektiğini savunuyor. Ancak adı hastalık olsa da olmasa da, ağız kokusu, insanın hem kendisi için hem de etrafı için rahatsız eden bir durumdur.
Tedavi yolları
* Ağız kokusunun tedavisi için öncelikle rahatsızlığın sebebini iyi tespit etmek gerekir. Bu sebeplere göre uzman kontrolünde gerekli tedaviler sürdürülmelidir. Varsa ağızdaki diş ve diş eti problemleri ortadan kaldırılmalıdır.
Ayrıca, herkes şunlara dikkat etmelidir:
* Ağız hijyenine özen gösterilmeli, dil sırtı temiz tutulmalıdır. Sık sık gargaralarla ağız ve boğaz temizliği yapılmalı.
* Ağız kuruluğuna mani olmak için gün boyu sık sık su için.
* Tükürük salgısını hareketlendirin. Zaman zaman şekersiz sakız çiğnemek bunun en kolay yoludur. Bu arada mentollü pastillere dikkat! Kokuyu giderir gibi görünse de kuruluğa sebep olur.
* Su içeriği bol olan sebze (domates, kereviz, pırasa) ve meyveler (elma muhteşem bir ilaçtır) tüketin. Yiyeceklerinizin üzerine maydanoz doğrayın.
* Sarımsak ve soğanı pişirerek yemeyi tercih edin.
* Dilinizin üzerinde biriken bakterileri temizlemek için bir dil raspası kullanın veya fırçalama sırasında dilinizi temizleyin.
* Alkol ve sigaradan uzak durun.
Tabii formüller
* Boğaz iltihabından kaynaklanan ağız kokusundan kurtulmak için bir tutum adaçayı ile bir tutam papatya kaynatılarak günde 3-5 defa birer çay fincanı içilir.
* Sinüzit sebebiyle oluşan kokuları gidermek için civanperçemi ile pelin otu birlikte kaynatılır. Elde edilen su, gün boyu 2-3 saat arayla buruna çekilir.
* Kantron, kekik otu ve ıhlamur kaynatılıp süzüldükten sonra balla karıştırılarak günde 3 bardak içilir.
* Rezene yağı içeren bitkisel gargaraları sık sık yapın.
Nefes neden kokar?
Ağız kokusunun çok çeşitli sebepleri vardır. Bu sebeplerin yüzde 90’ını, üst solunum yolu (KBB) rahatsızlıkları ile diş ve dişeti hastalıkları oluşturuyor. Ayrıca mide ve sindirim sistemi rahatsızlıkları, diyabet, akciğer ve karaciğer rahatsızlıkları da ağız kokusuna yol açabilir. Çocuklarda bağırsak parazitlerine bağlı daha çok sabahleyin gözüken ağız kokusu meydana gelebilir.
Bu sebepleri şöyle sıralayabiliriz:
Diş ve dişeti hastalıkları:
Dişlerdeki çürükler, dişeti iltihapları ve diş aralarında biriken yiyecek artıklarının oluşturduğu bakteriler kokulara yol açar.
Bademcik hastalıkları:
Boğaz ve bademciklerdeki iltihaplar ve bademciklerin üzerinde oluşan bakteri ve epitel artıklar da kötü kokuya sebep olur.
Tükürük salgısının azalması:
Tükrük ağız içindeki artıkları temizler ve bakterilerin üremesine engel olur. Bu salgıyı azaltan hastalıklarda veya sabah ilk uyanıldığında tükrük salgısı az olduğundan ağız kokusu daha çok olur.
Sinüzit ve geniz akıntısı:
Sinüs iltihapları ve genizden gelen kokulu akıntılar da ağız kokusu yapar.
Ağız içindeki yara ve iltihaplar:
Bu tür rahatsızlıklar da tedavi edilmezse kokuya yol açar.
Şeker hastalığı, böbrek ve karaciğer rahatsızlıkları:
Özellikle şeker hastalığı nefesin aseton gibi kokmasına yol açabilir. Böbrek yetmezliğinde ise balık kokusu gibi bir koku oluşur.
Mide hastalıkları:
Midede ülser veya gastrit gibi bir rahatsızlık varsa veya uzun süre aç kalıyorsa nefeste ağır bir koku oluşur.
Akciğer hastalıkları:
Akciğer iltihapları nefesin ağır kokmasına sebep olur.
İncir, vitamin deposu
Ülkemizde bol miktarda yetişen incir, mükemmel bir sağlık kaynağıdır. İncirde, C vitamini dışında bütün vitaminler bulunmaktadır. Kanın pıhtılaşmasını sağlayan bu vitaminler, ciltteki yaraların çabuk kapanmasını ve kansızlığı önler. Kabızlığın önlenmesi için de incir birebirdir. Akşamdan suya koyup, sabahleyin aç karnına yemelisiniz. Kuru incir ise bağırsak faaliyetlerini artırır. Sütle birlikte pişirilerek yenilen taze incir, nezleyi ve boğaz ağrılarını giderir.
İncirin faydaları saymakla bitmez
İşte bunlardan bazıları:
Bol enerji verir. Vitamin ve mineral bakımından zengin bir gıdadır. Yüksek oranda kalsiyum ve demir içerir ve bu yüzden kansızlığa ve kemik hastalıklarına iyi gelir. Bağırsaklardan toksik maddelerin atılması kandaki kolesterol seviyesinin düşürülmesi gibi faydaları da vardır. Kalbe ferahlık verir, kuluncu ve sindirim organı sancılarını giderir. Süt ile kaynatılan incir ses kısıklığına iyi gelir.
Sağlıklı hayat için günde beş fincan yeşil çay için
Japonya’da 40 bin kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, sağlıklı ve uzun bir hayatın sırrı yeşil çayda. Bu konuda Amerikan Tıp Derneği dergisinde yayımlanan haberde, günde en az beş bardak yeşil çay içen yetişkinlerin kalp ve diğer hastalıklardan ölme riskinin açıkça azaldığının ortaya çıktığı belirtiliyor.
Araştırmayı yürüten Dr. Shinichi Kuriyama, 40-79 yaş insanlar üzerinde yaptıkları incelemede günde en az 1 bardak yeşil çay içenlerin de diğerlerine oranla kalp hastalıklarından ölme riskinin yüzde 16 daha az olduğunu söyledi. En az 5 bardak içenlerde ise bu oran yüzde 26’ya çıkıyor. (19.09.2006)
www.ailevekedin.com