Grip hakkında her şey
Nasıl bir hastalıktır
Grip asıl olarak solunum yollarında yerleşen Influenza A, B ve C virüslerinin neden olduğu, yüksek ateş, yaygın kas ağrıları ve kırgınlık ile seyreden; toplumda aynı anda birçok kişiyi hastalandırıp çok sayıda ölümlere yol açabilen, kolay yayılabildiğinden bilhassa kış mevsiminde salgınlar yapan bulaşıcı bir hastalıktır…
Grip virüsünün özellikleri nelerdir
Influenza B virüsü çok nadiren salgın yapar ve genellikle daha hafif seyreder. C virüsü ise hemen hemen hiç salgın nedeni olmaz. Grip salgınlarına yol açan virüs asıl olarak Influenza A’dır. Bu virüslerin özelliği, çok kolay bulaşabilmesi ve toplumda aynı anda birçok kişiyi birden hastalandırabilmesidir.
Virüsün antijenik yapısı çok sık değiştiği için toplumda herhangi bir dirençle karşılaşmadan hızla yayılabilmekte ve epidemi (bir toplumda görülen salgın) ve pandemilere (dünyada birçok toplumda görülen salgın) yol açmaktadır. 9-39 yıllık periyotlarda büyük antijenik değişim ortaya çıktığından büyük salgınlar yapıp birçok ülkede aynı anda milyonlarca kişiyi hastalandırmaktadır. 1889’dan bu yana en az 5 pandemi yaşanmıştır.
Nezle, soğuk algınlığı ile grip arasındaki fark nedir
Benzer yakınmalarla kendini belli eden ancak hastalığın daha hafif seyrettiği ve genellikle ayakta atlatılan nezle ve soğuk algınlığından farklı olarak grip, daha ağır seyirli ve kötü sonuçların çıkmasına yol açabilen bir hastalıktır.
Grip nasıl bulaşır
Asıl olarak virüsü taşıyan hasta kişilerin solunum yolu salgıları ve bunlarla bulaşmış eşyalar vasıtasıyla yayılmaktadır. Çok kolay bulaşmakta ve hızla yayılmaktadır. Özellikle okullar, yurtlar, kışlalar, kahvehaneler, huzurevleri gibi kalabalık ve topluca yaşanan ortamlar hastalığın yayılmasında önemli rol oynar.
Grip salgınları nasıl meydana gelir
Salgınlar sırasında genellikle arkadaşlarından mikrobu alan okul çocukları hastalanmakta bunu izleyerek ise çocuklarından mikrobu alan erişkinler hastalığa tutulmaktadır. Salgınlar genellikle 5-7 hafta dolaylarında kendiliğinden sınırlanmaktadır. Salgınlardan korunmak toplumda aktif yaşayanlar için çok zordur çünkü çeşitli ortamlara girilmesi bulaşma riskini arttırır. (23 Kasım 2006)
Sidney Gribi, Rus Gribi, Çin Gribi farklı hastalıklar mıdır?
Bunların hepsi de Influenza A virüsünün neden olduğu salgınlardır. Hastalığın belirtileri aynı olup sadece şiddeti ve yaygınlığı değişmektedir. Bunun nedeni ise virüsün antijenik yapısında meydana gelen değişikliklerdir. Hemen her yıl oluşan küçük değişikliklere ek olarak 9-39 yıllık periyotlarla büyük değişimler olmakta ve buna bağlı olarak toplumda gribe karşı var olan dirençten etkilenmeyen virüs dünya çapında büyük salgınlara yol açmaktadır.
16 yüzyıldan bu yana 10’dan fazla büyük salgın yaşanmıştır. 1918 büyük salgını sırasında 25 milyon kişi ölmüştür. Salgına yol açan yeni antijenik yapılı virüsün ilk görüldüğü yere izafeten Rus Gribi, Çin Gribi, Sidney Gribi şeklinde adlandırma yapılmaktadır.
Hastalık kimlerde daha sık ve ağır seyreder
Sigara, alkol alımı, düzensiz bir hayat ile soğuk maruziyeti hastalığa yakalanma riskini artırmaktadır. Bilhassa çocuklar özellikle süt çocukları, yaşlılar, kronik hastalığı olanlarda (kalp hastalığı, astım, kronik bronşit, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, kan hastalıkları) ağır seyretmekte ve ölümlere neden olmaktadır. Direnci yüksek erişkinler için ölüm çok nadirdir. Buna rağmen direnç mekanizmaları henüz gelişen bebek ve küçük çocuklarda, hem kolay yakalanma hem de ağır seyretme durumu söz konusudur.
Hastalığın belirtileri nelerdir
Hastalık bulaşmayı takiben 1-3 günde üşüme, titreme, ateş, halsizlik, kırgınlık, iştahsızlık, boğaz ve baş ağrısı, yaygın kas ve eklem ağrıları, bulantı, genizde dolgunluk ve akıntı, gözlerde yanma kızarıklık, burun akıntısı gibi belirtilerle ortaya çıkar.
Bu belirtiler sadece grip hastalığında mı görülür?
Hayır. Nezle, farenjit, anjin, bademcik iltihabı, sinüzit, bronşit, zatürre vb. gibi birçok solunum yolu enfeksiyonları sırasında benzer yakınmalar olabilir.
Benzer şikâyetlere neden olan diğer hastalıklardan ayrılması gerekir mi?
Evet. Bu çok önemlidir. Çünkü tedavi buna göre yapılacaktır. Örneğin bademcik iltihabında antibiyotik uygulanması mutlaka gerekliyken gripte buna gerek yoktur. Ancak griple karışan ve bazen griple birlikte ve ona bağlı ikincil olarak ortaya çıkan zatürre, kulak iltihabı, bademcik iltihabı gibi durumlar söz konusu ise antibiyotik kullanılmalıdır.
Herhangi bir bakteriyel iltihap olmadan koruyucu olsun diye griplilere antibiyotik verilmemelidir. Faydasız olduğu gibi dirençli bakterilerle iltihaplanmalara zemin hazırlayabildiğinden çok da zararlıdır. Gereksiz antibiyotik kullanımı bakterilerin ilaçlara karşı direnç kazanmalarına neden olur. (30 Kasım 2006)
Gribin tedavisi nasıldır
Grip hastalarında istirahat edilmesi, bol sıvı alınması, ağrı kesici ve ateş düşürücüler ile solunum yolu salgılarını ve tahrişi giderici ilaçların kullanılmasıyla yakınmaların kontrolü mümkündür. Ancak bilhassa çocuklarda aspirin kullanılmamalı diğer ateş düşürücüler tercih edilmelidir. İstirahat çok önemlidir. Bu hem hastanın daha kısa zamanda iyileşmesini ve tehlikeli, ölümcül sonuçlardan korunmasını temin eder; hem de etrafına hastalığı yaymasını önler.
Hastalığı ilaç kullanmadan atlatacağım diye rahatlatıcı ilaçlardan kaçınmanın gereği yoktur. Çünkü yakınmalar hasta için oldukça rahatsızlık verici ve hayatı zorlaştırıcıdır. Grip hastalarında sıklıkla kullanılan ilaçlar hastalığı tedavi etmek amacıyla değil, hastanın yakınmalarını düzeltip onu rahatlatmak amacıyla kullanılmaktadır. Doğrudan grip virüsüne karşı etkili bazı ilaçlar da vardır. Ancak, yarar-zarar hesabı yapıldığında bunların her grip geçiren kişiye uygulanması yerine, gribe bağlı kötü sonuçların görülme ihtimali fazla olan risk grubu hastalara verilmesi daha doğrudur.
Gribin korkulan sonuçları nelerdir
Gribin en korkulan sonucu, hastalığa ikincil olarak zatürre gelişmesidir. Ayrıca bronşit, sinüzit, kulak iltihabı, bademcik iltihabı, ensefalit (beyin iltihabı) vb. sonuçlar da gelişebilir. Hastalığın ağır seyrettiği kişiler, küçük çocuklar, kronik hastalığı olanlar, 3-5 günlük ateşli dönemin ardından düzelme periyoduna girip daha sonra tekrar ateşi yükselip hastalananlar mutlaka bu sonuçlar açısından bir hekim tarafından değerlendirilmelidirler.
Grip kimlerde ağır seyreder ve ölümcül olabilir
Grip açısından yüksek risk taşıyanlar çocuklar, (özellikle süt çocukları) 65 yaşın üzerinde yaşlı kişiler, kronik kalp ve akciğer hastalığı olanlar (astım, kronik bronşit, vb.), şeker hastaları, bazı kan hastaları, bakım ve huzurevlerinde yaşayanlardır. Bu kişiler hem hastalığa daha kolay yakalanırlar hem de hastalık bunlarda daha ağır ve ölümcül seyredebilir.
Nasıl korunabiliriz
Gripten korunmak için düzenli yaşamak, uyku ve dengeli beslenmemizi ihmal etmemek, alkol ve sigara kullanmamak ve eğer varsa zemindeki kronik şeker, kalp, akciğer hastalıklarımızın bakım ve tedavisini usulüne göre yaptırmak gerekir. Sigara içilen ortamlarda bulunup pasif olarak dumana maruz kalan kimselerde grip normalden daha ağır seyretmektedir.
Bu nedenle çocuklarımızın yanında sigara içmemeli ve içilmesine izin vermemeliyiz. Korunma amacıyla aşılar da geliştirilmiştir. Aşının koruyuculuğu değişkendir. Aşının hazırlandığı virüsler ile salgın yapan virüsler arasındaki farklılıklara ve uygulanan kişilerin direncine göre koruyuculuk oranı %0 ile %92 arasında değişmektedir. Grip olmayı önlemese bile, hastalıktan dolayı hastanelere yatışı, zatürre ve ölüm gibi ağır sonuçların sıklığını azalttığı bilinmektedir. (07 Aralık 2006)
Aşı ne zaman yapılmalı
Virüsün antijenik yapısı sık değiştiğinden her yıl için izole edilen virüslerden yeni olarak hazırlanmakta ve her yılın eylül-aralık ayları arasında yapılması önerilmektedir. Aşılamayı takiben yeterli bağışıklığın oluşabilmesi için 3-4 haftalık bir süreye gerek vardır. Eylül-aralık arasında yapılırsa grip salgınlarının başladığı kış ayları içerisinde bağışıklık en yüksek düzeyde oluşmuş olur.
Grip aşısı nasıl yapılmalı
10 yaşın altındaki çocuklara ilk defa yapılıyorsa 1 ay arayla iki doz olarak yapılmalıdır. Eğer daha önce herhangi bir dönemde aşı yapılmışsa veya 10 yaş üzerinde ise tek doz aşı yeterli olmaktadır. 3 yaşına kadar olan çocuklara yarım doz, 3 yaş ve üzerine tam doz olarak aşı uygulanmalıdır. Çocukluk çağının diğer aşılarından herhangi biriyle aynı anda yapılmasında hiçbir sakınca yoktur.
Grip aşısı kimlere yapılmalı
Toplumdaki herkesin aşılanması hem mümkün değildir, hem de gereksizdir. Sadece gribe yakalanma riski ve grip olduğunda ölüm riski fazla olan kişilere önerilmektedir. Bunlara ilaveten bakım ve huzurevlerinde çalışan ve yaşlılara hastalık taşıyabilecek olan personel ile hekim, hemşire, ebe, hastabakıcı gibi sağlık personeli, evinde yaşlı, kronik hastası olanlar, toplum hizmeti gören ve insanlarla sıkı teması olup hastalık bulaştırırcısı olabilecek çalışanlara önerilmektedir.
Aşının herhangi bir yan etkisi var mıdır?
Yumurta alerjisi olanlara aşı uygulanmamalıdır. Bazen aşırı duyarlılık reaksiyonları yapabilmektedir. Uygulama yerinde 1-2 gün içinde sertlik ve kızarıklığa neden olabilir. Daha nadiren uygulamadan 6-12 saat sonra başlayan ateş, halsizlik ve kas ağrıları görülebilir. Ancak genellikle bunlar 48 saat içinde kaybolur. Çok daha nadiren özellikle erişkinlerde gripal enfeksiyona ait bulgular görülebilmektedir. Güvenli bir aşı olarak kabul edilmektedir.
Salgın başladığında aşı yaptırmanın faydası var mı?
Salgın başladıktan sonra aşılanmanın etkisi tartışmalıdır. Çünkü aşıyı takiben 3-4 haftada ancak yeterli koruma gelişmektedir. Oysa salgın zaten 5-7 haftalık bir sürede kendiliğinden durmaktadır. Aşıyı olabildiğince erkenden yaptırıp kış boyunca koruma altında kalmak en doğrusu ve en güvenlisidir.
Gribe yakalandıktan sonra aşı yaptırmanın faydası var mı?
Daha sonraki olabilecek hastalıkları önlemek açısından tabiî ki faydası vardır. Zararın neresinden dönülürse kârdır diye düşünmeli bir an önce aşıyı yaptırmalıdır.
Geçen yılın aşısını yaptırmanın faydası var mı?
Bir önceki yıla ait aşının faydası yoktur veya ihmal edilebilir derecede azdır, çünkü aşı mikrobu kendisini yenilediğinden eski aşının hemen hemen hiçbir etkinliği kalmaz. Bununla beraber yanlışlıkla veya kötü niyetle yapılan böyle bir uygulamanın zararı olmaz, gereksiz enjeksiyon yapılmış olur. (14 Aralık 2006)
www.ailevekedin.com