Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:


Bütün Yazıları


Üzüm; tek başına eczane gibi

Variste beslenmeye dikkat

Vitamin deposu Kapari

Vitamin deposu otlar

Vitaminlerle kendinizi zehirlemeyin!

Vücudun yazlık bakımı ve sivilceler

Vücut ağrılarına tabii çözümler

Yaban marulu ve faydaları

Yaban mersini, tarçın ve bal

Yaramaz çocuklar ve sindirim problemi

Yaşlılar için tabii doping

Yaşlılıkta beyne böğürtlen dopingi

Yavşan otu şekeri düşürüyor

Yaz meyvelerinin kıymetini bilin

Yaz zatürresine dikkat

Yazın çocuğunuzu cilt kanserinden koruyun

Yeşil çay ve doğal maskeler

Yılan sokmasına dikkat

Yoğurt alerjiye dur diyor

Zayıflamak için iştah kesen yiyecekler


1 2 3 4 5 6 7 8 9

 
Yazı boyutunu büyütmek için      Yazıcı için

Soya gibisi yok

Bugün köşemizi; harika bir gıda maddesi olduğu kadar mükemmel bir şifa kaynağı olan soya fasulyesine ayırmak istiyoruz. Yüzyıllar boyunca Çin’de, pirinçten sonra en fazla tüketilen gıda maddesi olan soyanın, beslenme ve sağlık açısından ne kadar önemli bir bitki olduğu anlaşılınca, bütün dünyada da üretimi hızla arttı. Kalp hastalığı riskini azaltması; göğüs, yumurtalık ve prostat kanserlerini önlemesi, kemik erimesini durdurması, menopozun getirdiği sıkıntıları asgariye indirmesi ve kolesterolü düşürmesi, soyanın faydalarından bazıları.. Bu sebeple “Soya fasulyesi, beslenme alışkanlıklarımızdaki yerini mutlaka almalıdır” diyoruz. Kanserle savaşta etkili olan 5 ana madde, soyanın içinde yüksek oranlarda bulunmaktadır. Bu maddelerin en önemlisi olan “isoflovan” en yoğun miktarda soya fasulyesinde bulunuyor. Ayrıca soyada bulunan pytoestrojen maddesi, göğüs, yumurtalık ve prostat kanserlerinin oluşmasını ve tümörlerin gelişmesini önlüyor.


Protein ve mineral deposu
Son yıllarda yapılan araştırmalara göre, protein açısından son derece zengin olan soya, vücudun üretemediği birçok aminoasitleri de içeriyor. Soya ayrıca, kalsiyum, fiber, demir ve diğer minerallerin deposu olarak kabul ediliyor. Aynı araştırmalar, kolesterol içermeyen ve doymamış yağ oranı düşük olan soya proteininin, vücutta kolesterol düzeyini düşürdüğünü, kandaki kolesterolün karaciğerden ve damarlardan çabuk temizlenmesini sağlayarak damar sertliği ve kalp krizi riskini azalttığını ortaya koyuyor.
Yüksek miktarda kalsiyum içeren soya fasulyesi kemiklerin de dostudur. Ayrıca menopoz döneminde sık sık görülen sıcaklık basmasını ve gece terlemelerini önleyen “pytoestrojen” maddesi soyada bol miktarda bulunuyor. Bu madde, hem yukarıda saydığımız sıkıntıları azaltıyor, hem de kemiklerde meydana gelecek erimenin önüne geçiyor.Ayrıca soyada bulunan pytoestrojen maddesi, göğüs, yumurtalık ve prostat kanserlerinin oluşmasını ve tümörlerin gelişmesini önlüyor.


Sofralardan eksik olmamalı
İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hikmet Boyacıoğlu da, süt ve yumurta proteininin kalitesine yakın proteine sahip olan soyanın, doymamış yağ asitleri, kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum ve çinko gibi mineraller ile bazı bileşikleri bulundurması ve özellikle kolesterol içermemesi sebebiyle sağlıklı beslenmede önemli rol oynadığını söylüyor. İçerdiği birçok bileşikle soyanın kalp-damar rahatsızlarını önleyici etkisinin bulunduğunu da belirten Prof. Dr. Boyacıoğlu, şunları kaydediyor:
“Yapılan araştırmalara göre, kan damarlarını koruyucu özellik taşıyan soya, iltihaplanmayı önlüyor, rahim, göğüs, prostat, kolon, karaciğer ve deri kanserine yakalanma riskini azaltıyor, böbrek yetmezliğine yol açacak iltihapların önüne geçiyor.”

Prof. Dr. Boyacıoğlu “Çok sayıda hastalığa iyi gelen soyanın, sağlık açısından vazgeçilmez bir gıda olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Bu sebeple sofralarımızda her zaman bulunması gereken besinler listesinde mutlaka yerini almalıdır” diyor.


Et yemeyenler için ideal besin
Soya fasulyesinden yapılan tofu, içerdiği yoğun protein dolayısıyla etin yerini tutmaktadır. Bu sebeple et yemeyen vejetaryenlerin yemeklerinin vazgeçilmez malzemelerinden biri olan tofu, soya fasulyesinin sütünden yapılır ve peynirimsi bir görüntüsü vardır. Tatsız olmasına rağmen besin değeri çok yüksektir. Türlü karışımlarla, kızartılarak ya da pişirilerek kullanılır.

Yapısında yüksek miktarda lif bulunan ve laktoz içermeyen soya ürünleri, hazmı zor olan süt ve süt ürünlerine göre daha kolay sindirilir.


Balık yağı
Özellikle hiperaktivite gözlenen çocuklarda, daha çok soğuk deniz balıklarından elde edilen omega-3 yağlarının ve bunlardan elde edilen omega-3 asidi içerikli şurupların, rahatsızlığın giderilmesinde büyük yarar sağladığını biliyor muydunuz?

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Koç, hamilelik ya da bebeklik döneminde, beyinsel gelişim için gerekli vitamin ve mineralleri alamayan çocuklar için, derin ve soğuk sularda yaşayan balıklardan elde edilen Omega-3 yağ asidi takviyesinin çok yararlı olduğunu belirtiyor. Omega-3’ün balık yağında bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Koç, bu konuda şunları söylüyor: “Özellikle hiperaktivite gözlenen çocuklarda, omega-3 yağ asidi içerikli şuruplar, rahatsızlığın giderilmesinde büyük yarar sağlıyor. Bunu hastalarımızda net bir şekilde gözlemliyoruz. Bu vitamin grubunun yararlı olduğu bir başka rahatsızlık ise ilköğretim çağındaki çocuklarda sıkça görülen dikkat eksikliğidir. Omega-3 yağ asidi içerikli şurupları düzenli olarak kullanan çocuklarda dikkat toplama güçlüğü azalmaktadır. Bütün eczanelerde rahatlıkla bulunabilen bu şuruplardan, 1-6 aylık bebeklere günde 1 çay kaşığı, 7-12 aylık bebeklere 1 tatlı kaşığı, 1 yaş üzeri çocuklara ise 1 yemek kaşığı içirilebilir. Söz konusu ilaçların, hekim gözetiminde kullanılmasında yarar vardır.” (10.01.2005)
 

Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.