Greyfurt kalın kabuğu sayesinde buzdolabında veya balkonda uzun zaman tazeliğini koruyabilen bir meyvedir. Bazı greyfurt türlerinin üzerinde bulunan pembe lekeler meyvenin olgunlaşmış olduğunun değil ama, çok sulu olduğunun işaretidir.

Greyfurtun en çok bilinen üç cinsi var; sarı, pembe ve kanlı greyfurt. Her türün lezzeti diğerinden biraz farklıdır. Sarı greyfurtun büyüklüğü genelde bir portakalın iki katına eşit. Meyvenin etli kısmı sert ve suludur. Tüm greyfurtlar içinde en az şeker içereni ve biraz acımsı olanı bu cinstir. Asitli ve ekşiye kaçan bir lezzete sahiptir.

Pembe greyfurtun ise kokulu ve şekerli bir tadı vardır. Tadında acılık yoktur. Meyvenin etli kısmı turuncu veya pembeye yakındır. Sert ve bol suludur.

Kanlı greyfurtun özellikleri de pembe olanınkiyle hemen hemen aynıdır. Görüntü farkının dışında tadı biraz daha şekerlidir.

Zayıflatıcı, mikrop öldürücü, kabızlık giderici, sindirimi kolaylaştırıcı, kan temizleyici ve idrar sökücü gibi özellikleri olan greyfurtu, kış aylarında mümkün olduğu kadar çok tüketmeliyiz. Portakaldan daha az şeker, daha fazla C vitamini içeren greyfurtun saydığımız bu özelliklerinin yanı sıra yorgunluk ve stres durumlarında organizmayı uyarıcı ve canlandırıcı etkisi de var.

Her derde deva
Ayrıca, safra ifrazatını artırarak karaciğerin normal çalışmasını sağlar. İştah açar. Vücutta biriken suyun ve zehirli maddelerin dışarı atılmasını da sağlar. Bedenî ve zihnî yorgunluğu giderir. Felç ve kanamaları önler. Akciğer ve göğüs hastalıklarında son derece faydalıdır. Greyfurtta, c vitamininin yanı sıra A, B ve PP vitaminleri de bulunmaktadır.

Bol miktarda fosfor, kalsiyum magnezyum, sodyum ve klor içeren greyfurtun, bu sebeple hem yaşlılar hem de gelişme çağındaki çocuklar tarafından düzenli olarak tüketilmesinde büyük yarar vardır. (24 Aralık 2002)