Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:


Bütün Yazıları


Üzüm; tek başına eczane gibi

Variste beslenmeye dikkat

Vitamin deposu Kapari

Vitamin deposu otlar

Vitaminlerle kendinizi zehirlemeyin!

Vücudun yazlık bakımı ve sivilceler

Vücut ağrılarına tabii çözümler

Yaban marulu ve faydaları

Yaban mersini, tarçın ve bal

Yaramaz çocuklar ve sindirim problemi

Yaşlılar için tabii doping

Yaşlılıkta beyne böğürtlen dopingi

Yavşan otu şekeri düşürüyor

Yaz meyvelerinin kıymetini bilin

Yaz zatürresine dikkat

Yazın çocuğunuzu cilt kanserinden koruyun

Yeşil çay ve doğal maskeler

Yılan sokmasına dikkat

Yoğurt alerjiye dur diyor

Zayıflamak için iştah kesen yiyecekler


1 2 3 4 5 6 7 8 9

 
Yazı boyutunu büyütmek için      Yazıcı için

Bakliyatın faydaları ve tedavi hattı

Geleneksel Türk mutfağının vazgeçilmez gıda maddeleri arasında yer alan bakliyat; geçtiğimiz yıllarda, “fakir ve köylü yemeği” gibi tanımlarla sofralarımızdaki önemini giderek kaybetmişti. Ancak son zamanlarda, dünyanın çeşitli ülkelerinde beslenme uzmanları tarafından yapılan çalışmalar; bakliyatın, hem beslenmemiz hem de vücut sağlığımız açısından “ne kadar önemli ve vazgeçilmez” olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Ağustos ayında ABD’nin Tulane Üniversitesi tarafından baklagillerin kalp rahatsızlıklarını önlediği açıklanırken, şimdi de bu harika besin maddelerinin bağırsak ve mide kanserlerini de önlediği tespit edildi.
Protein deposu olan bakliyat, bu yüzden etin yerini tutabilecek gıda maddelerinin başında yer alıyor. Beslenme uzmanları etin sahip olduğu doymuş yağ ve kolesterol gibi olumsuzlukların bakliyatta bulunmadığını da belirtiyorlar.

Ayrıca lif bakımından son derece zengin olan bakliyatın, bağırsak hareketlerini düzenlediği, tokluk hissi sağladığı için de zayıflama diyetlerinde kullanılması gerektiği ifade ediliyor.

Yavaş sindirildikleri için kan şekerini yükselterek enerji sağlayan bakliyatın, koroner kalp hastalıkları ve damar sertliğine sebebiyet veren kolesterolü içermediğini, lif içerikleri yüksek olduğu için de bağırsak hareketlerini düzenleyip, kalın bağırsak ve mide kanserlerini, kabızlığı ve mide tembelliğini önlediğini belirten uzmanlar, “Tokluk hissi sağladıklarından zayıflama diyetlerinde de kullanılabiliyor. Yapılarındaki proteaz inhibitörleri kanser oluşumunu engelliyor. Şeker hastalarında, içerdikleri nişasta sebebiyle, kan şekeri düzeyinde problem doğuracak bir artışa sebep olmamaktadır. Bakliyatı düzenli olarak yerseniz hem size gerekli bütün vitaminleri ve mineralleri almış, hem de karbonhidrat ve proteinin doğal kaynağını keşfetmiş olacaksınız.


Nelere iyi geliyor?
Bakliyat deyince akla ilk gelenler; kuru fasulye, nohut, mercimek, bakla, bezelye ve soya fasulyesi geliyor. Bu harika besin maddelerinin sayılamayacak kadar çok yararları var. İşte bunlardan bazıları...


Kuru Fasulye:
Protein bakımından zengindir, vücuda bol kalori ve bol protein verir. Günlük bitkisel protein ihtiyacının karşılanmasında çok işe yarar. Sinirleri kuvvetlendirir. Bedenen ve zihnen çalışanlara çok faydalıdır.
Kuru fasulye taneleri, kabuğu ile birlikte pişirilip yenilmelidir. Hazmı sağlayan maddelerin çoğu kabuğunda bulunur. Hazmı zordur. Acı biber, karabiber, kekik eklenerek hazmı kolaylaştırılır.


Bezelye:
Kuru fasulye gibi, günlük bitkisel protein ihtiyacını karşılamada istifade edilecek bakliyelerden birisidir. Yüksek derecede protein ve nişasta içerir. Bu nedenle komple bir gıdadır. Bedenen ve zihnen çalışanlara çok faydalıdır. Hem enerji verir hem de proteini ile kasların gelişmesini ve tamirini sağlar. Günlük miktar 1 çay bardağını geçmemeli. Yanında çiğ salata, soğan, turşu bulunması çok faydalıdır.


Mercimek:
Kan yapıcı ve süt artırıcıdır. En fazla demir içeren gıdalardandır. Ayrıca B vitaminleri ve fosforu ile de çok faydalıdır. Protein miktarı da yüksektir. Bu nedenle bedenen ve zihnen çalışanlara iyi bir enerji kaynağı ve besleyici bir gıdadır.

Hamile kadınlara, bebeğin kanlı-canlı olmasına yarar. Anneyi de besleyerek zayıf düşmesini önler. Emzikli kadınlar da sütün miktarını ve beslenme değerini yükseltir. Mercimek, sinirleri kuvvetlendirir. Kara biber, zencefil ekerek hazmı kolaylaştırılabilir.


Nohut:
Vücudu kuvvetlendirir. Anne sütünü arttırır. Bol idrar söktürür, vücuttaki üre asidi ve ürat tuzlarını, fazla yemek tuzunu idrarla dışarı atar. Bol fosfor, B vitaminleri ile beyni ve sinirleri dinlendirir, tamirini ve normal çalışmalarını sağlar. Bedenen ve zihnen çalışanlara çok fayda verir. Mideyi kuvvetlendirir ve iştah açar. Nohut günde en fazla 50 gram yenmelidir. Salata, soğan, turşu ile birlikte yenmelidir.


Soya:
Sağlıklı yaşamak isteyen herkes mutlaka soya tüketmelidir. Soya; çok kuvvetli (etin 2 misli) proteine sahip bir gıdadır. Bol B vitamin ve mineral vardır. Hem nişastası ve hem de yüzde 30’dan fazla yağı ile çok kuvvetli enerji verir. Adalelerin, sinirlerin, kemiklerin gelişmesini sağlar. Sahip olduğu ve nadir yiyeceklerde bulunan lesitin maddesi ile beynin çalışmasını artırır. Hazmı kolaydır. Çok kuvvetli olduğu için günde 25 gram yeterlidir. Yemeklerde, çorba ve garnitür olarak yenilir. Salata, soğan, turşu ile yenilmelidir. Guatrı olanlar veya olmaktan korkanlar yememelidir.


Tedavi Hattı

Uykuda ağızdan su gelmesi

Bazı kimseler, uyurken ağızlarından su geldiğinden şikayet ederler. Bunun değişik sebepleri olabilir. Geç yemek, fazla yemek, karnı çok dolu iken yatmak, çok soğuk şeylerden fazla içip yatmak gibi... Aşağıdaki reçeteyi 1-2 gün uyguladıktan sonra şikayetler geçmezse, bir doktora başvurmak gerekir.

* 4 bardak suya; 1 kahve fincanı dolusu yeşil mercimek ile 1 çorba kaşığı sumak konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Soğuduktan sonra, yatmadan yarım saat önce gargara yapılır.

AYRICA; taze üzüm veya ayva yemek de çok faydalıdır.


Deride çürükler
Cilt yırtılmadan, altındaki bir kılcal damarda görülen kanamaya halk arasında “Çürük”, tıp dilinde ise, “Ekimoz” denir. Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş; çürüğün üzerine soğuk su ile kompres yapmaktır.

Ayrıca aşağıdaki reçeteler de uygulanır.

* Bir parça buğday ekmeği, ağızda çiğnenip, çürüğün üzerine konur. Kuruyunca, yenisi ile değiştirilir.

* Bir miktar nişasta ile su, hamur haline gelinceye kadar yoğurulduktan sonra çürüğün üzerine konur.

* Küçük bir alabalık, uzunlamasına kesilip, çürüğün üzerine sarılır.


Kulakta akıntı
Kulak akıntısı, dış veya ortakulak iltihabından kaynaklanır. Akıntı azsa; dışkulak iltihabı; koyu sarıysa, ortakulak iltihabı düşünülür. Mastoid iltihabının sebep olduğu akıntı ise, krem kıvamında olup, çoktur. Kulaktan kanlı akıntı gelmesi; kulak zarının delinmiş olması veya kafatası kırığından kaynaklanabilir. Doktora başvurmak gerekir.

İltihabın sebep olduğu kulak akıntılarının tedavisinde aşağıdaki reçeteler uygulanabilir:

* 1 avuç taze zeytin yaprağının ezilerek suyu çıkarılır. Üzerine, 1 kahve kaşığı süzme bal konup, iyice karıştırılır. Kulağa; günde 3 kere, birer damla konur.

* Kulağa; günde 2 kere, birer damla saf sirke damlatılır.

* Ayrıca; günde 2 kere, üçer damla papatya yağı damlatmak da faydalıdır.


Ispanak, körlük tedavisi için umut oldu
Amerika’da yapılan bir araştırmada, ıspanakta bulunan bir proteinden yapılan göz damlası sayesinde, yaşlılıktan kaynaklanan körlüğün tedavi edilebileceği bildiriliyor. Amerikalı araştırmacıların, yaşlılık körlüğü olarak bilinen ‘macular degeneration’ hastalığına çare ararken, ıspanakta bulunan ‘Photosystem One’ adlı proteini keşfettikleri, bu proteinin ürettiği elektrik enerjisinin, ışığı algılayan hücrelerin yeniden çalışmaya başladığı ve retinanın yeniden görmesini sağladığı belirtiliyor.

Doktorlar, bu proteinden yapılacak göz damlası sayesinde milyonlarca yaşlı insanın tedavi edilebileceğini kaydediyor.

Güney California Üniversitesi’ne bağlı Doheny Göz Enstitüsü’nden bir grup cerrah, yaşlılık körlüğü olan hastalara elektrot bağlayarak ışık algılama hücrelerinin yeniden işlev kazanmasını sağlıyor.

Doheny ekibi, ıspanak proteini sayesinde ortaya çıkacak kimyasal reaksiyonun göz hücreleri üzerinde uyarıcı etkisi olduğuna inanıyor. Verilen bilgiye göre ıspanak proteini 1 voltluk elektrik üretiyor ve hücrelerin uzun süre işlemesini sağlıyor. Araştırma grubunun önümüzdeki yıl fareler üzerinde deneylere başlayacağı, fareler üzerinde yapılacak deneylerde başarı sağlanması halinde, insanlar üzerinde deneylere geçileceği kaydedildi.


Salatalık yüzümüze hayat veriyor
Salatalık yüzümüze hayat veriyor. Cildi gerginleştirip canlandıran salatalık, çeşitli sebeplerle gözlerde oluşan şişlikleri de gidermek için birebir. Yapmanız gereken şey, aşağıda vereceğimiz basit salatalık maskelerini uygulamak.

* Bir adet salatalığı soyup dilimledikten sonra püre kıvamına getirecek şekilde ezin ve katılaşana kadar buzdolabında bekletin. Kullanacağınız zaman kağıt havlunun içine koyup, göz formu verin ve gözlerinizin üzerine yerleştirin. 15 dakika boyunca gözlerinizin üzerinde beklettiğiniz salatalık ezmesiyle gözlerinizdeki şişlikler inecek ve cildiniz daha pürüzsüz olacaktır.

* Küçük bir salatalığın yarısını rendeledikten sonra üzerine iki çay kaşığı kadar süt tozu ilave edin ve iyice karıştırın. bu karışımı Göz kapağınıza ve göz çevrenize tatbik edin. 10-15 dakika kadar bekledikten sonra yıkayın.


Cildinizi soğuktan koruyun
Cildimiz, özellikle kış aylarında soğuk, yağmur ve rüzgar gibi dış etkenlerden fazlasıyla etkilendiği için esnekliğini ve canlılığını kaybeder. Cilt soğuğa karşı iyi korunmazsa elde ve yüzde çatlaklar bile oluşabilir. Buna meydan vermemek için cildi yumuşak tutacak kremler kullanılmalıdır.

Ayrıca cildi eski canlılığına ve esnekliğine kavuşturmak için kolayca hazırlayıp kullanabileceğiniz maskelerden yararlanabilirsiniz. İşte bunlardan biri:

Sıkılıp süzülmüş bir çay bardağı çilek suyunun içine bir tane çiğ yumurtanın akını döküp iyice karıştırın. Daha sonra içine bir tatlı kaşığı gülsuyu ilave edin. Elde edilen karışımı, pamukla cilde sürün. Bir saat bu şekilde bekleyin. Sonra, 4 bardak ılık suya bir çorba kaşığı karbonat koyup eritin ve bu su ile cildimizi güzelce temizleyin. Bu uygulamadan sonra cildiniz eski esnekliğini, yumuşaklığını ve canlılığını yeniden kazanacaktır. (12 Şubat 2002)
 

Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.