Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:


Bütün Yazıları


Sağlıklı yaşamak için

Sarımsağın faydası saymakla bitmez

Sebzeleri karıştır kanserden korun

Sıkı giyinmek ve prostatın ilacı

Sınav stresi ve renk körlüğü

Sırt ağrısı için altın öğütler

Sindirim ve solunum sisteminin dostu

Soğanın faydaları

Soğuk algınlığına karşı 'bitki kalkanı'

Soğuk günlerin sıcak dostu SALEP

Soğuk günlerin sıcak ilacı Adaçayı

Soya gibisi yok

Soya ve sedef hastalığı

Stres için faydalı besinler

Şeftalinin faydaları ve yaz ishali

Şeker hastalığına KUDRET NARI

Şifa kaynağı Bakla

Şifa kaynağı Nar

Uykusuzluğa karşı harika formüller

Ülser ve gastritin ilacı Kudret Narı


1 2 3 4 5 6 7 8 9

 
Yazı boyutunu büyütmek için      Yazıcı için

Ruh haline göre seçilecek besinler

Tıpta artık “Nörodiyetoloji” adında yeni bir uzmanlık alanı gelişiyor. İnsanların beslenmeleriyle ruh halleri arasındaki bağlantıyı inceleyen “Nörodiyetoloji” uzmanlarına göre; karamsarlığın, moral bozukluğunun, depresyonun, stresin ve boş vermişliğin ilacı, bilinçli beslenmede yatıyor.

Bu konuda uzmanların görüşleri şöyle: “Beslenmenin, zihin ve ruh üzerinde büyük etkisi olduğunu biliyoruz. Zihnin dopingi de bilindiği gibi mineraller. Özellikle demir mutlak gerekmektedir. Zihnin olumsuz etkiler altında olduğu bir sırada, özellikle demir ve korbonhidratlı besin maddeleri yemek, ruhsal gerilimi gideriyor. Bunun için böyle durumlarda sofraya oturup doğru besin maddelerini seçerek problemi çözmek gerekiyor.”

“Nörodiyetoloji”, yani “sinirbilim diyeti”nin tbbi açıklaması da oldukça basit. Küçük proteinlerden oluşan sinir hücreleri, vücudun beslenme düzenini ayarlamaktadır. Mesela; depresyona karşı en önemli madde “Triptofan” adlı serotonine dönüşen bir aminoasittir. Serotonin ise serinkanlılığın, sakinliğin en önemli kaynağıdır. Sinirli ve gergin bir kişinin “Triptofan” yönünden zengin olan süt, hamur işi, ekmek ve tatlı yemesi onu sakinleştirecektir. Hayal kırıklığının ilacı ise kereviz ve havuç.

Hangi ruh durumuna hangi yiyecek

“Nörodiyetoloji” uzmanları, “sinirbilim diyeti”nde sıkıntılara ve ruh haline göre seçilecek besinlerin bir de listesini çıkartmış. İşte liste:

Öfke:
Kızgın ve öfkeliyseniz, sizi daha da sinirlendirecek, burnunuzdan solur hale getirecek uyarıcı niteliklere sahip olan çay ve kahveden kesinlikle uzak durun. Kırmızı eti de ağzınıza sürmeyin.

Yalnızlık sıkıntısı:
Yalnızsınız ve içiniz sıkılıp duruyor. Rahatlamak için domates, patlıcan, biber, patates yumurta ve karnabahar yiyin.

Bezginlik:
Güvensizlk ve bezginlikte peyniri, kırmızı eti unutun.

Keyifsizlik:
Hiçbir şeyden memnun olmuyorsanız, hiç keyfiniz yoksa, soğan ve pırasayı tercih edin.

Karasevda:
Pirinç ve şekerden kaçının. Bu iki gıda, melankoliyi azdırıyor.

Özgüven:
Turunçgillerin hepsi insana özgüven aşılıyor ve umut saçıyor.

Düş kırıklığı:
Kereviz ve havuç, kaybolan hayallerin, düş kırıklıklarının yaralarını sarmaya birebir geliyor.

Çekingenlik:
Kuşku ve çekingenliğe karşı mercimek en iyi ilaç.

Yorgunluk:
Çalışmaktan yıpranmaya karşı bezelye yiyin.

Endişe:
Üzerinizdeki endişeyi atmak, hata yapabileceğiniz saplantısını aklınızdan çıkartmak için marula güvenin.

Agresiflik:
Saldırganlığınızı, agresifliğinizi kontrol altında tutmak için cevize başvurun.

İhtiras:
Çok dikkat edin, çikolata her türlü isteği kamçılar, ihtirasları şahlandırır.

Hiddet:
Badem hiddeti dindirir.

Aşırı öfke:
Patlama durumundaysanız makarna, ekmek, taze meyve ve sebzeye takılın.

Zihin karışıklığı:
Kafanız karışıksa nane çiğneyin.

Depresyon:
Bergamot ve maydanoz, depresyonun bir numaralı ilacı.


Çay, birçok derdin devası
Colalar, meşrubatlar, nescafeler çıktı. Hiç biri onun tahtını bırakın yıkmayı, sallamayı bile başaramadı. Evet, çaydan bahsediyoruz. Ancak, birçok insanın tiryakilik derecesinde bağlı olduğu çayın, basit bir keyif maddesi değil mükemmel bir şifa kaynağı olduğunu biliyor muydunuz?... Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fevzi Keleş, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada; Türkiye’de en fazla tüketilen içecek olan çayın, bazı hastalıklara ilaç kadar etki ettiğini söyledi.

Prof. Keleş, çayın vücuttaki zararlı maddeleri yok ettiğini, ishali durdurduğunu ve böbreklerin daha iyi çalışmasını sağladığını belirtti. Ağır ve yağlı yemeklerden 1 saat sonra içilen çayın hazmı kolaylaştırdığını ifade eden Prof. Keleş, “Çay, vücutta metabolizma sonucu oluşan zararlı atık ve zehirli maddeleri azaltıp yok ediyor. Bu olumlu etki, çaydaki (P) vitamini diye adlandırılan antioksidan özellikli fenolik bileşiklerden kaynaklanıyor. Çay, bu yönüyle de bazı kanserlere karşı insan vücudunu koruyor. Çaya rengini veren fenolik bileşikler, damar çeperlerini güçlendiriyor. Sonuçta damar çeperlerinin yırtılması sonucu meydana gelebilecek, başta beyin kanaması olmak üzere her türlü kanama riskini azaltıyor” dedi.

Diğer faydaları
Aşırı miktarda olmamak şartıyla içilecek olursa bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Sinirleri uyarır. Mide tembelliğini giderir. İdrar söktürür. İshal ve dizanteriyi keser. Damar kireçlenmesini önler. Damar sertliği, kalp yetersizliği, kan kanseri, guatr, nefrit, kolera ve bağırsak hastalıklarında koruyucu ve tedavi edicidir. Haddinden fazla içilecek olursa çarpıntı, göğüs anjini, sinir bozukluğu, baş ağrısı, sıkıntı, mide bulantısı, el titremesi ve uykusuzluğa sebep olabilir. Şişmanlar, kalp, sinir, mide ve karaciğer hastaları, romatizma ve nikristen şikayet edenler, böbreklerinde kum veya taş olanlar, kabızlık ve yüksek tansiyondan yakınanlar, üremi veya albüminüri olanların, çayı daha az içmeleri tavsiye ediliyor. (05 Mart 2002)
 

Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.