Dünyada her yıl 28 Ocak-3 Şubat tarihleri arasında “Tuza Dikkat Haftası” düzenleniyor. Bu yılki etkinliklerin ana teması ise “Çocuk ve Tuz” olarak belirlendi. Önemine binaen biz de bugün köşemizde bu konuya bir yer verelim istedik.

Son yıllarda, özellikle çocuklar arasında tüketimi hızla artan cips ve benzeri gıda maddelerinin içeriğindeki aşırı tuzun gelecek nesiller için büyük tehlike oluşturduğu şüphesiz. Geçen yıl, bu konuda İngiltere’de yapılan bir araştırma, tehlikenin boyutlarını açıkça ortaya koyuyor. Çünkü; bu tür gıdalarla beslenen çocukların tansiyonu, normal beslenen çocuklara oranla çok daha yüksek çıkmıştı. Bilim adamları, bu sonuca göre; çocukların, daha yetişkinlik çağına gelmeden tansiyon hastası olacağını söylüyor.


Sağlığı tehdit ediyor
Çocuklar tarafından severek yenilen bir porsiyon patates veya mısır cipsinde, bir yetişkinin ihtiyacı olan günlük maksimum tuz limitinin yarısı kadar tuz bulunuyor. Bu sebeple anne-babaların, çocuklarının yiyeceklerindeki tuz miktarına özen göstermeleri gerekiyor.

Aşırı tuz tüketimine bağlı yüksek tansiyon sadece kalp krizi ve felç riskini tetiklemekle kalmıyor. Araştırmalara göre; mide kanseri ve kemik erimesi olarak bilinen osteoporozun da fazla tuz tüketimi ile ilişkisi bulunuyor. Hatta yüksek oranda tuz kullanımı astım belirtilerini de ağırlaştırabiliyor. Uzmanlara göre, özellikle çocukların tükettiği tatlı bisküvi, kek, puding gibi bazı gıdalarda bile yüksek oranda tuz bulunabiliyor ve bu gıdalar “tatlı” olarak görüldüğü için aileler çocuklarının ne kadar yüksek oranlarda tuz tükettiklerini fark etmiyor.


Üç kişiden biri
Konunun ülkemiz için özel bir önemi olduğuna dikkat çeken Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Arıcı, yaptığı açıklamada “Tuz, hipertansiyon gelişiminde en önemli risk faktörlerinden birisidir. Derneğimizin daha önce yaptığı çalışmalar ülkemizde 18 yaş üzerinde her 3 kişiden 1’inin hipertansiyonu olduğunu göstermiştir. Eğer çocuklarda ve yetişkinlerde tuz tüketimine dikkat edilmez ise, ilerleyen yıllarda daha çok erişkin hipertansiyon ve getirdiği sağlık problemleri ile karşı karşıya kalacaktır” dedi.


Kim ne kadar almalı?

Yaş gruplarına göre alınması gereken günlük maksimum tuz miktarları şu şekildedir:

1-12 aylar 1 g

1-3 yaşlar 2 g

4-6 yaşlar 3 g

7-10 yaşlar 5 g

11-14 yaşlar 6 g

Yetişkinler 6 g


Canlandırıcı cilt maskeleri
Kış aylarında; soğuk, yağmur, rüzgâr gibi etkenlerle cildiniz canlılığını kaybedebilir. Eğer cildinizin yeniden canlı ve pırıl pırıl görünmesini istiyorsanız, aşağıdaki canlandırıcı maskelerden yararlanabilirsiniz. Çünkü bu maskeler yüzünüzün su, nem, krem gibi ihtiyaçlarını karşılayıp, cildinizin ışıldamasını sağlayacaktır.

* Bir çorba kaşığı kil ile bir olgun domatesi ezip karıştırarak krem kıvamına getirin ve yüzünüze sürün. 20 dakika bekletip sonra ılık suyla yıkayın.

* Bir çorba kaşığı süzme yoğurdu, bir çorba kaşığı kil ile karıştırın. Karışımı yüzünüze sürüp 20 dakika kadar bekledikten sonra yıkayın.

* Bir yumurtanın akı, bir küçük boy salatalık ve bir tatlı kaşığı taze kremayı, bulamaç haline getirin. Bu karışımı yüzünüze sürün. Yarım saat kadar bekleyip ılık maden suyuyla temizleyin. Cildiniz, gerginleşip canlanacaktır

* Bir elmayı rendeleyin, az miktarda süt ile pişirin. Ilık olarak göz çevresi hariç yüzünüze sürün. Kuruyunca ılık su ile yıkayın. Daha sonra gül suyu sürün. Bu maske, normal cilde sahip olanlar için idealdir.


AKLINIZDA BULUNSUN

Kalp için kırmızı biber

* Tansiyonu ve kolesterolü düşüren kırmızı bibere acı tadını veren kapraicin adlı madde, güçlü bir antioksidandır. Bu sebeple kırmızı biber, kalp hastalıkları ve kansere karşı koruyucudur.


Kolesterole nar suyu

* Nar suyu, kötü kolesterolün (LDL) sebep olduğu damar sertliği ve tıkanıklığı gibi problemlere karşı etkilidir. Ayrıca ishali kesici etkisi de bulunmaktadır.


Brokoli, midenin dostu

* Brokoli, mide ülserine sebep olduğu bilinen “helicobacter pylori” virüsüyle savaşan en yararlı besin maddelerinden biridir. Aynı zamanda ülser ve mide kanseri riskini önemli ölçüde azaltmaktadır.
(03 Şubat 2008)