Son 50 yılda yapılan istatistiklere göre ölüm sebeplerinin ilk sırasında kalp krizleri yer almaktadır. Kalp krizlerine yol açan rahatsızlıkların başında ise yüksek tansiyon, kolestrol, sigara ve şeker hastalığı gelmektedir. Bu istatistiklerden de anlaşılacağı gibi, kolestrol kalbimizin baş düşmanlarından biridir ve son yıllarda en çok tartışılan sağlık problemidir. Bu sebeple, tedavi edilmediği zaman çok önemli sağlık problemlerine yol açan kolestrolü, özellikle de doğru ve bilinçli beslenme ile kontrol altında tutmanın yollarından söz etmek istiyoruz.

Aslında; kan dolaşımımızda bulunan ve hücrelerin dayanıklılığından sorumlu olan kolestrol, hayati açıdan büyük önem taşıyan yağ benzeri bir maddedir. Ancak, kolestrol düzeyinin yüksek olması, kalp krizi ve felç açısından büyük risklere sebep olmaktadır.

Harika yiyecekler
Peki, doğal yollarla kolestrolü kontrol altında tutmak veya yüksek kolestrolü normal ölçülere indirmek mümkün mü? Bu tür rahatsızlığı olanlar nasıl beslenmeli? Hangi besinler kolestrol değerlerini düşürüyor? Bunun için özellikle lif ve posa yönünden zengin olan gıda maddeleri ve bitkileri bolca tüketmemiz gerekiyor. Sebze ve meyvelerdeki lifler, kendini damarlarda dolaşan kolestrol dokularına bağlayarak, onların hem damarlara yapışmasını önlüyor hem de vücuttan dışarı atılmasını sağlıyor. Sarımsak, soğan, havuç, enginar, brokoli, kereviz, patates, domates, maydanoz, limon, elma, greyfurt, portakal, keten tohumu, ceviz, fındık, zencefil, zeytin, kuru fasulye ve soya ürünleri, kırmızı biber, marul, ayçiçeği tohumu, salatalık, kuşkonmaz, bamya, karnabahar, ıspanak, incir, çilek, balkabağı, turp, kayısı, ve tahıllar, kalp-damar hastalıklarına yol açan kolestrolün düşürülmesinde faydalı olan yiyeceklerden bazıları.

Kabuğuyla tüketin
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Utku Çopur da, kolestrol diyetinde posalı besinlere bol miktarda yer verilmesini, meyve-sebzenin daha çok tüketilmesini ve kızartma, sakatat türü yiyeceklerden uzak durulmasını tavsiye ediyor. “Mümkünse meyveler kabuğuyla birlikte tüketilmeli ve meyve suları yerine meyvenin kendisi yenmeli” diyen Çopur; yulaf, arpa ve pirinç kabuğunda bulunan posanın, karaciğerde kolestrol sentezini engelleyerek, kan kolestrolünün düşürülmesinde etkili olduğunu da belirtiyor.

Kaç tip kolestrol var?
Kolestrolün birkaç tipi vardır. Ancak bunları iki ana başlık altında toplayabiliriz:

HDL (iyi) kolestrol:
Kandaki kolestrolün dörtte biri HDL kolestrol tarafından taşınır. HDL, kolestrolü karaciğere taşıyarak kandan uzaklaştırılmasını sağlar ve böylece damar duvarındaki birikimini engeller. HDL kolestrol düzeyi arttıkça kalp krizi riski azalır.

LDL (kötü) kolestrol:
Kandaki miktarı yüksek olduğunda kalbi ve beyni besleyen damarların duvarında birikmeye başlayan kötü kolestrol, sert bir birikim oluşturur. Bu duruma ateroskleroz (damar sertliği) denir. Bu tıkanma, kanın damar içinde akışını zorlaştırır. Hayati önemi olan organlara yeterli kan gitmesini önler. Bu tıkanma kalbi besleyen damarlarda olursa kalp krizi, beyni besleyen damarlarda olursa inme (felç) oluşur. Özetle LDL kolestrolün düzeyi arttıkça hayatı tehdit edici hastalıkların riski de artar.


Kolestrolü yükselten sebepler

- Yüksek kalorili ve kolestrolden içeren gıdaları çok tüketmek
- Yüksek tansiyon
- Şeker hastalığı
- Böbrek, karaciğer, tiroid hastalıkları
- Sigara, alkol
- Stres
- Hareketsiz bir hayat tarzı

Normal değerler nelerdir?
Total Kolestrol: 200 mg/dl’den düşük olmalı.
LDL ( kötü ) Kolestrol: 100 mg/dl’den düşük olmalı.
HDL (iyi) Kolestrol): 40 mg/dl’den yüksek olmalı.


Cildinizi soğuktan koruyun
Özellikle kış aylarında soğuk, yağmur ve rüzgar gibi dış etkenlerden fazlasıyla etkilendiği için cildiniz, esnekliğini ve canlılığını kaybeder. Cilt soğuğa karşı iyi korunmazsa elde ve yüzde çatlaklar bile oluşabilir. Buna meydan vermemek için cildi yumuşak tutacak kremler kullanılmalıdır. Ayrıca cildi eski canlılığına ve esnekliğine kavuşturmak için kolayca hazırlayıp kullanabileceğiniz maskelerden yararlanabilirsiniz...

Pratik bir maske
Sıkılıp süzülmüş bir çay bardağı çilek suyunun içine bir tane çiğ yumurtanın akı dökülüp iyice karıştırılır. Daha sonra içine bir tatlı kaşığı gülsuyu ilave edilir. Elde edilen karışım, pamukla cilde sürülür. Bir saat bu şekilde beklenir. Sonra, 4 bardak ılık suya bir çorba kaşığı karbonat konup eritilir ve bu su ile cildimiz güzelce temizlenir. Bu uygulamadan sonra cildiniz eski esnekliğini, yumuşaklığını ve canlılığını yeniden kazanacaktır. (19 Aralık 2006)