Kurtuluş kabak çekirdeğinde
Prostat bezi; erkeklerde idrar torbasının boynu ile idrar yolu (üretra) başlangıcını çevreleyen ceviz büyüklüğünde bir guddedir. Bu bez, yaşlılık dönemlerinde büyümeye başlayıp, rahatsızlık verebilir. Hastalığın belirtileri; gecenin son kısmında idrara kalkmak, gündüzleri sık sık idrar yapmak, idrar yapmakta zorluk, idrarın yavaş yavaş akmasıdır. Her erkek 50 yaşından sonra az ya da çok prostat büyümesinin getirdiği rahatsızlıklardan yakınmaya başlar. Yapılan araştırmalarda, bal kabağından elde edilen kabak çekirdeği ve yağının, prostat büyümesini yavaşlattığı hatta önlediği ortaya çıkmıştır. Bilim adamlarına göre, kabak çekirdeğinde bulunan “phytosterin” maddesi, kandaki kolesterolü azaltıyor, prostat büyümesi ve prostat kanserine iyi geliyor...
Açıkçası mükemmel bir sağlık kaynağı. Bu sebeple, kuru yemiş yiyecekseniz, tercihinizin kabak çekirdeği olmasında yarar var. Kalın bağırsak kanseri riskini de önemli oranda azaltan etkisi olduğu tespit edilen kabak çekirdeğinin faydaları bu kadarla da kalmıyor. Bol miktarda E vitamini ihtiva ettiği için hücre zarlarının okside olarak erken bozulmasına engel oluyor. Böylece vücut geç yaşlanıyor ve dinç bir ihtiyarlık dönemi geçiriliyor.
Mükemmel bir kurt ilacı Tenya denilen bağırsak kurtlarını dökmede de tuzsuz kabak çekirdeği harika bir ilaçtır. Hem çok etkin, hem de tümüyle zararsızdır. Bir avuç dolusu kabak çekirdeği kabuğu ile birlikte, dört öğünde iyice çiğnenerek yenir. Gece yatarken de yarım kaşık Hint yağı içilir. Bu uygulama bağırsak kurtlarını dökecektir. Kürü tekrarlamanın hiçbir yan etkisi yoktur.
Ayrıca şu formüller de çok yararlıdır: * 10 çorba kaşığı (100 gram) soyulmuş kabak çekirdeği, 5 çorba kaşığı (50 gram) kakao ile karıştırılır. Üzerine azar azar soğuk su dökülerek, macun hâline gelinceye kadar karıştırılır. Macun hâline geldikten sonra, 20 eşit parçaya bölünür. Her bir parça, pudra şekerine bulanarak hap yapılır. Bir gün önce, hiçbir şey yenmez. Ertesi sabah, aç karnına 2 tatlı kaşığı Hint yağı içilir. Sonra onar dakika ara ile haplar çiğnenerek yutulur. Çok etkili bir terkiptir. Hamilelerin, kesinlikle kullanmaması gerekir.
* Büyükler için; 6 çorba kaşığı soyulmuş kabak çekirdeği; küçükler için; 3 çorba kaşığı soyulmuş kabak çekirdeği, kendisinin bir misli süzme bal ile karıştırılır ve aç karnına bir kerede yenir.
Almanları şaşırtan tespit! 1960’lı yıllarda Almanya’ya ilk giden Türk erkekleri üzerinde yapılan bir araştırmada, prostat kanserinin daha az görüldüğü tespit edilmiş. Uzun araştırmalardan sonra ortaya; Türklerin, Almanlar tarafından hiç tüketilmeyen kabak çekirdeğini, bol miktarda tükettikleri ortaya çıkmış. Bunun üzerine yapılan laboratuvar tetkiklerinde, kabak çekirdeğindeki kadınlık hormonu etkisi yapan maddenin, Türkleri prostat kanserinden koruduğu belirlenmiş. Şu anda kabak çekirdeği ilaç değerinde, tüm dünyada prostat kanserinden korunmak için yeniyor veya kapsül şeklinde yutuluyor.
Burun akıntısına dikkat! Çocuklarda çok sık görülen burun akıntısı genellikle dikkate alınmayan bir konudur. Oysa burun akıntısı bazı hastalıkların habercisi olabiliyor. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Pediatrik Alerji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Reha Cengizlier, “Burun akıntısı bütün çocukluk dönemini ilgilendiren çok önemli bir problemdir” diyor.
Prof. Dr. Cengizlier, burun akıntısının bebeklikten, erişkin yaşa kadar en sık karşılaşılan rahatsızlardan birisi olduğunu vurgulayarak şu bilgileri veriyor: “Akıntının çeşitli sebepleri var. Bunların en önemlisi enfeksiyonlardır. Enfeksiyonlardan da en fazla nezle, burun akıntısına yol açan bir virüs hastalığıdır. Ayrıca grip, nezle dışı diğer enfeksiyonlar sırasında da burun akıntısı görülür. Bakteriyel enfeksiyonlar da yine burun akıntısı ile kendini gösterebilir. Bunların içinde en çok görüleni sinüzittir. Sinüzit, bir haftadan uzun süren burun akıntılarında mutlaka akla gelmesi gereken bir hastalıktır.”
Ağızdan nefes almak çözüm değil Prof. Dr. Reha Cengizlier, küçük çocuklarda burun akıntısının burun tıkanıklığı ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirterek şunları söylüyor: “Burun akıntısı ile aileler her zaman kendileri baş edemezler. Çocuk burundan nefes alamadığı zaman ağzından almaya çalışır. Ağızda gerekli koruma mekanizmaları olmadığı için de havanın içindeki zararlı maddeler direkt olarak akciğerlere ulaşacak, bu sefer de başka hastalıklara yol açacaktır. Burnu açmak için bazı ilaçlar, koruyucu sıvılar kullanılabilir. Ancak bunlar hiç korkmadan güvenle rahatlıkla uzun süre kullanılacak ilaçlar değildir. Özetlersek burun akıntısının uzaması halinde hekime gösterilmesi gerekir.” (10 Şubat 2008)
|