0-3 yaş arası televizyon zararlı mı?
0-3 yaş döneminde çocukların duygusal açıdan doyum sağlamaları, sağlam ve güçlü bir kişilik geliştirmelerine zemin hazırlar. Bu dönem için bebeği okşamak, kucaklamak, konuşmak, sevildiğini hissettirmek, oynamak, birlikte vakit geçirmek, onu gezdirmek, gelişimine çok büyük katkılarda bulunur. Bebek ile birlikte vakit geçirmek, onun insanlar arası ilişkilere yabancılaşmasını engeller ve önce aile ortamını ve yavaş yavaş sosyal çevresini tanımasına yol açar. Çocuk, bakımı veren (anne veya bakıcı) aracılığı ile iletişim geliştirmeye, kendini ifade etmeye, ihtiyaçlarını anlatmaya çalışarak insanlarla etkileşim içerisine girmeye başlar.
Çocuk, sosyal ortamda iletişimin temel esası konuşma olduğu için konuşmayı öğrenmek zorundadır. İnsanlar tarafından sevilmek için, onları anlamak, onların duygusal uyarılarına cevap vermek zorundadır. Çocuk sosyalleşmek ve iletişim kurmak için etrafındakilerden özellikle de bakım veren kişiden teşvik almak zorundadır.
Çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak , onun dertleri ile ilgilenmek, birlikte vakit geçirmek, öpmek, konuşmak, oynamak vb. gibi yapılan girişimler ile çocuğa sevildiğini hissettirerek, gelişimi için bir teşvik oluşturulmalıdır. Konuşma, etraf ile ilgilenme, sosyal ortamların gereklerini yerine getirme, insanlar ve yaşıtları ile ilgilenme, ihtiyaçlarını insanlara anlatma, insanlara duygusal yakınlık kurma, cansız varlıklardan çok canlı varlıklar ile ilgilenme gibi birçok psikososyal faktör çocuklarda bu iletişim ve etkileşim ortamında kendiliğinden meydana gelmeye başlar.
Çocuk, duygusal ve sosyal uyarıdan mahrum, sevgiden uzak, konuşmasına, bakışına, gülümsemesine karşılık vermeyen, gönderdiği iletişim ve etkileşim mesajlarına cevap vermeyen, sert, soğuk, cansız bir cismin (TV) karşısında kaldığında , sosyalleşme ve bireyselleşme eksik veya yetersiz kalacaktır. (09 Haziran 2005)
TV karşısında aşırı miktarda kalan çocukta (günde 1 saatin üzerinde), sosyal gelişim (duygusal etkileşim ve karşılık verme, sosyal ortamlara uyum, insanlar ile ilgilenme, onlara yakınlık gösterme, yaşıtlarına ilgi vb.) ve iletişim (konuşma, anlamlı jest ve mimikler, heceleme, agulama, ses çıkarma, cümle kurma vb.) için gerekli olan fonksiyonların gelişiminde gecikmeler veya yetersizlikler görülür. Bütün bu nedenlerden dolayı bebekler için birlikte geçirilecek vakit yerine çocuğun TV karşısında kalması son derece sakıncalıdır.
Uzun süre aşırı miktarda (günde 1 saatin üzerinde) TV karşısında kalan çocuklarda bazı psikiyatrik tablolar gelişebilir. Bu tür çocuklarda etrafa karşı ilgisizlik, seslenince bakmama, göz kontağı kurmama, insanlara ve yaşıtlarına ilgisizlik, onlarla duygusal ve sosyal iletişime geçmeme, kendi halinde olmaya çalışma, kendi etrafında dönme, sallanma, cansız nesneler ile ilgilenme, konuşmama, cümle kurmama, iletişim ve etkileşimde problemler, duygusal olarak karşılık verememe vb. birçok belirti görülebilir. Bu nedenle anne babaların özellikle bu yaş için TV izleme konusunda sınırlamalar -mümkünse hiç seyrettirmeme- ile birlikte durumu yönlendirmeleri, normal gelişim için uygun olur.
Aynı zamanda bu yaş içindeki bebek veya küçük çocuk ile hem anne hem de babanın, mümkün olduğunca birlikte vakit geçirme, oyun oynama, konuşma, sevdiğini belli etme, duygusal yakınlık gösterme, onun ile gezme, fiziksel bakımını ihmal etmeme, normal gelişim basamakları konusunda dikkatli olma, diğer çocuklar ile etkileşim ve iletişimine zemin hazırlama, sadece onun için belli zamanlar ayırma, masal anlatma vb. birçok faaliyeti yapmaları uygun olur. (16 Haziran 2005)
|