İki cihan sultanı olmak
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Dünya ile âhiret arası göz açıp kapayıncaya kadardır. Bu dünya hayâldir ve geçicidir. Asıl hayat, âhiret hayatıdır ve ebedidir. Orada da Cennetten ve Cehennemden başka yer yoktur.

Allahü teâlâ, (Kulum benden ne isterse ona o kapıları, o yolu açarım) buyuruyor. Kalbimizdeki istikamet çok önemlidir. Nereye yöneldiğimize, neye niyet ettiğimize bakalım, iyi düşünelim.

Dünya sultanı değil, âhiret sultanı olmaya bakmalı. İbrahim bin Edhem hazretleri, Dicle’nin kenarında oturup, hırkasını yamarken, saray mensubu eski arkadaşları kendisini görüp, hâline şaşırırlar, (Kalsaydın ne güzel sultandın, derviş oldun da eline ne geçti?) derler. İbrahim bin Edhem hazretleri, onlara uzun uzun baktıktan sonra elindeki iğneyi nehre atıp, (Ey Allah’ın mahlûkları, benim iğnemi getirin!) der. Bütün balıklar, iğneyi getirmek için yarışa başlarlar. İbrahim bin Edhem hazretleri de iğnesini alıp, (Elime bu iğne geçti. Size sultan olacağıma, bunlara sultan oldum) buyurur.

İnsan nereye sultan olacağına iyi karar vermeli, tercihini iyi yapmalı. Ne sattığını ve buna karşılık neyi aldığını iyi düşünmeli!

O hâlde kendimize gelelim, ömür su gibi akıp gidiyor, biz de geldik gidiyoruz. Kıldığımız namaz son namazımız olabilir, çünkü her gün binlerce kişi ölüp âhirete gidiyor. Bugün değilse yarın, yarın değilse bir başka gün, mutlaka Azrail aleyhisselam emaneti alacaktır. Sonunda hepsi yok olacak olan bu dünya malı ve rütbesi için günaha girmek, haram işlemek akıl kârı değildir. Dinimizi öğrenmemiz, öğrendiklerimizi tatbik etmemiz, vaktimizi boşa harcamamamız lâzımdır. Allah indinde makbul olan, mal ve rütbe değil, takva, yumuşaklık, insanlara iyilik ve dinimize hizmet etmektir.

En büyük korkumuz son nefeste Allah korusun kâfir olarak can vermektir. Çünkü küçük günaha devam, büyük günah olur. Büyük günaha devam küfre götürür. Kâfirin cezası da Cehennemde sonsuz yanmaktır. Bundan daha büyük felaket olur mu?

Din kitaplarımız, bu dünyanın alçaklığını, bu günahların felaketini, âhiretin azaplarını uzun uzun yazıyor. Peki, kurtulmanın çaresi ne? Bunun bir tek çaresi var. O da kurtulanlarla yani doğru iman sahibi olanlarla, takva ehliyle, günahtan kaçanlarla beraber olmaktır. Çünkü (İnsanın dini, arkadaşının dini gibidir) buyuruluyor.

Sırat köprüsünde yedi sual

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Sırat köprüsünde her Müslümana, imandan, namazdan, oruçtan, hacdan, zekâttan, gusülden ve kul hakkından olmak üzere yedi sual sorulacaktır. Kul hakkı ile ilgili sualden, masum oldukları hâlde, Peygamberler bile korkarlar) buyuruyor.

1- İman: İman, Amentü’de bildirilen altı hususa inanmaktır. İmanı olmayanlar Cehenneme girip sonsuz kalacaktır. Onun için imanı gideren hususları iyice öğrenmeliyiz. Mesela İslamiyet’in herhangi bir hükmünü hafif görenin veya (Bu zamanda böyle olmaz) diyenin imanı gider. Ümmet-i Muhammed’den olup, itikadı bozuk olanlar Cehenneme girerlerse de, zerre imanları olduğu için, orada sonsuz kalmazlar. Dört hak mezhepten birinde olup Ehl-i sünnet itikadında olanlar ise Cehenneme girmez, ikinci suale çekilirler.

2- Namaz: Şartlarına uygun şekilde kılınmalı ve hiçbir kaza namazı borcu olmamalı. Namaz, din demektir. Namazsız din olmaz.

3- Oruç: Orucu severek tutmalı. Çok faziletlidir. Allahü teâlâ, (Her iyiliğe, 10 mislinden 700 misline kadar sevab verilir, fakat oruç bana mahsustur, onun mükâfatını ben veririm) buyurdu. İmsak ve iftar vakitleri için temkin müddetini dikkate alan, doğru takvimlere uymalıdır.

4- Hac: Haccın şartlarını iyice öğrenip yerine getirmeli. Mesela Arefe günü Arafat’ta vakfeye durmayanın haccı sahih olmaz. Onun için Zilhicce ayının hilâlini gözetlemek ve Arefe gününü doğru şekilde tespit etmek gerekir.

5- Zekât: Zekâtı verilmeyen mal, para, Cehennem ateşinde kızdırılıp, sahibinin alnına, böğrüne, sırtına mühür gibi basılacaktır. Zekât, şartlarına uygun şekilde verilmelidir.

6- Gusül: Guslün şartlarına dikkat etmeli, guslümüz fıkıh kitaplarına uygun olmalı.

7- Kul hakkı. Üzerinde kul hakkı olanın sevabı alınıp hak sahibine verilecek, sevabı yoksa onun günahı buna yüklenecektir. Hırsızlık ve gasp, kul hakkı olduğu gibi, kalb kırmak, iftira ve gıybet de, hep kul hakkıdır.

Cennete girmek isteyen, bu yedi suale şimdiden hazırlanmalıdır.

www.ailevekadin.com