Böyle iman birliği mi olur?
Sual: Yahudilik ve Hıristiyanlık da hak dindir. Cennet Müslümanların tekelinde değildir. Onlar da Cennete gidecektir. Çünkü Onlar da Allah’a, Kitaplara ve Peygamberlere inanıyorlar. Ehl-i kitapla iman birliğimiz olduğu halde kim Ehl-i kitaba kâfir diyebilir?
CEVAP
Ehl-i kitaba kâfir diyen, Allahü teâlâdır. Aşağıda bu âyetlerden birkaçı bildirilmiştir. Ehl-i kitap, Müslümanlığa inanmıyor. Müslümanlığa inanmayanlarla imanda ne birliği olur ki?

Hazret-i Musa’nın getirdiği din bozulunca ve Tevrat’ta değişiklikler yapılınca Allahü teâlâ, Hazret-i İsa’yı gönderdi. Musevilik böylece yürürlükten kalkmış oldu. İsevilik çok geçmeden bozuldu. Pavlos isimli bir Yahudi, Hıristiyanlığı iyice bozdu. Ortaya birbirinden farklı İnciller çıktı. Aralarında eleme yapılarak İncillerin sayısı dörde indirildi. Allahü teâlâ tarafından bir daha değişmemek ve hep baki kalmak üzere İslam dini geldi. Amentü’deki altı esasa inanmayanlarda iman birliği olur mu? İmanın altı esasından birisini bile kabul etmeyen nasıl imanlı olur? Ehl-i kitapla [Yahudi ve Hıristiyanlarla] imanın altı esasında da farklı inanca sahibiz. Bunların en barizi, tevili mümkün olamayanları, Kitaplara ve Resullere imandır.

Müslüman, bütün peygamberlere inanır. Birini bile kabul etmeyen Müslüman olamaz. Ehl-i kitap, Muhammed aleyhisselamı peygamber olarak kabul ediyor mu? Kabul etseler, Müslüman olurlar. Kur’an-ı kerimde bütün peygamberlere iman gerektiği bildiriliyor. Bir âyet-i kerimenin meali şöyledir:
(Onlar gayba inanırlar, namazı doğru kılarlar, kendilerine rızk olarak verdiğimizden de [Allah yolunda] harcarlar. Sana gönderilene [Kur'ana], senden öncekilere [Resullere] gönderilene [Tevrat, İncil ve diğer kitaplara] ve ahirete yakînen iman ederler.) [Bekara 3, 4]

Muhammed aleyhisselama iman edip, Ona uymak ise hassaten [özellikle] bildiriliyor. Üç âyet-i kerimenin meali de şöyledir:
(Allah’a ve Onun ümmi nebi olan Resulüne iman edin, ona uyun ki doğru yolu bulasınız.) [Araf 158]

[Ey habibim, Ehl-i kitaba] De ki: (Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki Allah da sizi sevsin.) [Al-i İmran 31]

(De ki: Allah’a ve Resulüne itaat edin! Eğer
[uymayıp] yüz çevirirlerse, [kâfir olurlar] Elbette Allah kâfirleri sevmez.) [Al-i İmran 32] (Bir önceki âyette, Resule uymak, iki öncekinde ise, Allah’a iman gibi resulüne de iman edilmesi emrediliyordu. Bu âyette ise, Resule itaat etmeyenin kâfir olduğu, Allah’ın da kâfirleri sevmediği bildiriliyor. Ehl-i kitap, Peygamberimize inanıp ona uyuyor mu?)

Hak olan din yalnız İslamiyet’tir Üç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Allah indinde hak din ancak İslam’dır.) [Al-i İmran 19]
(Sizin için din olarak İslam’ı beğendim.) [Maide 3]
(İslam’dan başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.) [Al-i İmran 85]

Bütün kitaplara iman şarttır. Özellikle de, (Sana indirilene [Kur’ana]) buyuruluyor. (Bekara 4)

Peygamber efendimize inanmayanın akıbetini bildiren bir çok âyet-i kerime vardır. Üçünün meali şöyledir:

(Allah’a ve Resulüne inanmayan
[kâfir olur] kâfirler için de çılgın bir ateş hazırladık.) [Feth 13]

(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.)
[Enfal 13]

(Kimi, ona
[Resulüme] iman etti, kimi de, ondan yüz çevirdi. Bunlara da çılgın ateşli Cehennem yetti. Âyetlerimizi inkâr ederek kâfir olanları elbette ateşe atacağız.) [Nisa 55-56]

Demek ki sadece Allah’a inandım demek yetmiyor, Resulüne de inanmayan kâfir oluyor. Kitap ehli, Allah’ın Resulüne inanıyor mu? Resulullaha inanmak demek, Onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanmak ve hepsini beğenmek demektir.

Ehl-i kitapla Allah inancında da ittifakımız yok. Çünkü Hıristiyanlar teslise [üç tanrıya] inanırlar, Hazret-i İsa’ya Allah’ın oğlu dediler, Yahudiler de, Hazret-i Üzeyir’e Allah’ın oğlu dediler. Bu nasıl iman birliği ki?

Ehl-i kitapla ilgili birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:

(Yahudiler, Üzeyir’e, Hıristiyanlar da İsa’ya Allah’ın oğlu dediler. Daha önceki kâfirlerin sözlerini taklit ediyorlar. Allah onları kahretsin.)
[Tevbe 30] (Ehl-i kitap, diğer kâfirleri taklit ettikleri için lanetlendi.)

(İbrahim ne Yahudi, ne de Hıristiyandı. O Allah’ı tanıyan doğru bir Müslüman idi.)
[Al-i İmran 67] (Her peygamber gibi Hazret-i İbrahim de Müslüman idi. Ehl-i kitap hak olsa idi, böyle denmezdi.)

(İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarının Yahudi veya Hıristiyan olduğunu söyleyenlere de ki: siz mi iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı? Allah’ın bildirdiğini gizleyenden daha zalim kim olur?)
[Bekara 140] [Her peygamber Müslüman idi, Ehl-i kitap ise bâtıldır.]

([Senden önce peygamberlere] iman edenler, Yahudi, Hıristiyan ve sabiinlerden Allah’a ve ahirete inanıp salih amel işleyenler için elbette Rablerinin katında mükafatlar vardır.) [Bekara 62]
[Hazret-i Musa zamanında, ona inanan Yahudiler ve Hazret-i İsa zamanında ona inanan Hıristiyanlar, elbette Cennete gidecektir. Çünkü, bütün peygamberler gibi Hazret-i Musa da, Hazret-i İsa da Müslüman idi.]

(De ki: "Ey Ehl-i kitap, gelin aramızda şu müşterek söze uyalım: “Ancak Allah’a kulluk edelim, Ona şirk koşmayalım, Allah’ı bırakıp insanları Rabler edinmeyelim" Yine de, yüz çevirirlerse, "Şahit olun ki, biz Müslümanız" deyin!)
[Al-i İmran 64] (Ehl-i kitap buna yanaşmadı, yani Müslüman olmadılar.)

(Ehl-i kitap
[İslam’a] iman edip, [kötülüklerden] sakınsalardı, kötülüklerini örter ve onları nimetleri bol Cennete sokardık.) [Maide 65] (Ehl-i kitap hak olsa idi, imana davet edilmezdi.)

(Sen, onların dinine uymadıkça, Hıristiyanlar ve Yahudiler senden hoşnut olmazlar. De ki "Doğru yol, ancak Allah’ın
[bildirdiği İslamiyet] yoludur.") [Bekara 120] (Yani, Ehl-i kitap, doğru yolda, [Allah’ın bildirdiği İslamiyet yolunda] değildir. Ehl-i kitabın bozuk dinine girmedikçe, Resulullahtan hoşnut olmazlar.)

(Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar,
[İslam düşmanlığında] birbirinin dostudur. Onları dost edinen de onlardan [kâfir] olur. Allah, [kâfirleri dost edinip kendine] zulmedenlere hidayet etmez.) [Maide 51] (Ehl-i kitap hak olsa idi, onlara dost olana kâfir denmez idi.)

(“Yahudi veya Hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız” diyenlere de ki: “Aksine biz, hanif
[doğru olan] İbrahim’in dinine uyarız.”) [Bekara 135] [Ehl-i kitap hak olsa idi, sözleri reddedilmezdi. Hazret-i İbrahim’in dini olan İslam’a uyan kurtulur.]

(
[Kitap ehli olan Yahudi ve Hıristiyanlar] Sizin inandığınız gibi inanmış olsalar, [Müslüman olurlar ve] doğru yolu bulmuş olurlar.) [Bekara 137] (Ehl-i kitap hak olsa idi, inançları ve yolları bozuk denmezdi.)

([Ehl-i kitap] "Yahudi ve Hıristiyanlar hariç hiç kimse Cennete girmeyecek" dediler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: "Doğru söylüyorsanız delilinizi getirin." Hayır onların dedikleri gibi değildir.)
[Bekara 111,112] [Şu halde Ehl-i kitabın iddiaları kuruntudur, gerçek değildir.]

(Müminler, kâfirleri dost edinmesinler! Onları dost edinenler, Allah’ın dostluğunu bırakmış olur.)
[Al-i İmran 28] [Kâfirlere kucak açan, Allah’ın dostluğunu bırakmış olur.]

Netice: İslamiyet sadece bize gelmedi, bütün insanlara geldi, yani Müslüman olarak bizim tekelimizde değildir. İslamiyet ortada bir nimet gibidir. Kim olursa olsun, bunu inanıp, beğenip, kabul edene Müslüman denir. Kabul etmeyene kâfir denir. Kabul edip, bu imanla ölenler Cennete gidecektir. Kabul etmeyip, bu imansızlıkla yani kâfir olarak ölenler Cehenneme gidecektir. Bu, bizi yaratan Allahü teâlânın takdiridir. Bu ilahi takdirin aksini savunmak yani değiştirmek, hiçbir insanın elinde değildir. Bizim veya başkasının istemesiyle kimse Cennete de girmez, Cehenneme de girmez. Allahü teâlâ ne bildirmişse, elbette öyle olur.

Allahü teâlânın rahmeti
Sual:
(Şirke girmemiş, fakat zulümle ölmüş Hıristiyanların bir nevi şehid olduklarını söylemek âyet ve hadislere aykırı değildir. Çünkü Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır) sözü uygun mudur?
CEVAP
Bu söz, dinimizdeki dört delile [Kur’ana, sünnete, icmaya ve kıyas-ı fukahaya] aykırıdır. Şirke girmemiş Hıristiyan demek, Müslüman bir kâfir demektir. Kâfirse Müslüman denmez, Müslümansa kâfir denmez. Bu söz, necasete [pisliğe], temiz necaset demeye benzer. Yani temiz necaset denmez, temiz ise, o zaman necaset değildir. Hıristiyan gayrimüslimdir, kâfirdir. Her kâfir şirke girmiştir. Şirke girmemiş olana gayrimüslim veya Hıristiyan denmez, o Müslümandır. Şirke girerse kâfir olur. Hangi Hıristiyan Amentü’deki altı esasın hepsine inanıyor ki?

Hıristiyanlarla aramızdaki inanç farklılıkları çok ise de birkaçını bildirelim:
1- Biz bir Allah’a inanırız. Onlar üç ilaha inanırlar. Hazret-i İsa’ya tanrının oğlu ve tanrı diyorlar.

2-
Onlar tanrı gökte derler, biz Allah’ı mekandan münezzeh biliriz.

3-
Biz semavi kitapların hepsine inanırız, onlar, Kur’ana inanmazlar.

4-
Biz bütün Peygamberlere inanırız, onlar, Muhammed aleyhisselama inanmazlar.

5-
Biz hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna inanırız, onlar, (Tanrı kötülükleri takdir etmez) derler.
Amentü’ye inanmayan Cennete gider mi? Rahman, dünyadaki her mahluka acıyan, Rahim, ahirette yalnız müminlere acıyan demektir. Allahü teâlânın rahmeti, şefkati dünyada müminlere ve kâfirlere, herkese birlikte yetiştiği halde, ahirette kâfirlere merhametin zerresi bile yoktur. İşte üç âyet-i kerime meali:
(Kâfirlerin cami yapmaları ve diğer bütün [iyi] işleri, boşa gidecek, Cehennemde sonsuz kalacaklar.) [Tevbe 17]

(Bunlara ahirette yalnız Cehennem vardır. Emekleri ahirette boşa gider.)
[Hud 15, 16]
(Kâfirlerin dünyada yaptıkları iyi işler, çölde görünen seraba benzer.) [Nur 39]

Doğru iman [Ehl-i sünnet itikadı] şöyledir: Allah’ın azabından emin olmamak, rahmetinden de ümit kesmemek. Onun sevdiklerini sevmek, sevmediklerini de sevmemek. Hazret-i Zekeriyya şöyle övülüyor:
(Korku ile ümit arasında dua ederdi.) [Enbiya 90]

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Müslüman havf ve reca [korku ile ümit] arasında bulunursa, Allahü teâlâ, ona umduğunu verir ve korktuğundan onu emin kılar.) [Tirmizi]

(İmanın temeli Müslümanı sevmek ve kâfiri sevmemektir.)
[İ. Ahmed]
(İmanın efdali Allah için sevgi, Allah için buğzdur.) [Taberani]

Cenab-ı Hak, Hazret-i İsa’ya buyurdu ki:
(Yer ve göklerdekilerin ibadetlerini yapsan, dostlarımı sevmedikçe ve kâfirlere düşmanlık etmedikçe, hiç faydası olmaz.) [K. Saadet]


Eski ve yeni Hıristiyanlar
Sual:
Yahudilerle Hıristiyanların kâfir olduğunu, hatta onları dost edinenlerin de kâfir olacağını bildiren âyetler hakkında deniyor ki:
Kâfir olan Yahudi ve Hıristiyanlar, Asr-ı saadetteki kitap ehli idi. Şimdikiler, Cennete gidecektir. Çünkü dinsizliği yok etmek için onlarla omuz omuza çalışıyoruz.
Bu iddia hakkında açıklama yapar mısınız?
CEVAP
Bir kimsenin, mümin olup Cennete gidebilmesi için imanın altı esasının hepsine de inanması gerekir. Birine bile inanmayan kâfirdir. Hıristiyanlar, imanın altı esasından kaçına inanıyorlar?

Peygamber efendimiz imanı şöyle tarif etmiştir:
(İman; Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe [Cennete, Cehenneme, hesaba, mizana], kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna ölüme, öldükten sonra dirilmeye, inanmaktır. Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Onun kulu ve resulü olduğuma şehadet etmektir.) [Buhari, Müslim, Nesai]

Amentü’deki altı esastan birini inkâr eden kâfir olur. Sadece Allah’a inandım demek kâfi değildir. Hıristiyan ve Yahudiler, bizim peygamberimiz dahil bütün peygamberlere inanmadıkça kâfirlikten kurtulamazlar. Yahudiler, Hazret-i İsa’ya, Hıristiyanlar da, Muhammed aleyhisselama inanmadıkları için kâfir oldular. Amentü’de bildirilen altı husustan birini, mesela kaderi inkâr eden, kâfir olur, bütün iyi amelleri yok olur. (Redd-ül Muhtar)

İmanın altı esası şunlardır:
1- Allah’ın varlığına, bir olduğuna ve ortağının bulunmadığına inanmak.
[Hıristiyanların Allah inancı bile yanlıştır. Eflatunun uydurduğu teslis [trinite yani üç tanrı] fikrine inanıyorlar. Baba tanrı, oğul tanrı, kutsal ruh gibi değişik üç tanrıya inanıyorlar.

Hazret-i İsa böyle sözler söylememiştir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah, “Ey İsa, insanlara ‘Beni ve anamı Allah’tan başka iki ilah bilin” diye sen mi dedin?” diye sorunca, o da, “Hâşâ, seni tenzih ederim. Bu söz bana yakışmaz” dedi.) [Maide 116]

(İsa dedi ki: “Allah, benim de, sizin de Rabbinizdir.”)
[Zuhruf 63, 64]

(Meryem oğlu İsa, “Ben Allah’ın resulüyüm. Benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı, benden sonra gelecek Ahmed isimli peygamberi müjdeleyici olarak geldim” demişti.)
[Saf 6]

(İsa’ya, Allah diyenler kâfirdir. Halbuki Mesih, “Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin” dedi. “Allah üçün üçüncüsü” diyenler de kâfirdir.)
[Maide 72, 73]

Bir de tanrı gökte diyorlar. Bu da küfürdür. Böylece bu birinci maddeye inanmamış oluyorlar.]

2-
Meleklerin varlığına, onlarda erkeklik ve dişilik olmadığına inanmak.
[Hıristiyanlar, melekleri kız olarak kabul ediyorlar. Hatta “Onlar tanrının kızlarıdır” diyorlar. Melekleri kız olarak bildikleri için meleklere imanları da yanlıştır. Kur’an-ı kerimde mealen, (Allah ile birlikte başka ilah edinen Cehenneme atılır. Rabbiniz oğulları size ayırdı da kendisi için kız olarak melekleri mi edindi? Elbette vebali çok büyük söz ediyorsunuz) buyuruluyor. (İsra 39, 40)

3-
Semavi kitapların hepsine inanmak.
[Halbuki Ehl-i kitap, Kur’ana inanmaz. Kur’anda, (Âyetlerimize ancak kâfirler inanmaz) buyuruluyor. (Ankebut 47).

Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Ey ehl-i kitap, resulümüz [Muhammed aleyhisselam] kitaptan gizlediğiniz şeyleri açıklamak üzere geldi. Size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap geldi.) [Maide 15]

Kitaplara imanları da yanlıştır. Kur’ana inanmadıkları için de kâfir oluyorlar.]

4-
Bütün Peygamberlere inanmak.
[Onlar, Muhammed aleyhisselama inanmazlar. Peygamberlerden bazısını kabul edip, bazısını inkâr ederek ayrım yapanlar kâfirdir. (Bekara 285)

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.) [Enbiya 107]
(De ki, ey insanlar, ben, Allah’ın hepiniz için gönderdiği Resulüyüm.) [Araf 158]

(Âlemlere
[Cin ve insanlara ilahi azap ile] korkutucu [uyarıcı] olarak Furkanı [Kur’anı] kuluna [Muhammed aleyhisselama] indiren [Allah’ın şanı] ne yücedir.) [Furkan 1]

(Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bunu bilmez.)
[Sebe 28]

(Kimi, ona
[Resulüme] iman etti, kimi de, ondan yüz çevirdi. Bunlara da çılgın ateşli Cehennem yetti. Âyetlerimizi inkâr ederek kâfir olanları elbette ateşe atacağız.) [Nisa 55-56]

(Allah’a ve Onun ümmi nebi olan Resulüne iman edin, Ona tâbi olun ki doğru yolu bulasınız.)
[Araf 158]

Bir hadis-i şerifte de, (Bana iman etmeyen Yahudi ve Hıristiyan, mutlaka Cehenneme girecektir) buyuruldu. Peygamberlere imanları da yanlıştır. Muhammed aleyhisselamı hak peygamber bilip ona tâbi olmadıkları için kâfir oluyorlar.]

5-
Hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmak.
[Onlar, “Tanrı kötülükleri takdir etmez” derler. Acaba, takdir etmeyen, üç tanrıdan hangisi?]

6-
Öldükten sonra dirilmeye, ahirete, Cennet ve Cehenneme inanmaktır.
[Hıristiyanlar, İsa gökte krallık kuracak diyerek Cennete de inanmıyorlar. Bu altıncı maddeye aynen Müslümanlar gibi inansalar bile, diğer maddelere İslamiyet’in bildirdiğinin zıddına inandıkları için kâfir oluyorlar.]

Kur’anda kâfir olarak bildirilen Hıristiyanların eski Hıristiyan olduğunu, yenilerinin Cennetlik oldukları nasıl söylenebilir ki? Bu, Kur’anda mümin olarak bildirilen Müslümanların eski Müslüman olduğunu, yenilerinin Cehennemlik olduğunu iddia etmeye benziyor. Yahut Kur’anda bildirilen hususların ilk Müslümanlar veya ilk kâfirler için olduğunu, sonrakiler için bu hükümlerin geçersiz olduğunu iddia etmeye benziyor. Her ikisi de İslam’ı tanımıyorum demenin başka şekli değil midir?

Yeni Hıristiyanlar imanın bu altı şartına inanıyorlar mı da Cennetlik olsunlar? Cennetlikse hepsine inanmıştır, tevbe edip Müslüman olmuştur, buna artık Hıristiyan denmez. Hıristiyansa kâfirdir, Allah ve Resulünün düşmanıdır, buna Müslüman denmez.

Yeni Hıristiyanların eskilerden farkı nedir? Farkları şirkte daha ileri gitmeleri değil midir?

(Hıristiyanlarla dinsizliği yenmek için omuz omuza çalışıyoruz) diyorlar. Onlarla omuz omuza çalıştıkları doğrudur. Ancak, dinsizlere acaba hangi dini tavsiye ediyorlar, Müslümanlığı mı yoksa Hıristiyanlığı mı? Dinsizliği yenince yerine hangi dini koyacaklar, Müslümanlığı mı yoksa Hıristiyanlığı mı? Dinsizleri hangi imana davet ediyorlar? Yani dinsiz dese ki, tamam hata etmişim, inanmam lazım, ama hangi dine inanayım? Bunlar ne diyecekler? Ortada tuhaf bir durum var, birileri birilerini kandırıyor galiba. Yani ya Hıristiyan Müslümanı kandırıyor, ya da Müslüman Hıristiyanı kandırıyor, ya da, beraberce başkalarını kandırıyorlar. Öyle değil mi?

www.ailevekadin.com